Yine de nefret etmiyorum
Gazze işgalinde acının sembolü haline gelen Filistinli Dr. İzzeldin Ebul Eyş, "Nefret Etmemeliyim" kitabıyla vermek istediği mesajı Yeni Şafak'a anlattı.
Kitabını, İsrail tank ateşinde can veren 3 kızına ithaf eden Ebul Eyş, "İnsanlar benden nefret etmemi bekliyor. Hayır. Nefret etmedim, etmeyeceğim" diyor. Kitabını Başbakan Erdoğan'a da göndermek istediğini söyleyen Gazzeli doktor, "Türkiye'den davet olursa seve seve gelirim" diye ekliyor
İsrail'in Gazze işgalinde Mayar, Aya ve Bessan adlı 3 kızını tank ateşinde kurban veren Filistinli doktor İzzeldin Ebul Eyş... Belki en çok onun hakkı ama o yine de nefreti seçmiyor. "I Shall Not Hate" (Nefret Etmemeliyim) kitabıyla ilgili Yeni Şafak'ın sorularını yanıtlayan Ebul Eyş, "İnsanlar benden nefret etmemi bekliyor. Nefret etmedim, etmeyeceğim" diyor. Gazzeli doktor, İsrail'in yıktığı evini tekrar görmenin ise hayatının en zor anı olduğunu söylüyor.
Kitabınızda neyi anlattınız?
Filistinli bir doktor olma yolculuğumu anlattım. Gazze Şeridi'ndeki Cebaliye Mülteci Kampı'nda doğan bir Filistinli'nin hikâyesi... Bu, bir Müslüman olarak insanlığa mesajım. Allah bizi yok etmemiz için yaratmadı. Bizler için neyin iyi, neyin doğru olduğunu O bilir. İslam bir merhamet dinidir insanlık için. Bu kitabı, İsrail saldırısında can veren kızlarıma adadım. Onların kanlarının boşa gitmediğini göstermek istedim. Yalnızca konuşmakla iyileşmiyor bu yaralar, harekete geçilmediği sürece de faydası olmayacak.
Vermek istediğiniz mesaj nedir?
Benden nefret etmemi bekliyorlar. Nefret, bir korku, hastalık ve zehirdir. Onlara söylemek istiyorum, "nefret etmemeliyim". Bir Müslüman olarak nefret, İslam'da tavsiye edilmez. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) kendisine gelen ve 'Bana ne tavsiye edersin' diye soran birine 'öfkelenme' cevabını vermiştir. Bu soruya cevap verecek en güçlü insan. Kur'an da 'Affedin, sabredin' der.
Peki kimden nefret etmeli?
İnsanoğlunun elinden gelen kötülüklerden nefret ederim. Bunlardan kaçınmaya çalışırım ve hayatıma devam ederim. Filistinliler orada hayat mücadelesi veriyor. Daha parlak bir gelecek arıyor. Trajedi içinde yaşıyor. Ayağa kalkacak ve daha güçlü olacaksın, bunu önlemek için ve adalet için çalışacaksın. Bu nasıl olabilir? Çocuğa bir gülümseme ile, sokaktaki insanlara el uzatmak ile, insanlığa yardım kuruluşlarına bağış yapmak ile. Dünyanın büyük armoniye kavuşması için daha büyük şeyler yapabilirsin. Bir Müslüman olarak ne kaybettiği-mizi ve onları nasıl geri alacağımızı biliyorum.
3 kızını birden kaybetmiş bir baba olarak bu acının üstesinden nasıl gelebildiniz?
Bizler Allah'a inanıyoruz. Başımıza bu büyük felaket geldiği zaman Muhammed adındaki oğlum bana, "Neden ağlıyorsun baba, kız kardeşlerim orada mutlu. Gurur duymalısın" dedi.
Kitabınız Türkçe'ye de çevrilecek mi?
Evet kitabım Türkçe'ye de çevrilecek. Kitabımın çevrileceği diğer diller ise Arapça, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Hollandaca, Portekizce. Kitap, şu an Kanada'daki kitapçılarda yerini aldı. Birkaç ay içinde de Türkiye'de olacak.
Başbakan Erdoğan Davos'ta yaptığı konuşma ile İsrail işgaline sert tepki vermişti. Kitabınızı Erdoğan'a da göndermeyi düşündünüz mü?
Elbette çok isterim. Onunla (Erdoğan'la) tanışmayı, Türkiye'ye gelerek bu mesajı Türk halkına da iletmeyi çok isterim. Türk organizasyonlardan henüz bir davet almadım, ancak davet alırsam seve seve gelirim, üniversitelerde insanlarla konuşmak isterim.
Filistin'deki evinize gittiniz mi?
Ocak ayında kızlarımın ölümünün yıldönümünde Gazze'ye gittim. Bu, hayatımın en zor anıydı. Evim tamamen hayatla kaplıydı önceden, ancak şimdi hiçbir şey kalmamış. Gittiğimde bomboştu. Karanlıktı. Hiçbir insan yoktu. Tüm hayat, tüm doluluk gitmiş.
Gazze'deki son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gazze'de durum daha da kötüye gidiyor, insanlar daha kötüsünü bekliyor. Hayat mücadelesi içindeler. Umutlarını kaybetmek üzereler. Hayatlarını kaybettiler. Onlar da diğerleri gibi insan. Onları desteklemeliyiz. En çok ihtiyaç duydukları şey, elbette özgürlük, itibar, saygı, parlak bir gelecek.
Tünellere gaz bombası attığı iddia edilen Mısır'ın tavrına ne diyeceksiniz?
Bu tünelleri istemiyoruz. Filistinlilerin yeraltından gelecek yardımlara değil, yapılaşmış kurumlara ve ablukanın kalkmasına ihtiyacı var. İnsanları bu tünellere zorlamak baştan hata.
Filistin'e geri dönmeyi düşünüyor musunuz?
Elbette. Ben burada (Kanada) hem halkım hem de tüm insanlar için çalışıyorum. Temmuz'da orada olacağım inşallah. Gazze'ye medikal yardım gönderiyorum. Beni arayan hastalara yardım ediyorum.
İşgal Şatha'nın gözlerinden birini aldı ama o umudunu hiç kaybetmedi
Yaşamına Kanada'da devam eden Gazzeli doktora, buradaki hayatını ve çocuklarını sorduğumuzda ise cevap şöyle oluyor: "Hepsi çok iyi. Temmuzda Gazze'de akrabalarımızla ve arkadaşlarıyla buluşacaklar. Kızlarımdan Şatha, 3 kardeşinin öldüğü İsrail saldırısında yaralandı. Şu an tek gözü hiç görmüyor. Ancak Toronto Üniversitesi'nde bilgisayar mühendisliği bölümünde okuyor. Geleceğe umutla bakıyor. Akıllı, mücadeleci, kararlı bir kız o. İnsanların paralarını, canlarını alabilirsiniz ancak umutlarını alamazsınız. Umut her bir insan için parlak geleceğin anahtarıdır. Umut hayattır, umudu kaybettiğimizde hayat kaybederiz." İsrail'de jinekolog olarak bir hastanede çalışan Ebul Eyş, hafta sonları Gazze'deki evine dönüyor, hafta başında da İsrail'e gidiyordu. İbranice bilen doktor, Gazze işgali döneminde düzenli olarak İsrail kanalına canlı yayın bağlantılarına katılıyordu. 16 Ocak 2009'da İsrail tankları, Ebul Eyş ailesinin Cebaliye Mülteci Kampı'ndaki evlerini vurdu. Saldırı sırasında da telefon bağlantısı yapılmak üzereydi. Telefonu ağlayarak açan Ebul Eyş, 3 kızının öldüğü haberini yürekleri dağlayan feryadı ile duyurdu. Şu an Toronto Üniversitesi Dalla Lana Halk Sağlığı Okulu'nda Küresel Sağlık Bölümü'nde doçent doktor olarak görev yapan Ebul Eyş, hayattaki 5 çocuğuyla birlikte Kanada'da yaşamaya devam ediyor.
Yeni Şafak