Şüphesiz ki sen, elbette peygamberlerdensin

Şüphesiz ki sen, elbette peygamberlerdensin

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Yasin Sûresi 1-4. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
[Mekke devrinde nâzil olmuştur, 83 âyettir.]

1-Yâ, Sîn.(*)

2-Hikmetli Kur’ân’a yemîn olsun!

3-Şübhesiz ki sen, elbette peygamberlerdensin.(**)

4-Dosdoğru bir yol üzerinde(sin).(***)

(*) Yâ-sîn, “Ey insan!” demektir ki, murâdın Resûl-i Ekrem (asm) olduğu bildirilmektedir. Bu sûre, fazîletine binâen ve onu okuyanların kalbini nurlandırdığı için ‘Kur’ân’ın kalbi’ diye isimlendirilmiştir. (Nesefî, c. 4, 5)

(**) “Şu kasem (yemîn) işâret eder ki, risâletin hücceti (delîli) o derece yakīnî (kat‘î) ve haktır ki, hakkāniyette (doğrulukta) makām-ı ta‘zim ve hürmete (büyükleyip hürmet gösterilecek bir makāma) çıkmış ki, onunla kasem ediliyor. İşte şu işâret ile der: ‘Sen resûlsün. Çünki senin elinde Kur’ân var.’ Kur’ân ise, haktır ve Hakk’ın kelâmıdır.” (Zülfikār, 25. Söz, 16-17)

(***) “Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, hılkaten (yaratılış olarak) en mu‘tedil (orta hâlli) bir vaziyette ve en mükemmel bir sûrette halk edildiğinden (yaratıldığından), harekât ve sekenâtı (sükûneti), i‘tidâl ve istikāmet üzerine gitmiştir. Siyer-i Seniyesi (yaşadığı yüksek ahlâkı), kat‘î bir sûrette gösterir ki, her hareketinde istikāmet ve i‘tidâl üzerine gitmiş, ifrat ve tefritten (aşırı ileri gitmek ve aşırı geri kalmaktan) ictinâb etmiştir (kaçınmıştır). Evet Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, فاَسْتَقِمْ كَمآَ اُمِرْتَ [Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!] emrini tamâmıyla imtisâl ettiği (yerine getirdiği) için, bütün ef‘âl (fiiller) ve akvâl (sözler) ve ahvâlinde (hâllerinde) istikāmet, kat‘î bir sûrette görünüyor.” (Lem‘alar, 11. Lem‘a, 61-62)