Prof. Dr. Yasin ÇİÇEK

Prof. Dr. Yasin ÇİÇEK

Risale-i Nur Külliyatı Işığında Er-Rahman

Bismillahirrahman. Allah lafzından sonra Rahman geliyor. Cemali isimlerdendir.

"Evet Zât-ı Akdes'in alem-i zâtîsi ve en a'zamî ismi olan Lafzullah'tan sonra en a'zam ismi olan Rahman rızka bakar ve rızıktaki şükür ile ona yetişilir. Hem Rahman'ın en zahir manası Rezzak'tır." (Mektubat - 366)

Kur'an-ı Kerimde Bismillah'takilerle beraber Lafz-ı Rahman, yüz ellidokuz defa geçmektedir. (Mektubat - 407)

Rahman;Bütün mahlukatın kafir müslüman ayırt etmeden rızkını vermesi ve rızkına her daim kefil olmasıdır.

"Hazain-i rahmet sahibi Hâlık-ı Rahmanu'r-Rahîm'e, böyle bir acz ile itimat etmek lâzımdır. Odur herkese nokta-i istinad. Odur her zayıfa cihet-i istimdad… " (Mesnevi-i Nuriye/94)

"Ve keza sağ yanımızda fakr yarası, solda da acz, zaaf cerihası vardır. Eğer Kur'an'ın ilaçlarıyla tedavi edersen fakrımız, rahmet-i Rahman'ın ziyafetine şevk u iştiyaka inkılab edecektir." (Mesnevi-i Nuriye/220)

İnsandaki nihayetsiz acizlik ve fakirlik Cenâb-ı Hakka istinad ve istimdad etmeyi iktiza eder. İnsanda ki nihayetsiz fakr ve ihtiyaç Rahman ismine bakıyor. Fakr bizi Rahman ismine ulaştırıyor.

İnsan rızkını adeta iştiyakla arar, sever ve iştahla yer. Eğer bunlar Rahmanurrahîm namına olmak şartıyla güzeldir ve gereklidir. İştiha ve sevmek de bir şükürdür.

“Mesela, leziz taamları, güzel meyveleri; Cenab-ı Hakk'ın ihsanı ve o Rahman-ı Rahîm'in in'amı cihetinde sevmek, Rahman ve Mün'im isimlerini sevmektir hem manevî bir şükürdür.” (Sözler/704)

"Madem rûy-i zemin, bir sofra-i Rahman'dır. İnsanın şerefine kurulmuştur. Öyle ise, o sofradan istifade eden sair hayvanat ve tuyurun çoğu insana musahhar ve hizmetkâr olabilir." (Sözler - 26)

"Dünyayı, bir misafirhane-i Rahman olduğunu göstermekle ve dünyadaki mevcudat ise esma-i İlahiyenin âyineleri olduklarını ve masnuatı ise her vakit tazelenen mektubat-ı Samedaniye olduklarını bildirmekle, insanın fena-i dünyadan ve zeval-i eşyadan ve hubb‑u fâniyattan gelen yaralarını güzelce tedavi eder ve evhamın zulümatından kurtarır." (Sözler/700)

Tüm yeryüzü Rahmani bir sofradır. Bu sofradan en fazla nasiplenen insandır. Misafir sofrasından belli olur. İnsan Rahmanın şerefli misafirlerindendir.

"Kur'an'ın bütün surelerinin başlarında "Er-Rahmanu'r-Rahîm" sıfatıyla kendini bize takdim eden Allah, bir lem'a-i şefkatiyle, umum yavruların yardımına validelerini koşturduğunu ve her baharda, bir cilve-i rahmeti ile nimetlerini bize gönderdiğini ve o nimetlere nâil olmak, iman ve intisapla ve onu tanımakla olduğunu ve o gurbet ve kimsesizlikteki hastalık ise Cenab-ı Hakk'ın nazar-ı merhametini celbettireceğini, ehemmiyetli haber verir. (Lem'alar/467)

"İşte esma-i İlahiyenin her biri, ayrı ayrı birer âyine ister. Hem mesela Rahman, Rezzak hakikatli, asıl oldukları için kendilerine lâyık, rızka ve merhamete muhtaç mevcudatı ister. Rahman nasıl hakiki bir dünyada rızka muhtaç hakikatli zîruhları ister; Rahîm de öyle hakiki bir cenneti ister." (Mektubat/92)

Rahman-ı Rahîm isimleri birlikte en fazla kullanılan terkiplerdendir. Bu isimlerde rahmet ve şefkat manası hakimdir. Şefkat aşktan daha keskindir çünkü aşk karşılık ister fakat şefkat karşılık beklemez.

Annelerin memeleri vasıtasıyla Rahman ve Rahim olan Allah yavrulara süt verir. Eğer hayvani validelerde Rahim isminin tecellisi olan şefkat olmazsa aslan, kurt ve diğer hayvanat yavrusunu beslemezdi.

"Evet, Rahman ve Rahîm olan Sâni'-i Hakîm'in rahmeti, rahmetlerin en büyüğü olan saadet-i ebediyenin geleceğini tebşir ediyor. Zira rahmet ancak saadet-i ebediye ile rahmet olur. Ve nimet ancak o saadet ile nimet olur. Evet, bütün nimetleri nıkmetlere çeviren ebedî ayrılmaktan doğan ve umumî matemlerden yükselen o belalardan, kâinatı bilhassa şuurlu olan mahlukatı kurtaran şey, saadet-i ebediyenin gelmesidir." (İşârât-ül İ'caz/62)

"Sen yalnız Rahman ismine bak ki cennet bir cilvesi ve saadet-i ebediye bir lem'ası ve dünyadaki bütün rızık ve nimet, bir katresidir." (Sözler/702)

"öyle bir Rahman, öyle bir âlemde, öyle has ibadına öyle ikramlar edecek; ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne kalb-i beşere hutur etmiştir." (Sözler/84) Bu cümlede ki mana aynı zamanda bir hadisi şerifte de geçmektedir.

Allah'ın Rahman ve Rahîm isimleri ahireti ve cenneti gerektirir çünkü bir şey devam etmezse tam nimet olamaz. Rızkın devamı ancak saadet-i ebediye ile mümkündür.

"Rahmaniyet, rahîmiyet, hakîmiyet, âdiliyet gibi tabirler, Cenab-ı Hakk'ın hem isim, hem fiil, hem sıfat, hem şe'nlerine işaret ederler." (Şualar - 77)

"Öyle de her şeyi ihata eden "rahmaniyet" hakikatı dahi, vücuda gelen ve dünya hayatına giren bütün zîhayatları ve bilhâssa yeni gelenleri kemal-i intizamla beslemesi ve levazımatını yetiştirmesi ve hiçbirini unutmaması ve aynı rahmet, her yerde, her anda ve her ferde yetişmesiyle bedahetle hem vahdeti, hem vahdet içinde ehadiyeti gösterir." (Şualar - 170)

Rızka muhtaç bütün mahlukata merhametli bir şekilde ummadığı yerden gıdalarının ulaşması Cenab-ı Hakk'ın Rahmaniyeti iktiza eder. Mideyi veren midenin ihtiyacı olan gıdayı da O verecektir.

"Zat-ı Rahmanu'r-Rahîm'in delilleri ve âyineleri olan zîhayat ve insan gibi mazharlar, o kadar o Zat-ı Vâcibü'l-vücud'a delâletleri kat'î ve vâzıh ve zâhirdir ki güneşin timsalini ve aksini tutan parlak bir âyine parlaklığına ve delâletinin vuzuhuna işareten "O âyine güneştir." denildiği vakit, "İnsanda suret-i Rahman var." vuzuh‑u delâletine ve kemal-i münasebetine işareten denilmiş ve denilir." (Sözler/15)

Sureti Rahman; mahlukat içerisinde Rahman isminin tecellisine ve cilvesine en fazla mazhar ve makes insandır.

"Zira insanın nefsi, rahmaniyetin cilveleriyle, kalbi de rahîmiyetin tecelliyatıyla nimetlendikleri gibi; insanın aklı da hakîmiyetin letaifiyle zevk alır, telezzüz eder. İşte bu itibarla ağız dolusuyla "Elhamdülillah" söylemekle hamd ü senaları istilzam eder." (Şualar/648)

İnsandaki maddi ve manevi letaif ve duygular Cenâb-ı Hakk'ın farklı isimlerine ayinedir. Ruh, akıl, kalp ve sair letaif Cenâb-ı Hakk'ın farklı esmasına mirattır. Mide rızık istediği gibi kalpte rızık ister, akıl da rızık ister. Akıl ismi Hakîm'in muktezası gereği tefekkür etmek ister. Rahman daha çok maddi gıdalara, Rahim ise manevi gıdalara bakar.

Besmelede Rahman isminin Lafzullahtan sonra gelmesi önemlidir çünkü Lafzullah gibi Rahman isminin de Cenab-ı Hakk’ın sıfatlarına işaret ettiği aşağıdaki parağrafta izah edilmiştir.

اَلرَّحْمٰنِ‎ dahi ne ayn ne gayr olan sıfât-ı seb'aya remizdir. Zira Rahman, Rezzak manasınadır. Rızık, bekaya sebeptir. Beka, tekerrür‑ü vücuddan ibarettir. Vücud ise birincisi mümeyyize, ikincisi muhassısa, üçüncüsü müessire olmak üzere "ilim, irade, kudret" sıfatlarını istilzam eder. Beka dahi semere-i rızık mahsulü olduğu için "basar, sem', kelâm" sıfatlarını iktiza eder ki merzuk; istediği zaman ihtiyacını görsün, istediği zaman işitsin, aralarında vasıta bulunduğu takdirde o vasıta ile konuşsun. Bu altı sıfat, şüphesiz birinci sıfat olan "hayat"ı istilzam ederler. (İşârât-ül İ'caz/17)

Rahman-ı Bil-Hakk, Rahman-ı Lemyezel, Rahman-ı Rahîm, Rahman-ı Rahîm-i Zülcelâli ve'l-İkram, Rahman-ı Rezzâk, Rahman-ı Zülcemâl, Rahman-ı Zülcelal, Rahmân-ı Zülcelâli ve'l-İkram, Rahman-ı Zülkemal,Rahmâniyet ve Rahmanurrahîm gibi isimler külliyatta Rahman ismiyle birlikte kullanılmıştır.

Cenâb-ı Rahîm cennette daimi bir şekilde Rahmanın sofrasından istifade etmeyi nasip etsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum