Sungur’un vefatına gıpta etmemek mümkün değil

Sungur’un vefatına gıpta etmemek mümkün değil

Adalet eski bakanlarından İsmail Müftüoğlu'nun sözleri

Abdurrahman Iraz’ın haberi:

RİSALEHABER-Adalet eski bakanlarından İsmail Müftüoğlu, Mustafa Sungur ağabeyin vefatının mübarek bir ölüm olduğunu belirterek, “Gıpta etmemek mümkün değil” dedi.

Sungur ağabeyin ardından bir yazı kaleme alan Müftüoğlu, Fatih camiinin ender kalabalıklardan birini daha yaşadığını ifade ederek, Turgut Özal, Necmettin Erbakan’dan sonra böyle muhteşem kalabalık görmedi desek, herhalde abartmış olmayız” dedi.

Mustafa Sungur’un Bediüzzaman Said Nursi’nin has ve ilk talebelerinden birisi olduğunu, yıllar yılı Kur’an’a ve Risale-i Nura olan hizmetlerinin sonucu gönüllere taht kurduğunu ve insanları kucaklaştırmış olduğunu hatırlatan Müftüoğlu, “muhteşem kalabalıkları cenazesi münasebetiyle bir kere daha bir araya getirmiştir. Ayrıca 14 yaşında müşerref olduğu Risale-i Nur’a da ölümüne kadar hizmet etmiş ve nur neslinin yetişmesine gayret göstermiştir. Bunun semeresi de cenaze namazında görülmüştür. Demek ki Kur’an’a hizmet edenlere hizmet için herkes yarışmaktadır. Onun için yaşlısı, genci aramızdan ayrılan bu manevi çınara teşekkür etmek için Fatih camiini lebaleb doldurmuştur” şeklinde yazdı.

Mustafa Sungur ağabeyin her fani gibi mekan değiştirdiğini ve çok sevdiği Peygamberine, üstadı Bediüzzaman’a kavuşmanın huzuruna ulaştığını vurgulayan Müftüoğlu, “Zira yüz binlere varan Yasin’lerle, hatimlerle, dualarla yolcu edilmiştir. Cenazesinde herkes onun için ellerini havaya kaldırmış, herkes dua yarışında. Bu mübarek bir ölüm. Gıpta etmemek mümkün değil” dedi.

Müftüoğlu, yazısını şöyle sürdürdü:

“Geride kalanlara, ölümü bile nasihatlerle dolu idi. Dünya için kırılmaların, küsmelerin, düşmanlıkların yanlış olduğunu, ayrıca dine, imana hizmetin ne kadar bereketli olduğunu ayn-el yakin cemaate göstermiştir.

Mustafa Sungur’dan önce de Bediüzzaman’ın has talebelerinden Hulusi Yahyagil, Tahiri Mutlu, Zübeyir Gündüzalp, Bayram Yüksel, Hüsrev Altınbaşak, Rafet Barutçu, Hasan Feyzi, Ceylan Çalışkan, Molla Hamit aynı yolculuğu yapmış ve ebedi istiratgahlarına yerleşmişlerdi. Şimdi de bizler Mustafa Sungur Efendiyi ebediyete uğurlarken, onlar da onu karşılamaya hazırlanmışlardır.

Unutmamak gerekir ki, kayan yıldızların yerini mutlaka nur neslinden başkaları dolduracaktır. Bundan da ümitvarız. Zira Bediüzzaman; “Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılabı içinde en gür seda İslam’ın sedası olacaktır” buyurmuştur.

Ehli hal olan insanlar abesle iştigal etmezler. Söylediklerine inanmak gerekir. Mustafa Sungur’un 70 yıllık mücadelesi kolay olmamıştır ama mücadele hakkın hakimiyeti için yapıldığında iş kolaylaşır. Bu da bir iman meselesidir. Nitekim Bediüzzaman; “İman hem nurdur, hem kuvvettir. Hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir” demektedir. Başta Bediüzzaman Saidi Nursi, kahraman arkadaşları ve diğer ehli halin tamamı bu beyana kamil manada inandıkları için hizmet yarışında bulundular.

Mustafa Sungur’un cenazesinde farklı cemaatleri yekvücut hale getirmesi ve kendisine vaki olan bu muhabbeti görünce şunu düşündük: Milli görüş camiası Milli Görüşe hizmet edenlere, bu arada kırk yıldan beri Milli Görüşe hizmet eden ve ilklerden olan bize acaba aynı duyarlılığı gösterecek mi, ca-i sualdir. Sanmam. Zira siyasette kadrü kıymet bilinmez