M. Maruf ÖZÜLKÜ
Adettendir; bir şey yapanı üzerler
Hiçbir iş yapmayanı kimse tenkit etmez.
Hiçbir iş yapmayan, hiç kimseyi rahatsız etmediğinden kimsenin tepkisini de çekmez.
İcraatın varsa hesap vereceksindir. Olmayan icraatın hesabını kimse sormaz.
Yani...
Birşeyin kıyısından köşesinden tutmaya başladığın an tepki bekle.
Birilerinden,"aferin", "maşaallah" tebriklerini alırsın.
Birilerinden, "Olmadı", "Sana katılmıyorum" ya da, "yanlış düşünüyorsun" karşılıklarını alırsın.
Bu nedenle memlekete çivi çakmamış idareciler "saygın", "temiz" ve "yıpranmamış" olur. Çok çalışan idareciler ise, "şaibe" ile "çevrelerini ihya etmek" ile suçlanır.
Bu her alanda böyledir.
Mesela, yazı yazıyorsunuzdur...
Yazı yazarken de herkesin bildiği kabul gördüğü konuları işlerseniz tepki görmezsiniz.
Orta halli bir yazar olarak yazı hayatınıza devam edersiniz.
Farklı konuları ele alırsanız, farklı önerilerde bulunursanız, kimileri sizi takdir eder, kimileri yerden yere vurur.
O zaman ya unutulmaz yazar olursunuz ya da linç edilirsiniz.
Mesela, siyaset yapıyorsunuzdur...
Yeni şeyler söylersiniz, suç çetelerinin teşhir edersiniz, açılım yaparsınız.
Seveniniz de olur sevmeyeniniz de...
Mesela, ticaretle uğraşıyorsunuzdur...
Farklı ürünler satar, müşteriyle farklı ilişkiler geliştirirsiniz. Çoğunluk memnundur ama...
Alışık olmayanlar ve bazı rakipleriniz boş durmayacaktır.
Mesela, üretim yapıyorsunuzdur...
Farklı teknikler denersiniz. Maliyetleri düşürür, sürümden kazanırsınız.
Başarırsanız mutlu olursunuz. Başkaları, başka şayialar yayar hakkınızda.
Mesela, ilim adamısınızdır...
Ezberden sıyrılır, söylenmedik şeyler, bilinmedik icatlar ortaya koyarsınız. Galile gibi muamele görürsunuz.
***
Mesela, Nur talebesinizdir...
Mesela, ehli tahkiksinizdir...
Mesela, çok soru sormaktasınızdır...
Mesela, bürhana tabi olmaktasınızdır...
Mesela, aklınızı kimsenin cebine koymamaktasınızdır...
Mesela, düşünce dünyanızı militarizmle resmi izmlerle sınırlandırmamaktasınızdır...
Mesela, kardeşlerin mabenynindeki muhabbet ve tesanüdü kimsenin keyfi için bozmamaktasınızdır...
Mesela, hakikatleri kimsenin inhısarına almasını kabul etmemektesinizdir...
Mesela, hadisata dar çerçeveyle bakmıyor, kader-hikmet penceresinden bakıyor ve bu yüzden kızma-küsme- düşman kesilme tavırlarını dengesizce sergilemiyorsunuzdur...
Mesela, mizaçların müteaddit olduğunu, bu nedenle hizmet tarzlarının da farklı olabileceğini ve ana çizgiyi zorlamayan tarzlara meşru bakıyorsunuzdur...
Mesela, doğruyu söylemek için illa mahallenin delisi olmak gerekmekediğini, herkesin farklı sesi dinlemesi gerektiğini düşünüyorsunuzdur...
Mesela, aleme meşveret ve meşrutiyetin faziletini anlatmak için lisan-ı kal kadar, lisan-ı halin de gerekli olduğunu idrak etmişsinizdir...
Mesela, kardeşi kardeşe düşman gösteren sinsi planlara yüz vermemektesinizdir...
Mesela, muhabbet ve tesanüde sımsıkı sarılmışsınızdır...
İşte o zaman, seni seven takdir eden civanmerd kardeşlerin de olur.
Hakkında aklına gelmeyecek isnad ve ithamlar yapacak, seni "hain", "işbirlikçi" ya da en azından "dengesiz" nitelendiren kimseler de olur.
Bu durumda yalpalamaya, kendinden şüphe etmene gerek yok.
Maksadın ve yol haritan doğruysa mesele yoktur.
Bilen biliyor.
Bilmeyen sonra öğrenir.
Öğrenmek istemeyenlerle fazla meşgul olmaya gerek yoktur.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.