Ahmet AKCAN
Uhuvvet: Namus-u İlahi
Dinin şe’ni uhuvvet ve muhabbettir. Uhuvvet, iman noktasında kardeşliğe değer atfetmektir...
Uhuvvet “Hu” namına muhabbet ve hürmet, müzaheret ve muavenet demektir...
Uhuvvet; küçük farklılıkları muhafaza etmek, binler kadar “birler” (aynılıklar)adına bir araya gelmektir...
İman, kalbin merkezinde tevhidi iktiza etmektedir. İslam, hayatın içinde vahdet ve uhuvveti istemektedir. Yani iman birlemeyi (tevhidi), uhuvvet birleşmeyi (vahdet ve ittihadı) emretmektedir...
Kâinatın hey’et-i umumiyesine dikkat edildiğinde unsurlar arasında tesanüd, tecavüp, teavün ve teanuk olduğu görülmektedir. Birbirlerine dayanma, birbirleri ile yardımlaşma, birbirlerinin imdadına koşma, birbirleri ile kucaklaşma kevni manada vahdet ile tevhide delalet etmektedir...
Uhuvvet, içtimai manada tevhidi gerçekleştirmektir. O halde bir mümin, müminlere karşı gösterdiği tesanüd, tecavüp, teavün ve teanuk gibi meziyetlerin derecelerine bakarak Allah’a olan iman ve intisabının seviyesini ölçebilecektir...
Bugün müminlerin nazarlarına sunulacak en ehemmiyetli ifade, “tevhid-i imanî, elbette tevhid-i kulübü ister ve vahdet-i itikad dahi vahdet-i içtimaiyeyi iktiza eder” cümlesidir. Bu cümlede lazım melzum irtibatı nazarlara gösterilmektedir.
Lazımdan ayrılmayan, lazımın lazımı yani hasılatı olan manaya “melzum” denilmektir. Lamba var ışığı yoksa, iman var tevhid yoksa, tevhid var vahdet ve uhuvvet yoksa Kur’ani hakikatler hakkıyla idrak edilmiyor veya yaşanmaya değer görülmüyor demektir...
Uhuvvet hakikatini, hem zahiri ve harici hem batıni ve dâhili olarak tahlil etmek gerekmektedir. Bâtıni ve dâhili uhuvvet; ayrı ayrı binler latife ve cihazlardan müteşekkil mahiyet-i insaniyenin birbiri ile tesanüd etmeleri, birbirlerine kuvvet vermeleri demektir. Mesela; kalbin akıl ile olan ittifak ve uhuvveti onbir; akıl, kalp ve ruhun ittihad içinde uhuvveti yüzonbir, akıl, kalp, ruh ve sırrın imtizaç ile uhuvveti binyüzonbir kuvvet ve kıymetine ermesi demektir...
Batındaki uhuvvet hariçteki tesanüd ve teavüne de sebeptir. Zahirde ve hariçteki uhuvvet mertebeleri; itilaf, ittifak, ittihad, imtizaç ve tefani olmak üzere dört merhalede gerçekleşmektedir.
İtilaf umuma, ittifak hususa, ittihad ehassa, imtizaç ehass-ı havassa manevi hâsılat demektir...
Kevni manada varlık ailesinin reisini tek ve yekta bilme, misilsiz ve benzersiz kabul etme nispetinde, içtimai manada uhuvvet ve vahdet olması gerektiği şekliyle tezahür edecektir. Böyle olmazsa “sen o yana, ben bu yana” demek suretiyle niza başgösterecektir. Müminler arasında vahdet ve ittihad zedelenecek, belki de kıyameti netice verecektir...
Bedeviliği terkedememiş, cemaatçilik ve meşrepçilik hissiyatı ile kirlenmiş, iman intisabının iktiza ettiği vahdet mesajını idrak edememiş kesimlerin ehl-i hakka ciddi zarar verdikleri görülmektedir...
Hucurat suresinde “müminler ancak kardeştirler” ayeti; “ey müslümanlar! Sizler kaynağı Allah olan İslam sayesinde iman ailesine dâhil olup kardeşliğinizi bildiniz. Kardeşliğinizi zedeleyen nizayı terk ediniz. Kardeşlerinizin arasını düzeltiniz” mesajını vermektedir...
Bugün dini hizmetleri deruhte eden ferdler; biz ışığı mı, yoksa ampulü mü paylaşıyoruz sorusunu kendilerine sormaları gerekmektedir. Işığı paylaştıklarını iddia edenler içlerine düştükleri keşmekeşi, haset ve rekabeti, niza ve ihtilafı izah edemeyeceklerdir...
Elhasıl; uhuvvete ihanet, dinin özüne karşı işlenmiş bir cinayet hükmündedir. Böyle bir cinayeti işlemek dünyada zillet ve esarete, ahirette azap ve meşakkate sebebiyet verecektir. İçtimai tevhid olan uhuvveti gerçekleştirmeden, insanları hakkıyla irşad ve ikaz etmek muhal görünmektedir...
Her veled validesi cinsinden tevellüd etmektedir. Veled-i adavet valide-i husumetten, veled-i uhuvvet valide-i muhabbetten tevellüd etmektedir...
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.