Açlığın pençesinden mükellef sofralara
Rahmet ve bereket ayı Mübarek Ramazan'a ayına girdik. Tüm dünya Müslümanları olarak idrak ediyoruz.
Seyri Alem - Mahmut Osmanoğlu'nun haberi
Rahmet ve bereket ayı Mübarek Ramazan'a ayına girdik. Tüm dünya Müslümanları olarak idrak ediyoruz. Ama bir kısmımız mükellef iftar ve sahurlarla geçireceğiz. Bir kısmımız ise açlığın pençesinde... Özellikle de kıtlığın bölgeyi "çocuk açlığı" olarak da nitelenen "en ciddi açlık" felaketine doğru sürüklediği Afrika Boynuzu'nda....
Geçtiğimiz hafta birçok ülkede yayınlanan gazeteler konuyu kendi gündemlerine taşıdılar. İngiltere'de yayınlanan Daily Star'ın 31 Temmuz tarihli nüshasında Aktör James Nesbitt'in yazdıklarına yer verildi. Nesbitt okuyucusuna "her altı dakikada bir çocuk ölüyor. Siz ve ben yardım edebiliriz" diye sesleniyor ve insanları bağışta bulunmaya çağırıyor.
Nesbitt bu açlığın Somali Çocuk Açlığı olduğunun altını çiziyor ve her gün 250 çocuğun açlıktan öldüğüne dikkat çekiyor ve beş yüz bini kritik durumda iki milyon genç açlığın pençesinde diyor.
Norveç'teki saldırıların Güney Afrika'daki çocukların içinde bulunduğu felaketi gölgede bıraktığını ifade eden Nesbitt, Norveç Çevre ve Kalkınma Bakanının ilginç ve önemli bir demecini aktarıyor: " Gün insanlığı yükseltme zamanıdır... saldırılara Norveç'in en iyi yolu uluslar arası dayanışmayı yükseltmektir."
Biz bunu, Müslümanlar olarak Ramazan ayına girerken bu dayanışmayı daha güçlü göstermeliyiz diye okuyabiliriz.
Suudi Arabistan'da yayınlanan Arab News gazetesi ise işin daha can acıtan boyutuna dikkat çekiyor manşeti ile. Arab News İslam Konferansı Örgütünün Somali'deki açlık felaketi için alınacak acil tedbirlerle ilgili İstanbul'da yaptığı toplantıda yaptığı çağrı manşetine taşımış: "Yardım İçin Savaşı Durdurun"
İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu felaketin yayıldığı şu günlerde birlik ve beraberliğin önemine dikkat çekiyor ve bunun mümkün olduğundan daha fazla canı kurtarabilmek için gerekli olduğunun altını çiziyor.
Gazeteden Örgütün toplantısından 57 üye ülkenin insani yardımlarını İslam Konferansı Örgütü'nün koordine etmesi üzerinde anlaşıldığını öğreniyoruz. İsrafları dünyaya malum bazı zengin ülkelerimizin devede kulak yardımlar yaptığını da.
Şunun altını çizmenin de önemi büyük: her dakika açlıktan ölen insanların bulunduğu bir ortamda savaşın durmasını bekleyecek lüksümüz de yok. Burada sivil toplum kuruluşları ve sivil inisiyatiflere ihtiyaç var.
Kanada'da yayınlanan Calgary Herald ise açlık felaketi acil bir insani yardıma ihtiyaç duyduğundan doğal bir felaket gibi algılanmaması gerektiğini, ortada insan elinden kaynaklanan bir sorun olduğunu, yönetim problemi olduğunu ve felaketle sadece bağışlarla baş edilemeyeceğini öne sürüyor. Gazete'de aynı şeyin altını çiziyor: " evet bağış tek çözüm değil ama insanları hayata bağlayabilmek için bunun da sağlanması gerekiyor.
Son olarak İsrail'de yayınlanan The Jerusalem Post'un anlamlı haberini getirelim gündeme: 29 Temmuz nüshasında gazete "Afrika'daki Açlık İçin Arap Dünyasına Çağrı" başlığını uygun görmüş. Haberde petrol zengini ülkelerin yardımda bulunduğunu ama insani yardım kuruluşlarının bunu yeterli görmediğinin altı çiziliyor. BM de bu konuda çağrı yapmış.
Alemlere Rahmet olarak gönderilen Yüce Peygamber hiçbir ayrım yapmadan "Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir" buyururken, sadece Araplar değil tüm İslam Alemine İnsani yardım kuruluşları veya BM'nin çağrısına ihtiyaç varmıydı.. tefekkür etmeliyiz.
Yeni Şafak