Abdurrahman ESEN

Abdurrahman ESEN

Narinim'e Bir Mektup

Narinim narin
Ruhumuzda açtın bir yara
Derin mi derin
Bir hal yaşadın ki
Çoğumuzu
Ebediyen mahkûm eder
Senin kaderin.
***
Kabrin güldeste oldu,
Haclegâha döndü.
Üzerinde
Narinler göz yaşlarına boğuldu,
Narin gözlerden sevgi, şefkat, hasret damlıyor.
Kartalozlarınsa el açmalarına aldanma
Deki ey bahtsızlar ey mücrimler
Rabbimden af dileyip
Bana tarziye verin.
***
Narinim;
Yaşadığın ve yaşattığın mesaible
Sen büyüdün,
Biz küçüldük.
Sen ululaştın,
Biz zelil olduk.
Sen ebediyet yurdunun yıldızı olurken
Biz içine düştüğümüz
Cehalet, vahşet, sefalet,
Rezalet çirkefinde debeleniyoruz.
***
Narinim
Sekiz yaşında nazenin bir fidanken
Asırlık bir çınar heybet ile
Narince haykırıyorsun.
Şairin dediği gibi;
"Durun kalabalıklar durun
Gittiğiniz yollar çıkmaz sokak..."
Veya düpedüz esfel-i ssafiliin.
Serencamınla diyorsun!
***
Bilmem ki duyar mıyız
Hakikate sağırız,
Hakka karşı kör olduk.
Hubbu dünya şehveti ile
İnsaniyetten
Hınzırlığa, ayılığa, maymunluğa
Evrimleştik
Sırtlanlaşanımız çok, yılanımız, çıyanımız çook
"İhdina..." diyenimiz de var amma
"En'amte aleyhim"e talip olmadık;
Olduk veleddallin, veleddallin.
***
Narinim
Mübarek manevi cesedine
Leşle beslenen sırtlanlar üşüşmüş
Nasıl çekiştiriyorlar bilsen
Süfli emellerine,
Fasit efkârlarına,
İğrenç ihtiraslarına alet etmek için
Titreyerek şüphesiz ki dersin
La'netullahi alezzalimiin
La'netullahi alel fasıkiin, alel faciriin.
***
Narinim
Sakın vakıf olduğun sırrı faş etme!
Dünya zaten kirlendi,
Bir pisliği de sen ifşa etme.
Yükün giran mı giran.
Mücrimler lal-u ebkem kesildi,
Kimisi beht-u hayretinden bîhuş
Kimi nedamet yerine vahşete kılıf uyduruyor
O hal ki
İtimat, güven hanesi oldu viran
Meşkuk aduvva dönüştü ciran
Sefil katiller için
Narinim oldun nirân
Ne hale düştü beşeriyet,
Ne kadar sefilleşti insan.
***
Bir vahşet ki
Zinhar hayvan yapmaz!
Karşında Mekke müşrikleri mi vardı
Abdullah bin Cahş ile beraber
Uhud'un eteklerinde mi idiniz
Gördüğün münkeratı def için
Gücünce cihad ettin,
Kesildi takatin, yetmedi nefesin,
Sen de feda-i can ettin
Bize bir ders-i ibret bırakarak gittin.
Sen ki bir mücahit ve bir sabiyi mecidsin
Hem gazi ve hem tıfl-ı şehidsin.
***
Narinim
Sakın kimseye söyleme; beni de ta'n ederler
Ama
Gittiğine sevindim.
Narindin adın gibi.
Kalsa idin
Bu kirlenmiş dünyada,
Bu div-u ejderhalar arasında
Kim bilir ne belalar ne musibetler yaşardın.
Bu sapkınlıkla bu şaşkınlar
Bal diye sana ne zehirler yedirir,
Ne ağular içirirdi.
Seni en seveninin bile kabrine koyduğu
Gelinlikle ne tuzaklardan kurtulduğunu gördün!
Üç beş saatlik keyifleri uğruna
Gelinlikle seni hurilik makamından soyup
Karşında oynayacaklardı
Sen günahlara bandıkça
Keyif çatacaklardı
Kendilerine benzettikleri için
Hava atacaklardı
Kimisi ihtiras, kimi hasetle
Sana bakacaklardı
Rabbime şükür sen kurtuldun.
***
Narinim seninle dertleşiyoruz ya
Herkes insanım diyor ama
İnsan olan az kaldı.
Müslümanlık adına abdestsiz niyaz kaldı
Bahar, yazımız geçti dehşetli bir ayaz kaldı
Rüzgâr-ı ....izmler, küfr-ü dalalet sert esti;
İtikadı, İtimadı, şefkati, merhameti süpürdü
Ma'sumun, mazlumun sesi kısıldı
Zulmanî avaz kaldı
Alametler çok zahir; titreyip depreşiyor
Takatsız kaldı Dünya; kıyamete az kaldı!
Çektiğin mezahim bizi ezdi, bitirdi
Bi iznillah sana çok ucuz kaldı
Ve sen Kurtuldun.
***
Şimdi Hocalar da bir garip
Tabut arkasında saf bağlayan
Bir cemmi gafir bulunca;
Bulduk çok şahid-ı kâzib
Diyerek Kiramen Kâtibin'i aldatmaya çalışır.
Haklıya- haksıza, suskun mevtaya bakmaz
Dilbazlardan helallik almaya çalışır
Fahirla davayı halletiğine alamet
Çakar bir fatiha;
Ve alır çook âmîn elbet
***
Narin kızım bilirmisin
Resulullah;
Küçük kızı vefat eden bir babaya acır,
Kabrine giderek seslenir:
-"Ya fülane babana dönmek istermisin"
Cevap gelir o narinden
-Hayır ya Resulullah
Ben daha hayırlısını buldum der.
Resulullah sana sorsa idi
Aman ya Resulallah sakın!,
Ölümden bin beter bir acı feryatla
İstemem derdin.
***
Narinim
Gittin beka yurduna;
Seni karşıladı kimler?
Önce melekler mi, huriler mi
Yoksa Filistinli narinler mi
Gittiğine en çok kimler sevindi
En çok kimlere sevindin.
Filistinli akranlarınla
Oldunuz 'Vildanun muhalleduun'
***
Narinim
Dersten çikmıştın; teneffüs
Şimdi berzahtasın
Bir ikram-ı İlahi, bir iltifat-ı Rahmani ki
Talebe-i ulumsun.
Rabbimden sana paye, sana ihsan.
Akan zaman seylinde
Kıyamete kadar niyaza devam.
Senden geride kalan narinleri unutma.
Evrimleşmişleri boş ver de
Ma'sumları, mazlumları duandan mahrum tutma
Cehliyle sırtlanlaşan, maymunlaşan
Sözde hâmilerin şerrinden,
Deccalların, şerrinden,
Müvesvislerin şerrinden
Hıfz-u inayetimiz için dua et
Çok muhtacız.
Sana perde kalktı; her şey zahir
Gördün sen aynel yakîn.
***
Narinim
Gelip seni bulmam zor, sesim ulaşmaz
Garibim, bikesim, yol bilmem, iz bilmem
Sen Sultan'ı ezelinin payıtahtındasın
Orda dünyanın sakil usulleri yok
Her şey nurani, her şey perdesiz
Narinlere iltifat ve rahmet kapıları açıktır
Hail, mani yoktur.
Bense;
Hani bir bağrı yanık demiş ya
"Takatim yok halimi takrire bile"
Biharf-u bi iştibah konuşulan bir yerde;
Sen anlarsın, sen nazlısın
Sen tavasut et muradıma
Tebrikim sana, tebcil sana
Ey "Vildanun muhalledun"
Ta'zimim efendimize ki;
"Sallallahu alâ seyyidina Muhammedin
Ve alâ alihi ve sahbihi ecmaîn
Tahmidim; "Elhamdulillahi Rabbil alemîn"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum