Kadir AYTAR
1. Uluslararası Hutbe-i Şamiye Sempozyumu
Risale Akademi’nin, Artuklu Üniversitesi, AKAV ve İstanbul İlim ve Kültür Vakfı ile birlikte Mardin’de düzenlemiş olduğu sempozyum, geçen sene yine aynı yerde yaptığı Demokrasi ve Kürt Meselesi konulu Münazarat Sempozyumunun terör meselesi gibi ülkemizin 30 yıllık kanayan yarasının tedavi edilme adımlarının atıldığı ve meyvelerinin toplanmaya başladığı günlerin süruru ile icra edildi. Kutlu doğum haftasının gölgesinde bulunulması ayrı bir güzellik.
Sempozyumun uluslar arası olması, yurtdışından gelen tebliğcilerin ağırlıklı olarak Ortadoğu ülkelerinden olmasını İslam birliği açısından gayet olumlu bir adım olarak değerlendirmemiz gerekir. 1911 yılında Şam Emeviye Camiinde irad edilmiş olan Hutbe-i Şamiye’nin Arap uyanışının devam ettiği bu süreçte okunuyor ve anlaşılmaya çalışılıyor oluşu gayet sevindirici bir gelişmedir.
Hutbe-i Şamiye’de Müslümanları geri bırakan ve sefalete düşüren hastalıkları teşhis edip çözüm yolları sunan Bediüzzaman’ı dinlememenin pişmanlığının bazı konuşmacılar tarafından dile getirilmesi ve geleceğe yönelik gündemlerine almaları, her türlü gelişmenin engeli olan ümitsizlik hastalığının inişe geçtiğini göstermektedir.
Birlik ve beraberliğin üzerindeki kara bulutların dağılmaya başladığı şu günlerde bu sempozyumun güzel bir kaynaşmaya vesile olduğu muhakkaktır. Nitekim birlik vurgusu yapan konuşmacılar, böyle bir toplantının, müzakere ve istişare ortamının birlik ve beraberliğin bir delili olduğunu ifade etmişlerdir.
Böylesine güzel ve verimli geçen düşünce panayırlarında yapılan alışverişlerin değeri çok büyüktür. Bulunduğu ülkenin veya mensubu olduğu ilmî müesseselerin temsilciliğini yapan bu konuşmacılar, dağarcıklarında bulunan ilim ve irfanı ortaya koymakla bir yandan başkalarına faydalı olma, diğer yandan da eksikliklerini tamamlama çabası içindedirler. Bunun dışında yeni kimselerle tanışma, yeni ilişkiler kurma, insanın düşüncelerindeki yanlışlıkları düzeltme imkânı sunacaktır.
Müslümanlar, bir asırdan fazladır Avrupa zalimlerinin esareti, diğer yandan müstebit ve gaspçı Asya münafıklarının tasallutu altında inim inim inlemişlerdir.
Hürriyetlerin gasbı ve insanlara korku salınması devri artık geçmiştir. İnternet devrimi kelebekler kadar latif olmasına rağmen en gaddar müstebitleri bile yıkabilecek kudrete sahiptir. Şimdi bu müstebitler birer birer gidiyor. Hâlâ kana doymayan bir iki zalim müstebitin direnişleri de hiç bir fayda vermeyecektir.
Yapay sınırlarla Müslümanları biri birinden ayıran, akrabaları bölüp parçalayan, onları görüşmekten alıkoyan, aralarındaki nuranî bağları kopartarak yabanileştiren zalimlerin, kurdukları sömürü düzeninden elde ettikleri servetler, kendi toplumlarının saadetsizliklerine hizmet etmekten başka bir işe yaramamıştır.
Bütün yapaylıklar ve istibdatların ortadan yavaş yavaş kalkma eğiliminde olması İslam’ın yeniden Müslümanların kalp ve ruhlarında dirilmesi ile sonuçlanacaktır. Müslümanlara küserek Avrupa’ya giden dürüstlük, çalışkanlık, birlikte çalışma, işbölümü, işi ehline verme gibi değerler, Müslümanların teveccühüne mazhar olmaları halinde, maddi ve manevi olarak kalkınmalarına vesile olacağı muhakkaktır.
Sanat, marifet ve ittifak Müslümanları zirveye ulaştırdığında, bütün insanlığa da güzel bir örnek olacağı, ışık saçacağı, ona yeni ve modern bir medeniyet sunacağı muhakkaktır.
Üç gün boyunca açış konuşmalarında, açış konferansında ve bilim adamlarının engin fikirlerini paylaştığı panellerde Hutbe-i Şamiye’nin önemine ve Müslümanlar için ne ifade ettiğine, içeriğindeki hastalıklara ve sunulan çözümlere dair 40’tan fazla tebliğ ortaya kondu. Kur’an ve Sünnet ışığında, Risale-i Nur projeksiyonu ile zamanı iyi okuyarak İslam esaslarına sadık kalmaya, ihlasla çok çalışmaya, adalet ve haktan ayrılmamaya vurgular yapıldı.
İnsanların şiddetle çözümüne ihtiyaç duydukları meselelerin görüşülüp çözüm önerileri sunması böyle sempozyumları değerli kılar. Katılımcıların, daha çok görüşme ihtiyacını hissetmeleri, Tıpkı Medresetüzzehra’nın memleketin ve dünyanın her yerinde şubeler açacak şekilde doğurgan olacağı gibi yeni programlar doğurması sempozyumun verimli geçtiğinin önemli işaretleridir.
Risale Akademi’nin ajandası yıl sonuna kadar dolu görünüyor. Önünde yapması gereken birçok seminerler, paneller ve sempozyumlar var. Pek yakında Bitlis’te ve Konya’da birer sempozyum daha yapacak. Çağın Kur’an tefsiri olan Risale-i Nurların çözüm önerilerini akademik zeminlerde gündeme taşıyarak yeni uygulanabilir projeler üretmeye, bütün entelektüel çevrelerin dikkatlerini çekmeye ve dünyayı yaşanabilir, güvenli bir ortam haline getirmeye devam edecektir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.