Her ne kadar kamu personelinin Cuma namazına gidebilmesi için bir genelge yayınlansa da milyonlarca öğrenciyi bünyesinde barındıran üniversiteler ile ilgili herhangi bir yasal düzenleme halen daha getirilmedi. Üniversite yönetimleri Cuma namazı saatine ya ders ya da sınav koyuyor.

Bilimsel ve akademik özgürlük adı altında her türlü hakkını kullanan üniversitelerde halen dini inanç hürriyeti konusunda yeterli düzenlemeler yapılamadı. 185 üniversitenin eğitim hayatını sürdürdüğü ülkemizde özellikle dini inançların önündeki hürriyetlere yönelik kısıtlamalar devam ediyor. Bunun en somut örneği ise özellikle öğrenciler arasında büyük sorun olan Cuma namazına gidememe konusu.

ÖĞRENCİLER DÜZENLEME BEKLİYOR

28 Şubat sürecinde hiçbir yasal mevzuat olmamasına karşın başörtülü öğrenciler üniversite yönetimleri ve hocaların inisiyatifleriyle kampüs dışına itilmişti. Yönetimlere ve hocalara bırakılan inisiyatif şimdi de Cuma namazında yaşanıyor. Namaza gitmek isteyen öğrenciler, dini inanç hürriyeti hakkını kullanmak yerine yıllardır ders hocalarının inisiyatifine bırakıldı. Öğrenciler ve akademisyenler, Cuma namazına denk getirilen dersler ve sınavlar yüzünden ibadetlerini yerine getiremiyor.

CUMA NAMAZINA GİDEMİYORLAR

Son verilere göre 7 milyon öğrencinin yükseköğretimde eğitimlerini sürdürdüğü üniversitelerde Cuma günü büyük bir sorun yaşanıyor. Cuma namazına gitmek isteyen öğrenciler, üniversitelerin ders programı ve sınav programları yüzünden ibadetlerini yerine getiremiyor. Yıllardır adeta büyük bir sorun olan bu konu ile ilgili bugüne kadar neredeyse hiçbir düzenleme yapılmadı. Öğrenciler taleplerini fakülte yönetimlerine bildirmelerine karşın, yönetimler sorumluluğu ders hocalarına atmakta buluyor, ders hocaları ise yönetimlerin bu saate ders koyduklarını ifade ediyor.

SINAVLAR DAHİ NAMAZ SAATİNDE

Cuma namazına gitmek isteyen öğrenciler ise hocaların inisiyatiflerine bırakılmış durumda. Bu ise her fakültede, her bölümde ayrı ayrı uygulanıyor. Konu ders hocalarının inisiyatifine bırakıldığı için namaza gitmek isteyen öğrenciler, ibadetlerini yerine getiremiyor. Bazı hocalar izin verse de hocaların büyük bölümü öğrencilere zorluklar çıkarıyor, hatta izin dahi vermiyor. Konuyu değerlendiren öğrenciler, “Hocalar ya derse gelirsiniz ya da siz bilirsiniz. Biz yoklamada sizi yok yazarız” diyorlar. Namaza giden öğrenciler derslerde yok sayıldıkları için de dönem sonunda o dersten sınıfta kalabiliyorlar. Öğrenciye çıkarılan zorluk sadece bununla da sınırla değil. Sınav dönemlerinde de Cuma namazı saatine sınav konuluyor. Sınava giremeyen öğrenci ise otomatikman ders veya sınıf tekrarı ile karşı karşıya kalıyor.

DERS ÇİZELGELERİ NAMAZA GÖRE AYARLANMIYOR

Üniversitelerdeki ders çizelgelerinin de Cuma günlerindeki söz konusu ibadet saatine göre ayarlanmadığı görülüyor. Birçok üniversitede ders saatlerinin Cuma namazına denk getirildiği anlaşılıyor. Bazı üniversitelerde ise dersler Cuma namazından birkaç dakika önce bitiyor. Öğrencilerin bu üniversitelerde Cuma namazına yetişmesi de yine imkânsızlaşıyor. Üniversitelerin bir kısmı da öğleden sonraki ders saatlerini okunan ezandan birkaç dakika sonra başlatıyor. Bu üniversitelerde de namazın ders çizelgelerindeki saatlere denk geldiği görülüyor.

SÖZDE ÖZGÜRLÜKTEN DEM VURULUYOR

Üniversitelerde dini ibadetin önündeki engelin kaldırılamamasına karşın, diğer yandan milli ve manevi değerlere yönelik her türlü saldırıyı gerçekleştirenlere ise yol veriliyor. Başta gayri ahlaki davranışların sergilendiği bahar şenlikleri olmak üzere birçok alanda parti adı altında etkinliklere yer veriliyor. Özgürlük denilen kavramın arkasına sığınanlar sadece bununla da sınırla kalmadı. Son olarak geçen günlerde Boğaziçi Üniversitesi’nde kahraman Mehmetçiğimize yönelik açılan pankart da ‘özgürlük’ adıyla gelinen noktayı gözler önüne sermişti.

MEB DAHİ DÜZENLEMEYE GİTTİ

Ocak 2016’daki Başbakanlık’ın kamu personeline yönelik Cuma namazı izni genelgesinden sonra milyonlarca öğrenciyi bünyesinde barındıran Milli Eğitim’de ise ilk adım atılmıştı. Bakanlık 81 ilin milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği yazı ile okulların gerekli tedbirleri alması, personele gerekli kolaylığın sağlanması ve hatta ders çizelgelerinin de bu doğrultuda hazırlanması talep edilmişti.

YÖK BU KONUYA EL ATMALI

Yaptığı uygulamalar ile son dönemde akademik alanda ciddi düzenlemelere giden Yükseköğretim Kurulu’nun dini inanç hürriyeti konusunda da gerekli adımı atması bekleniyor. Özellikle Cuma namazı saatine ders ya da sınav konulmamasına yönelik bir düzenleme yapılması YÖK’ün alacağı karara bağlı. Kurul, eğer bu alanda bir düzenlemeye giderse, milyonlarca öğrenci ile akademisyen memnun kalacak. Sorunun çözümü için ayrıca üniversitelerin coğrafi konumu ve ezan saatlerinin de dikkate alınması gerekiyor.

Kaynak: Millî Gazete