Yeşilay'ın kurucu üyesi, Bediüzzaman
Yeşilay'ın kurucu üyesi olan Bediüzzaman Said Nursi'nin, Yeşilay'ın dernek toplantılarında yaptığı konuşmaların bulunduğu tutanaklar...
RisaleHaber-Haber Merkezi
Cemiyetin kurulmasına neden olan en önemli olay; Birinci dünya savaşı sonrasında limanlarımıza gelen düşman gemilerinin beraberlerinde tonlarca içki getirmeleri ve kısa zamanda içki ve uyuşturucu madde alışkanlığı bir salgın halini almaya başlamasıdır.
Bu vahim olayı fark eden vatansever aydınlar (Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Bey ve arkadaşları) Şeyh'ül-İslam Haydarizâde İbrahim Efendi'nin teşvik ve himayesinde halkı ve gençliği uyarmak ve bu yolda mücadele etmek için 5 Mart 1920 tarihinde merkezi İstanbul'da Nallı Baba Camisinin yanındaki Matbuat Cemiyetinin binasında "Hilâl-i Ahdar" adıyla bir cemiyet kurdular.
Daha sonraları, cemiyet ilkönce "Yeşil Hilal" ve sonra da "Yeşilay" isimlerini kullandı. Cemiyetin şimdiki yasal adı ise "Türkiye Yeşilay Cemiyeti" dir.
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ YEŞİLAY CEMİYETİNİN KURUCULARINDANDI.
İlk kurucuları: Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Bey, Şeyhülislam Haydarizade İbrahim Efendi, Eşref Edip Fergan, Fahrettin Kerim Gökay, Süheyl Ünver, Salih Keramet Nigar ve Bediüzzaman Said Nursi’dir
KURULUŞ AMACI:
İçkinin zararlarını topluma anlatmak.
BEDİÜZZAMAN'IN BU CEMİYETİN KURUCULARINDAN OLUŞU 1966'DA AÇIKLANDI
İlk defa 1966 da Fahrettin Kerim Gökay, Yeşilay Dergisinde “Yeşilay Nasıl Kuruldu” başlıklı makalesinde yazdı.
Necmettin Şahiner’in 3 Mart 1981 de Gökay ile yaptığı röportajda bu konu bir kez daha teyid edildi.
Necmettin Şahiner'in araştırmasına göre Yeşilay ilk kurulduğu günlerde, biri küçük defter olan iki defter tutmuş. Bu üyelerin imza ve hüviyeti içindir. İşte bu defterde Üstad'ın ve diğer üyelerin imza ve hüviyetleri yer almaktadır. Diğer defter ise toplantılarda yapılan konuşmalar ve verilen tekliflerin bulunduğu tutanaklar yer almaktadır.
Yine Şahiner'in tespitine göre bu tutanakların bazılarında Bediüzzaman'ın da yer yer cümlelerine rastlanmıştır.
Reis: Yirmi yaşından genç olanlara içki verilmemesi Dahiliye Nezaretine (İçişleri Bakanlığına) müracaat edelim.
Bediüzzaman Said Efendi: “İyi… İyi..
Reis: (Gayr-i Müslimlerin) onbeş yaşından aşağı çocuklarına da satış yasaktır.
Bediüzzaman Said Efendi: “Bunlara dahil olarak Polis Nizamnamesini isteyelim.”
Tutanakların bir yerinde “medreseleri üye kabul edelim” teklifine karşı
Bediüzzaman Said Efendi: “Zaten talebeleri nehy-i mükerat (Allah’ın yasak kıldıklarını duyurmak) ile mükelleftirler. Din namına talebe vazife ile mükelleftir.”
İçkinin içilmesini önlemek amacıyla alınan kararlar hakkında konuşulurken konuşmaların bir yerinde;
Bediüzzaman Said Efendi: “İstanbul’un yüzde onu muhakemesine malik (kendi iradesi ile hareket edebilir ve kendini koruyabilir) Yüzde doksanı avamdır. Avam nasihatten ziyade kuvvetten korkar. Alaküllihal (ister istemez) kuvvete ihtiyaç vardır. Darül Hikmet’i-İslamiye çalışıyor, tevkif edemedi (yasaklayamadı veya durduramadı) Anadolu’da birden men edildi.”
Yine bir başka tutanakta:
Bediüzzaman Said Efendi: “En ziyade neşriyata ve matbuata ehemmiyet vermemiz lazımdır.”
Bediüzzaman Said Efendi: “Şeriatta hüküm var. Tabiplerin beyan ettiği hikmettir. (Doktorların bu husustaki açıklamalarını delil gösterilmesini istemektedir) Hamr, kumar bunlar kebairdendir.” Diyerek alınan kararlarda görüşlerini açıklama hususunda aktif rol aldığı anlaşılmaktadır.
Bu tutanakların gösterdiği önemli bir husus daha var o da; Bediüzzaman Hazretleri Yeşilay Cemiyetinin ilik yılında gayretle çalışmış ve toplantılarına katılmıştır. Daha sonra zaten Ankara’ya davet edilmiş ve oradan Van’a geçmiştir.
Nurettin Huyut'un 'Bediüzzaman ve Yeşilay Cemiyeti' yazısı için TIKLAYINIZ