Türk Kürtsüz, Kürt Türksüz olmaz
Yazar Abdulkadir Üzeyiroğlu’nun Sosyal Etüdler Derneği (SETÜD)’de gerçekleştirdiği Kürt meselesiyle ilgili seminerin notları:
Erkam Okur-Fatih Karaşahan’ın haberi
RisaleHaber-Sosyal Etüdler Merkezi'nin (SETÜD) düzenlediği "Said Nursi ve Demokratik Açılım" seminerinde konuşan yazar Abdülkadir Üzeyiroğlu, "Türkiye'de çok güzel gelişmeler oluyor. Bu süreç bundan sonra geriye döndürülemez. İnsan hakları kamil manada uygulanana dek bu süreç sürecek. Pandoranın kutusu açıldı. Bu düzenden rant sağlayanlar, bu sürece ket vurmak için ellerinden geleni yapıyorlar ama inşallah demokratik açılım süreci Türkiye'de yeni bir çığır açacak" dedi.
DİN ATMOSFERİ
Kürtlerin ve yaşadıkları bölgenin değerlendirmesiyle konuşmasına başlayan Üzeyiroğlu, "Kürtler 1000 yıldır bu coğrafyada, Mezopotamya'da yaşıyor. Alparslan'dan önce Anadolu'da Kürtler vardı ve Alparslan'a Anadolu kapılarının açılmasında en büyük desteği kürtler verdi. Anadolu'daki ilk cami 639 yılında kiliseden döndürülerek ibadete açılan Ulu Cami'dir. İslam tarihinde bir çok alim bu coğrafyada doğmuş ve bu coğrafyada hizmet etmiştir. Bunlardan en bilinenleri; İslam fıkhının en önemli alimlerinden birisi İmam-ı Azam Ebu Hanife, Kudüs'ü Haçlılar'ın elinden kurtaran Selahaddin Eyyubi, Mevlana Halidi Bağdadi'dir. Bu coğrafyanın ruhuna din hakimdir. Ne zaman ki Kürtlerin dini temelleri sarsılmaya çalışılmış, sorunlar o zaman başlamıştır" dedi.
KÜRTÇÜLÜĞÜN SEBEBİ TÜRKÇÜLÜKTÜR
Osmanlı döneminde bölgede uygulanan yönetim modelinin yurtdışında bulunan azınlık enstitülerince örnek model olarak kabul edildiğini söyleyen Üzeyiroğlu, "Özellikle Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman zamanında bölgeye çok geniş imtiyazlar tanındı ve bölge Hükümet-i Ekrad olarak nitelendirerek kürtlere önemli sorumluluklar yüklendi. Kürtler kendilerine verilen bu sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirdi. Osmanlı ve Şiiler arasında perde oldu. Osmanlı döneminde Kürt coğrafyasında sadece iki isyan kaydedildi ve bu isyanların hiç biri milliyetçilik düşüncesi taşımıyor, idari meselelerden kaynaklanıyordu. Tek parti döneminde ise 29 Kürt isyanı vardır ve bu isyanların bir çoğu milliyetçilik düşüncesi taşır. Çünkü Kürtçülük meselesi İtthat ve Terakki'nin ırkçı politikalarına bir tepki olarak gelişmiştir. Kürtçülüğün tek sebebi Türkçülüktür. Tütkçülüğü temel alan eğitim sistemi Türkçü yetiştirdiği kadar Kürtçü de yetiştirmiştir" şeklinde konuştu.
Üzeyiroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
IRKÇILIK ŞEYTAN MESLEĞİDİR
"Kurulan yeni Türk devletine kadar bölgedeki insanlar kendilerini Osmanlı teb'ası ve müslüman olarak nitelendiriyordu. İttihat ve Terakki menfi milliyetçiliği (Türkçülüğü) körükledi. Ki Türkçülüğü yaymaya çalışan bu insanların büyük çoğunluğu Türk değildir. Bunun en belirgin örneği Ziya Gökalp'tir. Ziya Gökalp Kürttür. Kürtçülük yapmış ancak tutmadığı için Türkçülük yapmaya başlamıştır. Türkçülük bir fesat şebekesinin ürünüdür. Şeytanın Hz. Adem'i beğenmediği gibi Türk'ü en üstün ırk olarak nitelendiren bu düşünce Kürt'lerden tepki görmüştür.
BEDİÜZZAMAN'IN 100 YILLIK PROJESİ
"Osmanlı'nın son dönemlerinde gelişen dünyayı ve gelecekteki tehlikeleri görerek hareket eden Bediüzzaman, hem bölgedeki insanları bilgilendirmeye çalışmış, hem Osmanlı yönetimine ulaşıp derdini anlatmaya çalışmıştır. Bediüzzaman bölgedeki sorunu "Cehalet, zaruret ve ihtilaf" olarak tespit etmiş ve çözüm olarak "Medreset-üz Zehra" adında bir üniversite projesiyle bölgede yeni yetişen nesle fen ve din bilimlerinin bir arada okutulduğu bir eğitim sistemini göstermiştir. O günün konjonktöründe savaşların ve diğer gelişmelerin sonucu olarak proje yarım kalmıştır.
BEDİÜZZAMAN EYALET SİSTEMİNE KARŞIDIR
"Said Nursi hayatı boyunca birlik, beraberlik, yardımlaşma ve gelişimi istemiştir. Bu gayelerin peşinden koşturmuştur. Bu tarzda bir eyalet ve fedarasyon sistemi bir bölünmeye neden olarak İslami düşünceyi zayıflatacağından Said Nursi eyalet sistemini tasvip etmez. Türkiye için en uygun çözüm tam demokratik bir yönetim sistemiyle sağlanabilir.
Kürtler her zaman Türklerin yanında ve Türklerin en büyük yardımcısı olmuşlardır. Kurtuluş savaşında Osmanlı teb'asında isyan etmeyen, devlet kurma peşinde koşmayan tek millet Kürtlerdir. Kürtler Türklerle birlik ve beraberlik içinde omuz omuza savaşmışlardır. Kurtuluş savaşı sırasında Ermenileri en büyük zarara uğratanlar Kürtlerdir. İslami bir atmosferde, adil bir yönetimle, demokratik bir yönetim sistemiyle bütün sorunlar çözülecek. Yüzyıllardır süren kardeşlik, devam edecektir.
Çözüm önerileri olarak şunlar söylenebilir:
- Özel TV kurulmalı
- Koruculuk kalkmalı
- Köy, kasaba ve şehir isimleri iade edilmeli
- Eğitim meselesi ve kültürel haklar düzenlenmeli
- Ekonomik kalkınma sağlanmalı
- İslami konularda hassasiyet gösterilmeli
- Anayasa değiştirilmeli
- İslam Birliği sağlam zeminlerde kurulmalı.