Yemîn olsun ki, insanlar ve cinler Kur’ân’ın benzerini getiremezler

Yemîn olsun ki, insanlar ve cinler Kur’ân’ın benzerini getiremezler

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), İsrâ Sûresi 85-88. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

85-Hem sana ruhtan soruyorlar. De ki: “Ruh Rabbimin emrindendir; size ise ilimden ancak pek az bir şey verilmiştir.”

86-Celâlim Hakkı için, eğer dilersek sana vahyettiğimizi (Kur’ân’ı) tamâmen ortadan kaldırırız; sonra onun (geri getirilmesi) için bize karşı kendine bir vekîl de bulamazsın.

87-Ancak Rabbinden bir rahmet olarak (Kur’ân’ı ortadan kaldırmadık); gerçekten O’nun, senin üzerindeki ihsânı (çok) büyüktür.

88-(Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: “Yemîn olsun ki, eğer insanlar ve cinler bu Kur’ân’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler, birbirlerine yardımcı da olsalar, (yine) onun benzerini getiremezler.” (*)

(*) “(Bu âyetin) ifâde ettiği azîm ma‘nâ ve büyük hakīkat, kāsırü’l-fehm (anlayışı kısa) olanlarca ve dikkatsizlikle mübâlağalı bir belâğat (abartılı bir ifâde tarzı) için muhâl bir sûret (imkânsız bir şekil) zannediliyor. Hâşâ! (Aslâ!) Mübâlağa değil, muhâl bir sûret değil, ayn-ı hakīkat (hakīkatin ta kendisi) bir belâğat ve mümkün ve vâki‘ (olmuş) bir sûrettedir. O sûretin bir vechi (yönü) şudur ki, yani ‘Kur’ân’dan teraşşuh etmeyen (süzülmeyen) ve Kur’ân’ın malı olmayan ins ve cinnin (insanların ve cinlerin) bütün güzel sözleri toplansa, Kur’ân’ı tanzîr edemez (benzerini yapamaz)’ demektir. Hem edememiş ki, gösterilmiyor.” (Zülfikār, 25. Söz, 40-41)
Ayrıca bu âyetin geniş îzâhı için bakınız; (Zülfikār, 25. Söz, 190-253)