Zulmetmekten vazgeçen zulümden kurtulur

Epey zaman önce muhterem Şahin hoca, benim bir makalemi, önemine binaen olsa gerek kendi köşesinde yayınladı. Ben de bu gün, önemine binaen onun bir yazısını, kendi köşemde yayınlamaya karar verdim. Umarım ibret alınır. Umarım tarih tekerrür etmez.

Makale aynen şöyle:

“KİMSENİN YAPTIĞI YANINA KALMAZ!..”

“Yaşadığımız yeni olaylar da gösteriyor ki, Allah'ın adaleti er ya da geç mutlaka tahakkuk eder, kimsenin yaptığı yanına kalmaz!

Öyle ise kimse gücüne, kuvvetine güvenerek zulme kalkışmasın. Unutmasın ki, Allah 'imhal' eder, yani mühlet verir, zalimin tövbe etmesini bekler, ama ihmal etmez. Bir de bakarsınız ki, zulüm ve haksızlık yapanlar güçlerini yitirmişler, geçmişte yaptıkları zulümleri yanlarına kalmamış, karşılığını görmeye başlamışlar.

Bu tespitimizi, hatırlayacağınızı sandığım tarihî bir misalle dikkatinize arz edeyim izin verirseniz.

Abbasi halifesi Harun Reşid, sarayının bahçesindeki gül ağacını pek beğenir. Yaprağı, kokusu,  görünüşüyle dikkatini çeken gülü özel bakıma alması için bahçıvana emir verir:

- Bahçeye her geldiğimde bu güle bakarak dinleniyorum. Bunu özel korumaya al, bakımına itina göster, yapraklarını dökmesin, mevsim boyu üzerinde hep muhafaza etsin.

Bahçıvan, özel bir itina ile bakmaya başladığı gülün suyunu vaktinde verir, toprağını zamanında çapalar.. derken bir sabah bahçeye gelince bakar ki, gülün dalına konan bir bülbül, ne kadar yaprak varsa hepsini de gagalayarak yere sermiş, tek yaprak bırakmamış gülün başında. Korku ve telaşla koşar halifeye:

- Sultanım der, üzerine titrediğimiz gülün yapraklarını bir bülbül gagalayarak yere dökmüş, tek yaprak bırakmamış gülün başında!..

Hayatı boyunca çok şeyler yaşamış halife, sakin bir sesle cevap verir:

- Üzülme efendi üzülme der, bülbülün yaptığı yanına kalmaz!

Rahat bir nefes alan bahçıvan, işine döner. Bir gün bakar ki, bir yılan, yaprakları gagalayarak yere seren bülbülü yakalayıp ağzına almış, yutmak üzere otların arasında kayıp gidiyor. Heyecanla yine halifeye gelir:

- Sultanım der, gülün yapraklarını gagalayarak yere düşüren bülbülü bir yılan yakalamış, otların arasında yutmaya çalışırken gördüm. Sultan yine telaşsız:

- Merak etme efendi der, yılanın yaptığı da yanına kalmaz.

Bahçıvan yine işine döner. Bir ara bahçede çalışırken otların arasında yılanı görür. Hemen elindeki küreğiyle darbe üstüne darbe indirerek yılanı orada öldürür. Sevinçle geldiği halifeye de durumu anlatır:

- Sultanım der, bülbülü yutan yılanı ben de bahçede otlar arasında yakalayıp küreğimle öldürdüm.

Harun Reşid, yine sakin cevap verir:

- Bekle efendi bekle der, senin yaptığın da yanına kalmaz!..

Nitekim çok geçmez, bahçıvan da hatalar yapar. Yakalayıp halifenin huzuruna çıkararak cezalandırılmasını isterler. Halife emrini verir:

- Atın bu zalim adamı zindana!

Yaka paça zindana doğru götürülürken geriye dönen bahçıvan şunları söyler:

- Sultanım der, bülbülün yaptığı yanına kalmaz dediniz, onu yılan yuttu. Yılanın yaptığı yanına kalmaz, dediniz, onu da ben öldürdüm. Şimdi benim yaptığım da yanıma kalmıyor, beni de sen zindana attırıyorsun. Herkesin yaptığı yanına kalmıyor da senin yaptığın mı yanına kalacak? Demek sana da bir yapan çıkacak. Öyle ise gel sen bana yapma ki bir başkası da sana yapmasın! Ben yaptığımdan tövbe ediyorum çünkü...

Bu değerlendirmeyi başını sallayarak dinleyen Harun Reşid, 'Doğru söyledin bahçıvan.' diyerek emrini verir:

- Bırakın bahçıvanı, çiçekleri sulamaya devam etsin.

Derler ki:

- İyi de Bahçıvanın yaptığı yanına mı kalacak?

- Hayır, hayır der, kimsenin yaptığı yanına kalmaz. Daha ağır şekliyle ahirette ödemeye tehir edilir. Ama gafil insanlar bunun farkına varamaz da, yaptığı yanına kaldı sanırlar...

Şimdi ayeti okuyarak düşünme zamanı.

- "Fa'tebiru ya ülil ebsar!" İbret alın ey basiret sahipleri! Şimdi basiretle bakma zamanı...”

Ateşe barutla, yangına körükle gidenler de ibret alsın. Menfaatimiz zarar görmesin, keyfimiz bozulmasın, diye kimin haklı, kimin haksız olduğu belli olmadan tarafgirlik yapanlar da ibret alsın. Onların da yanına kalmayacak. Hepimize ders olan bir ayet-i celile de ben hatırlatayım.

Allah buyuruyor:

“Zalimlere meyletmeyin. (Onlara en ufak bir cesaret vermeyin.) Sonra zalimleri yakmak üzere gelen ateş sizi de yakar.” (Hud, 11/113) 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum