Uyku bir içe dalıştır

Uykusuzluk üzerime çullanıyor, havanın ağırlığı göz kapaklarıma biniyor.
Ramazan-ı Şerif girdi gireli yeteri kadar uyuyamıyorum. Bir, bilemedin iki saat uykunun ardından zırıl zırıl çalan zillerin eşliğinde gecenin ortasına uyanıyorum.

Daha uykumu almadan bir de bakıyorum ki, sahur vakti teşrif edivermiş. Mahmur gözlerle mecburen kalkıp bir şeyler yiyorum. Yoksa havalar çok sıcak gidiyor, aç kalmak çok fazla bir şey değil ama susuz kalmak bir hayli sıkıntı veriyor.

Geçen gün 15-20 dakika güneş altında kaldım diye iftar saatini serapla çektim. Sanki Arap çöllerindeyim. Ayaklarım kuma batıyor, kayıyor, sürükleniyor, gözlerim serap görüyor, vahalardaki sulara kendimi atıyor, kuma belenip belenip susuzluğuma susuzluk katıyordum. Sonunda iftar mı beni yakaladı, ben mi iftarın içine düştüm bilinmez vakit tamam oldu.

Dudağımla dolaptan yeni çıkmış buz gibi su buluştuğunda sanki bin yıllık bir aşkın vuslatını yaşıyor, serinliğini bütün hücrelerimde hissediyordum. Susuzluğumu ancak üç-dört bardak su kesebildi.

Orucun kerameti bu kadar kuvvetli olmalı. Başka zaman kimse kimseyi böyle susuz tutamaz. Allah emretti başladık, Allah emretti açtık. Zahmeti gitti, rahmeti kaldı. Sevabı da inşaallah hesapsız oldu.

Neyse havalar bu günlerde daha da bir serinledi. Kadir Gecesine ulaştık. Lakin bu uykusuzluk bende hastalık derecesindeydi ve bir türlü göz kapaklarımı bırakmıyordu.
Sabah işe giderken serviste biraz uyumuşum. Öğle vakti biraz Kur’an okudum. İkindiden sonra uyku iyiden iyiye bastırdı. Uyanık kalmak için direniyordum. Farkında olmadan yaşlılar gibi dalıp dalıp gidiyor, başımın sağa sola ani düşüşleri ile uyanıp az da olsa kendime geliyordum.

Uyku ile gece birbirlerine her zaman yakışan çok güzel bir ikili. Lakin Kadir gecesinde iş değişiyor. Uyku ile çok mübarek ve bereketli bir geceyi ihya etmek ne mümkün?
Nasıl uyanık kalacağım? Bu yorgun ve uykusuz gözlerle Kur’an okumam imkânsız. Her ayetin ortasında dalıp dalıp gideceğimi, bir müddet sonra uyanıp tekrar kendimden geçeceğimi ve sadece bir ayetin ortasında düven sürer gibi dolanıp bir türlü sonunu getiremeyeceğimi çok iyi biliyorum.

Uyku, dış dünyadan içe doğru çekilmektir, bir başka âleme geçmektir, ruhen ve kalben başka âlemlerde seyahat etmektir. Dingin bir ruh hali güzel rüyalar yaşatır, korku ve endişe hali, kabus gördürür, her dalışta da sığ yerlere başınızı vurur, kan ter içinde uyanırsınız.

Keşke uykuya değil de ayetlerin mana deryasına dalabilsem. Daldıkça dönüp duruşlarım, döndükçe dalışlarım boşa gitmese. Kim bilir ne kadar güzel şeyler vardır orada. Her bir harfinde ayrı bir mana, ayrı bir alem, her kelime ve ayetinde perde perde sarılmış milyonlar âlem var. Perdeler sonsuz. Dünya bir perde, her perdenin arkasında ayrı bir perde, ayrı bir muamma var.

Her bir âlemin ayrı bir cilvesi, ayrı bir güzelliği var. Madde inceldikçe perdeler inceleşiyor, şeffaflaşıyor, nurlanıyor. Boş gibi görünen herbir perde aralığında bir avuç toprakta binlerce, milyonlarca böcek ve bakterinin, bir yudum suda milyonlar mikroorganizma yaşaması gibi, kendine has hayat tarzları ortaya çıkıyor, bir seste, bir parıltıda, bir ışık huzmesinde yaşayan varlıklar cevelan ediyor.

Göz kapakları bir perde, gözümüzün algı sınırı bir perde. Bu sınırları aşabilen teleskop, mikroskop gibi teknoloji nimetleri de birer perde.
Maddi perdeleri aşacak aletleri ilim dünyası sunuyor bize. Ya manevi perdeleri nasıl aşacağız? Hepsini aşmamız zaten mümkün değil. Ruhumuz, kalbimiz, duygularımız nasıl açılacak?

Elbette maddeden uzaklaşıp manaya ermekle, nefsin peşini bırakıp ulvi maksatların peşinde koşmakla, enfüsi tefekkürün zirvelerinde dolaşmakla, Ramazan’ın orucu ile melekiyet kazanmakla, Kadir Gecesi gibi seksen yıllık manevi bir ömrü kazandıran mübarek ve bereketli gün ve geceleri uyumadan ibadet ve taatle geçirmekle olacağından kuvvetle ümitvarım.

Uykusuzluğa fazla dayanamadım. Nefsimin mazereti vardı. Yarın işe gidecektim. Bir Yasin okuyup, alarmları da kurup yattım. Şükür ki sabah namazına uyanabildim. Namazı camide cemaatle eda ettim. Yüreğim buruk ama ümidim hala kaskavi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.