Yalan ve çocuk
Okul öncesi dönemlerde yalanın çocukların gelişim sürecinin bir parçası olduğu gerçeği unutulmamalıdır.
Ayşe Toker'in Yazısı
Çocuğun yalana başvurmasını engellemenin en iyi yolu çocuğun doğru söylediği durumlarda onun bu davranışının övülmeye layık olduğunu vurgulamak, ödüllendirmek. Dürüst davrandığı zamanlar da yaptığı hatadan dolayı dövmek bağırmak çocuğu yalana iteceği için çocuğa özür dileme fırsatları tanınmalı, yaptığı hatalardan dolayı ağır cezalar verilmemelidir.
Çocuklarımızda en korktuğumuz alışkanlıklardan birisi yalandır. Hikâyeler, masallar, şarkılarla; çocuklara yalanın kötülüğünü anlatmak için uğraşıp dururuz.
Ebeveynler çocuklarının yalanını yakaladığı zaman bundan sonrada hep yalan söyleyeceklermiş gibi gelir ve bu durum anne babaya korku ve endişe verir. Ancak yalanın ne çeşit bir yalan olduğunu belirlemek yalandan ne kadar korkmamız gerektiğiyle ilgili bilgi verecektir. Öncelikle yalanı değerlendirirken çocuğun yaşı ve gelişim dönemi özelliklerini bilmek önemlidir. Okul öncesi dönemlerde yalanın çocukların gelişim sürecinin bir parçası olduğu gerçeği de unutulmamalıdır. Özellikle okul öncesinde hayal gücünün etkisiyle zaman zaman hayali arkadaşlar, hayali kahramanlar ve olaylar gerçekle ilintili olmayabilir. Bu dönem elbette ki gelişimin ilk yıllarını kapsamaktadır.
Hayali yalanların dışında çocuğun yaşı ilerledikçe yalanların çeşitleri değişmektedir. Çocuk eğitiminde anne babanın çocuğun eğitim sürecine etkisi çok büyüktür. Taklit yalanları dediğimiz yalanlar daha çok çocuğun hayatını etkileyen insanları model alarak edindiği ve öğrendiği yalan çeşididir. Çocuğu kandırarak bir şeyler yapmaya çalışmak, kandırarak bir yerlere gitmek hem çocuğun ebeveynlere güvenini zedeler hem yalanı doğallaştırır. Sosyal yalanlar daha çok karşı tarafı kırmamak için söylenen günü kurtaran basit yalanlar. İnsanların günlük hayatta sık sık başvurduğu yalan çeşidi. Hastayım, trafik vardı, misafir geldi gibi mazeret yalanlarıdır. Savunma yalanları ise daha çok çocuğun başına gelmesinden korktuğu, incinmekten endişelendiği durumlarda kendini korumak adına söylediği yalan çeşididir. Baskıcı ve şiddet uygulayan ailelerde, duygusal örselenmenin sık olduğu ailelerde çocuk kendini korumak adına yalan söyleyebilir. Kendini belli bir tehdit altında hisseden yetişkinlerde bu çeşit yalana başvurur. Yüceltilmiş yalanlar ise başkalarının gözünde kendini yüceltmek, önemli kılmak, prestij kazanmak için başvurulan yalanlardır. Sahip olmadığı eşyalara sahipmiş gibi davranması, gücünü gösteren hikâyeler uydurması. Ergenlerde sıkça görülen bir yalan çeşididir.
Gerçekle yalanı ayırt edebilme yeteneği geliştikten sonra yalan hala çocuğun çok sık başvurduğu bir yöntemse çocuğun çevresel ilişkileri gözden geçirilmesi gerekir. Sosyalleşmesinde ve aile eğitiminde sıkıntıları olan, aşağılık duygularını yoğun yaşayan, bencil ve kıskanç çocukların yalana daha sık başvurdukları gözlenmiştir.Çevresel ortamda yeterince kendini ifade edemediğini düşünen çocuklar içlerinde tatmin edilememiş varolma isteğini bu şekilde doyurarak mutlu olmaya çalışırlar..Bu bencillik ve başkalarını kendi menfaati için aldatma isteği başka bir takım problemlerle birlikte ortaya çıkarsa bazı kişilik problemleri,psikiyatrik rahatsızlıklar düşünülebilir.Patolojik yalanın ilerlediği durumlarda yalan hayatın öyle önemli bir parçası haline gelmiştir ki kişi hiçbir kazanç elde etmese bile yalan söylemeden yapamaz.Bu tip durumlarda daha komplike bir tedavi gerekmektedir. İlaç artı psikoterapi tedavide önemli yer tutar.
Çocuğun yalana başvurmasını engellemenin en iyi yolu çocuğun doğru söylediği durumlarda onun bu davranışının övülmeye layık olduğunu vurgulamak, ödüllendirmek. Dürüst davrandığı zamanlar da yaptığı hatadan dolayı dövmek bağırmak çocuğu yalana iteceği için çocuğa özür dileme fırsatları tanınmalı, yaptığı hatalardan dolayı ağır cezalar verilmemelidir. Aksi halde çocuk yalan söyleyerek cezadan kurtulmayı zamanla öğrenecektir. Anne, baba ve yakın çevresinin sık yalana başvurmaları, çocuğun yalanı öğrenmesini ve taklit etmesini sağlayacaktır. Çocuklardan dürüst olmasını beklerken öncelikle yetişkinlerin yalana başvurmamaları gerekir. Çocuğun yeteneğinin üstünde beklenti çocukta strese neden olur. Mükemmel olma ya da anne ve babasının istediği gibi biri olma düşüncesi çocuğu yalana itebilir. Bu nedenle çocuklardan yüksek beklenti çocukta suçluluk duygusuna, aşağılık hislerine, kıskançlığa, kendini savunma ihtiyacına neden olur ki, bu sebepler çocuğun yalana başvurmasında önemli nedenlerdir.
Dünya Bülteni