İsmail AYBEY
Yunus Emre dizisinin yeni bölümünde dikkat çekenler
“Her can bir gövdeye konuk. Bizim canımız insan gövdesine, onun canı bir serçe gövdesine konuk! Tıpkı bu kuşlar gibi.. geldik, konduk, vakti gelende uçup gideriz bu daldan!” Yunus Emre
Nihayet, hayranları tarafından büyük bir merakla beklenen Yunus Emre-Aşkın Yolculuğu dizisi, ekranlara döndü. TRT1 tarafından sadece Ramazan Ayı için çekilen fakat izleyiciler tarafından yoğun talep gören dizi için haftada bir yayınlanma kararı alındı. Yeni bölümü Salı akşamı izleyicilerle buluştu. Hatta 08:00’de başlayan dizi biter bitmez 10:00’da tekrar yayınlandı.
Ramazan ayında yayınlanan son bölümünde Yunus Emre, Molla Kasım tarafından üzerine atılan bir iftiraya dayanamayarak şeyhi Tapduk Emre’ye durumu dillendirmiş, şeyhi tarafından da dergahtan kovulmuştu.
Yeni sezonun ilk bölümünde Yunus Emre, buğday satıcısı “Konyalı Molla” olarak karşımıza çıkıyor. Kovulduğu dergahtan öç almak uğruna, dergahın buğdayları satacağı fiyatın yarısına buğdaylarını satarak dergahı zor durumda bırakmak ister Yunus. Fakat Molla Kasım’ın, halkın korkulu rüyası Sarı Ağa’yı ve kolluklarını devreye sokması sonucu kendini Yusuf gibi dipsiz kuyularda bulur.
Yine kader örmüştür ağlarını Yunus’un. Derin kuyulardan bir şekilde kurtulup Şeyhinin dergahında bulur kendini. Yaptığına pişman olarak, tövbe ederek.
Oyuncuların eski zaman kıyafetleriyle, muhteşem zikir sahnesiyle yine gönüllerde taht kurmasını bildi Yunus Emre. Zannım odur ki izleyicilerden tam not aldı yine. Dizide oynayan oyuncular yapmacık değil, yürekten oynuyor. Nicedir mahrum kaldığımız Şeyhimiz Tapduk Emre’nin de sohbetlerini özlemişiz. Kulaklarımızın, kalplerimizin pası silindi:
“Özden şüphe eden varlıktan şüphe eder Kasımım.. Eski Yunanın filozoflarının işidir o.. Endişe kafir için Kasımım. Biz deriz ki mayamız şüpheyle değil aşkla karılır..”
“Buğday ekmek olur, nefsi doyurur. Nefsin arzularının remzidir buğday. Her kim ki nefsinin arzularına tabi olur da kendi hakikatini unutur ise cennetten de kovulur işte.”
Eleştirmek istediğim husus ise, büyücü sahnesinin uzun tutulması ve gereksiz olması. Şeyhin kızının -arkadaşının zoru ile de olsa- büyücüden medet ummasına bir anlam veremedim.
Ekranlarımızın da kalplerimiz gibi karardığı şu günlerde özlemişiz böyle maneviyatımıza yön veren dizileri. Bence sayıları arttırılmalı bu dizilerin. Çünkü, Derviş Yunus’u “Yunus Emre” yapan bir davadır, bir çiledir.
Hiç şüphesiz boşa değildir dava için sabırla, aşkla, çileyle verilen mücadeleler. Boşa değildir dergahlarda çile doldurması dervişlerin. İftiraya uğraması, dergahtan kovulması. Eğer bir dava içinse bunca koşturma, boşa değildir yapılan emekler. Kolay yetişmediği için günümüzde Yunuslar, boşa değildir adlarının günümüze kadar ulaşması. Ve boşuna değildir anne-babaların çocuklarına Yunus Emre ismini vermesi.
Teşekkürler TRT1 yetkilileri, halkın sesine kulaklarınızı tıkamayıp dizinin devamı kararını aldığınız için.
Sağlıcakla kalın.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.