Ukde

“Sözün bittiği yer” cümlesinin bile çok hafif kalacağı bir durum. Peki ben sözün bittiği yer tabirinin bile kendisini karşılayamadığı bir şey hakkında nasıl yazacağım?

“UKDE”… evet içimizde ukde kaldı, boğazımız düğüm düğüm ukdelendi. 

Teknik bilgi vermeyi pek sevmiyorum zira insan sıcağı yok teknik bilginin içinde. Dijital ortamlarda ve çok yerde teknik bilgi bulunur lâkin duygu ve düşünce ve dua insanın aklı ile kalb ve vicdanı ile, letaif ve duyguları ile içinde bulunduğudur. İnsana ait olan güzeldir latiftir. Hemen itiraf edeyim ki mevzuyu hafifletmek için biraz laf kalabalığı yapıyorum aslında şu an. Ne yapayım kolay değil bu konuda yazmak. 

İçinde bunca hüzün ve hatıra bulunan pek çok hafızanın bir arada olması ile hâsıl olan o havayı nasıl aktarabilirim ki?

Muhammed Benek kardeşimizin hayatının sinema yolculuğu ile alakalı kısmını anlatan kısa belgesel filmin adı “Ukde”. 

Ukde filmi ilk kez Malatya’da 8. Uluslararası Malatya Film Festivalinde 13 Kasım 2018 tarihinde 16.30'da seyirci ile buluştu. (Filmi izlemek için tıklayınız)

Daha evvel bir film festivalinde bulunduğumu hatırlamıyorum lâkin her halde film festivalleri coşkuludur. Sinemaya emek verenlerin uzun çabalar ve meşakkatlerle ortaya koydukları ürünlerin sergilenip takdir ve övgülerin, tebriklerin alınma vaktidir festivaller. Hizmetin bitip ücret alma vaktinin gelmesidir her halde diye düşünüyorum. Akıl yürütüyorum daha doğrusu. İşin içinde bulunanlar tashih edebilirler yanlışım var ise.

Evet bir filim festivalinde idik. Bir sinema salonunda ve bir belgesel filim izledik… Heyhat heyhat… hüzün, göz yaşı, hasret ve hamd olsun ki ümidimiz var idi. 

Evet ümit. Bütün ıstırap ve acılarımıza rağmen, ciğerimiz yanmasına rağmen ümidimiz var. Emir büyük yerden. Müsaade yok her ne hal ve şartta olursa ümit kesmeye. 

Hamd olsun Allahımız var imanımız var ahiret var. Merhum cevval, gayyur Muhammed Benek’in muhterem pederi İsmail Benek Ağabeyimizin filmin gösteriminden sonra yaptığı konuşmadaki cümlesi hepimiz için numune-i imtisal. Aklımda kalan kadarı ile aktarıyorum: “Ben bu vesile ile Allah’a ve ahirete olan imanımı yeniden içselleştirdim…” Evet, meşakkat ve musibetler ıstırap ve elemler Rabbimize ilticanın kapıları ve vesileleri değil mi?

Elbette ilmen bunları aktarmak yazmak kolay. Damdan düşmedikçe anlaşılır mı düşenin hâli…
Her ne kadar acılarını paylaşmaya çalışsak da zahirde ve surette kalıyor pek çok şey. Bu hasta ve gaddar ve bedbaht asrın vebası, maddeyle her şeyi ölçüp tartma hastalığı, ene ve nefislerin azgınlığı acılarımızı hüzünlerimizi bile mertçe yaşamaya mâni sanki… Her ne ise...

Evet herkesin coşku ile başarılarını kutladığı yerde hüznümüzle boynumuz bükük gözümüz yaşlı kalakaldık. 

Gelelim ümitlerimiz kısmına yoksa diğer veçhi uzatıp da kimseyi daha fazla ağlatmak istemem. İnsanların ümitlerini perçinleyen şevk ve ruhanî zevk veren yazılar yazmayı niyaz edip yalvarıyorum Rabbimden. Nefsanî hüzünler ve şeytanî ümit kesmelere vesile olacak cümleler ve kelimeler yazmaktan Rabbime sığınıyorum. Rabbim günahlarımızı affetsin güya iman hakikatlerine rağbet etsinler için insanları zaman zaman yeise atacak cümleler kurduğum vakidir. Eskişehirli kardeşlerim de buna şahit olmuşlardır. Buna da şahit olsunlar ki tövbe ettim. Estağfirullah. 

Ümit evet ümitlerimize gelelim. 
Merhum mücahid Muhammed kardeşimiz (adını her andığımda yakından tanıma fırsatı bulmadığıma üzülüyorum ama nasib. Kabrine gidişim kendisini hayatta iken görüşümden daha fazla. Vefatından sonra başladı bizim irtibatımız yani bir nevi. Ruhların irtibatı mekana, zamana ve aynı hayat mertebesinde bulunmaya bağlı değil ya.) Evet biliyorum parantez içi bu denli uzun olmamalıydı. Cümleye baştan başlıyım iyisi. Merhum mücahid Muhammed kardeşimiz… 

Subhanallah şu anda yağmurun şıpıltıları böldü yazımı. Yani şimdi ben Risale-i Nur okuyan biri olarak desem ki şu an yağmurun emr-i İlahî ile gönderiliyor olması bir makbuliyet alametidir merhum mübarek kardeşimizin de rahmete mazhariyetinin nişanesidir kim itiraz edebilir ki! Ve Muhammed kardeşimizin başlattığı misyonun devamının ne derece Rahmet–i İlahinin celbine vesile olacağına da bir işarettir desem var mı itiraz edebilecek olan? 

Hadislerin kısa filmlerini çekmek böyle bir zamanda böyle bir asırda bu kokuşmuşluk içinde bir gül bahçesinin husulüne vesile olamaz mı yani?

Muhammed kardeşimiz kısa filimler çekiyordu hadislerden hayatını alan. İnşallah gayyur sinemacı kardeşlerimiz onun misyonunu devam ettirecekler ve bu bayrak yarışı inşallah kıyamete dek daim olur. 

Sinema sanatı ile ilgilenen pek az mübarek var evet bu bir vakıa. Ne yazık ki bu sanat dalı hak etmediği halde haramlarla âlude olarak girdi hayatın içine. Sanki bu sanat ile iştigal edenler içkici ve pest ahlaklı olmalı idiler… 
Sanata ilgi duyanlar da ortamların nâmüsait hallerinden ürküp geri durdular çok zaman. Hamd olsun ki şimdi şimdi bu sanata gönül veren güzel ahlaklı olan ve sefih bir hayata özenmeyen ve özendirmeyen mübarek kardeşlerimiz var. Olmalı da. Allah sayılarını ve keyfiyetlerini arttırsın inşallah. 

Yazı uzuyor epey. Başka bir mevzuda yazıyor olsa idim “aman kim okuyacak bu kadar uzun yazıyı artık keseyim. Okunmayacağını bile bile yazmak eblehçe olmaz mı” derdim lâkin mevzu derin, konu uzun ve geniş olmasından devam ediyorum. Affınıza sığınarak ve sabrınızı tebrik ederek. Gerçi Muhammed Benek kardeşimin himmetidir elbette bu yazıyı okutan. Zira yazı onun ve onun makbul sa’yinin hakkındadır. 

Rabbim hiçbir samimi gayreti mukabelesiz bırakmaz böyle itikad ediyorum. Allah Muhammed kardeşimin bu müsbet bir çığır açan emeklerini kabul etsin inşallah.

Sanat ve sanatı vasıta ederek imana kuvvet vermeye çalışmak. Bu asrın en önemli mevzularından biridir. 
Düşmanımız olan zaruret, cehalet ve ihtilafa karşı kullanacağımız üç silahtan biridir sanat. (Marifet ve ittifakla beraber.) Evet sanat müthiş tesirli bir silahtır. 

Sanatın ahlak üzerindeki etkisini biz maalesef ki maalesef menfisini yaşayarak gördük…. Hala Şaban gibi bizim için mübarek olan bir ismi bir hayvanın ismi ile anıyoruz. Dizilerde Ramazan, Abuzer gibi bizce mübarek isimler hep menfi karakterler için kullanılmıştır. 

Dizilerin başını örten karakterleri ya büyücü veya temizlikçidirler. Hangi birini sayayım işte ortada halimiz. Bir hürmet ve saygı ifademiz olan “Efendi” tabiri dizilerde kapıcı ve odacılar için kullanılır. 

Bunca ifsat bilinçsiz, ilimsiz, emeksiz olur mu? Elbette ciddi çalıştılar, nefisler ve şeytanlar da kendilerine taraf olmasından ve tahrip de kolay olmasından muvaffak da oldular. 

Dine ve dinle ilgili her kutsala mesafeli ve hatta tepkili bir nesil. Beni benle değil siyasiler üzerinden tanımlamaya çalışan en yakınlarım ve zikretmek istemedim ama dayanamayacağım artık… Yok yok dayanmalıyım hiç hoş olmaz. Şimdi burdan sitem mi edeceğim güzel yeğenime. Olmaz durayım nefsî ve hissi olur bu. 

Ümidimizi perçinleyecek genç girişimci kardeşlerimizin Allah yollarını açık etsin inşallah. Tam bu konuyu yazmaya niyetlendiğim an gönderilen rahmet şahidim olsun ki hadis filmleri çekecek ve imanı, İslamı film yolu ile anlatacak ve elbette evvela kendisi ahlaken yaşama gayretinde olacak kardeşlerim dünya ve ahirette rahmete mazhar olurlar inşallah. 

Rahmet peygamberine Aleyhissalatü vesselam bu zamanda bu zamanın en etkili aracı ile hizmet etmek elbette güzeldir, hoştur. Meşakkati de elbette yok değil. Sinema sanatı ancak gönülden bağlanıp fedakarane çalışan ve meşakkatlere göğüs germesini bilenlerin işidir zaten. 

Yazacak çok şey var bu konuda elbet şimdilik benden bu kadar. Rabbim rahmeti ile muamele buyursun Muhammed Benek kardeşime inşallah. Evlatlarından da bahsetmek istedim ama hem kendi duygusallığımdan hem de nazik nâzeninleri incitme korkusundan yazamadım nasib. Rabbim hayırlı kapılar açar inşallah evlatlarına ve zürriyetine. 

Hadis filimlerine çalışacak olan kardeşlerimi de şimdiden bütün ruh u cânımla tebrik ediyor muvaffakiyyetler diliyor ve sünnete ittibadan hisselerinin ziyade olmasını temenni ediyorum. 

Merhum Muhammed Benek kardeşimizin ruhu için el-Fatiha.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum