Mehmet Ali ERDEM
Zengin ile fakirin harcama öncelikleri farklı
Bir önceki yazımızda tüketim harcamalarımıza ilişkin zaman ile kent-kır ayırımlarını da dikkate alan analizlerde bulunmuştuk.
Bu yazımızda ise farklı gelir grubundaki insanların, zengin ve fakir olarak nitelendirebileceğimiz grupların harcamalarını mukayese edeceğiz.
Farklı Gelir Grupları Açışından Değerlendirme Yapılması:
Ülkemizde gelirden en az pay alan ilk (en alttaki) %20 ile en fazla pay alan (en üstteki) %20’lik grubun harcamaları aslında insanımızın zenginleşince ne yaptığının/yapacağının bir fotoğrafı gibidir.
Farklı Hanehalkı gruplarının harcamaları içindeki tüketim çeşitlerinin oranlarının verildiği yukarıdaki tablo ile bu tüketim türleri içinde hanehalklarının payının verildiği aşağıdaki tablo (birlikte) yorumlandığında dikkat çeken hususlardan bir kısmının yorumu ise aşağıdadır:
• Hanehalkı harcamalarında konut-kira harcamalarının payı %27,3’ten %25,0’e düşerken, dar gelirlilerin harcamalarındaki payı ise aksine %33,4’ten %37,4’e yükselmiştir. En yüksek gelir grubundakiler de ise pay %23,9’dan %18,7’ye inmiştir.
Dar gelirlilerin ev için (kiracılar için kirayı, ev sahipleri ya da kira vermeden oturanlar için izafi kirayı, evin bakım-onarım ve su-elektrik-ısınma giderlerini içermektedir)yaptığı harcamaların önemi yıllar içinde artarken, gelirden en fazla payı alan en üstteki %20’lik grupta yer alanlar açısından konut giderlerinin önemi azalmıştır.
• Gıda ve içeceğe ayrılan pay yaklaşık %27’den %20’ye gerilemiş ve hem en alt ve hem de üst gruptaki hanehalklarının harcamaları içindeki payı azalmış iken, dar gelirlilerin bütçelerinden gıda ve içeceğe giden pay (%30,4),zenginlere (%13,7)oranla 2 kattan daha fazladır.
• Dar gelirli %20’deki hanehalkları gıda-içecek için bütçelerinden zengin gruptan 2 kattan daha fazla pay ayırmakla beraber, toplam gıda-içecek harcamaları zengin ilk grubun payı (%27,3), fakir grubun (%12,7) payından 2 kattan daha fazladır.
• Ulaşıma ayrılan pay iki kesimde de artmakta iken zenginlerin her 100 lirasından 27 lirası ulaştırma harcamalarına (taşıt alımı ve giderleri, yolcu taşımacılığı)gitmektedir. Dar gelirlilerin günlük hayatlarının devamı için ulaşım harcaması yaparken üst gruptakilerin kültür ve turizm amaçlı ulaşım giderlerinde bulunduğunu varsaymak çok da yanlış olmayacaktır.
Dar gelirlilerin ulaştırma-ulaşım harcamalarının payı %3’ten %6’ya çıkarken; zengin kesim için bu oran %11,2ten %26,6’ya yükselmiştir.
• Alt ve üst grubunun bütçelerindeki eğitim harcamalarının payları ve mutlak değerleri arasında devasabir fark vardır:Bu iki gelir grubunun harcamaları içinde eğitimin payı %0,4 ve %3,8 iken toplam harcamalar içindeki payları ise%2,5 ve %63,5’tir.
• İki tabloya da baktığımızda kültür, kitap-dergi-gazete, sanat, spor ve eğlence için de durumun eğitimdeki kadar olmasa da iç açıcı olmadığı görülmektedir.
· Harcamalarının %3,3’ünü haberleşme giderleri için ayıran ve toplam haberleşme giderlerinin %6,7’sini gerçekleştiren en alttaki %20’lik hanehalkı grubu, kültür ve eğitime aynı önemi vermemekte, bu kalemlere kendi harcamaları içinde sadece %1,2 ve %0,4 pay ayırmakta bu da toplam harcamalar içindeki payını %4,6 ve %,2,5’da bırakmaktadır.
· Bu gelir grubundakilerin üst gelir gruplarına tırmanma isteği için(her canlı gelişmek ve nimetlerden daha fazla yararlanmak ister) eğitim ve kültüre gerekli önemi atfetmedikleri sonucuna varılabilir. Aslında yapılan anketlere “ne yaparlarsa gelir seviyelerini artırabilecekleri” gibi bir sorunun da konması, toplumun en dar kesiminin hayata bakış açısını daha net ortaya koyacaktır.
Ancak dar gelirli bu hanehalklarına çok da haksızlık yapmamak için mutlak değer olarak da yıllık ortalama gelirlerini bilmekte yarar va
2012 (Yıllık,TL) |
En Alt %20 (1) |
En Üst %20 (2) |
2/1 |
Kır |
6.239 |
42.205 |
6,8 |
Kent |
10.376 |
65.975 |
6,4 |
Kentin fakiri de zengini de kırsalın fakir ve zengininden daha fazla gelire sahiptir.
Ancak, tahmin edilebileceğinin aksine, kırsaldaki dar gelirli ve zengin ilk ve son gruplar arasındaki fark (6,8 kat) kentteki farktan (6,4) daha fazladır.
“Veren el alan elden hayırlı” olduğuna göre inanan bir insan için dünya nimet ve imkânlarına sahip olmak yanlış değildir elbet.
“Dünya bizim dışımızdaki herkese kalkınma ve gelişme vaat ederken; sadece çaresiz Müslümanlar için gerileme ve alçalmaya yol açar” düşüncesinin bâtıl ve hatalı olduğu aşikârdır.
Dünya hayatı daha hayırlı olmak için bir fırsat sunarken, israf ederek israf olma riskini de içinde barındırmaktadır.
Beşerin insaniyet ve Âdemiyet yolculuğu da kaderi ve tercihleri ile belirlenmemekte midir?
Kazanırken ve harcarken her daim akılda bulunması gereken çok güzel bir söz vardır:
“Haramın cezası, helalin hesabı vardır”.
"Ayrıca, bir insanın kıymeti sahip oldukları ile değil onları nasıl kullandığı ile anlaşılır." (Cengiz Aydoğdu'nun 'Yalnızlık Muhatab İster' adlı kitabından.)
Bizler de bu dünyada misafir iken misafir ağırlayabilirsek, seferimiz kolaylaşacaktır.
İsrafla azalan ikramla artacaktır.
Etrafımıza karşı tavır geliştirirken Yaradanın tüm yarattıklarını ihata ettiğini her zaman hatırda tutabilmeliyiz.Çünkü bu bizim değerimizi de belirleyecektir:
Bir insanın değeri diğer insanlara, hayvanlara, bitkilere; hülasa tüm canlılara ve varlıklara verdiği değerlerin toplamıdır.
TÜİK, “Hanehalkı kullanılabilir gelire göre sıralı yüzde20’ler itibariyle yıllık kullanılabilir gelirin dağılımı (Türkiye, Kent, Kır).
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.