Milletimiz ayaklarına vurulan asırlık prangalardan, zincirlerden, antidemokratik uygulamalardan, despotizmden anlamsız baskılardan, kurtulmak istiyor.

Millet gerçekten egemenliğin artık “kayıtsız-şartsız” olarak kendisine verilmesini istiyor.

Tek kafa yapısı, tek renk, tek fikir, tek isim ve tek resim seyretmekten  kurtulmak istiyor.

Millet isim ve resimden ibaret değil, vatan sınırlarının kışlaya dönüşmediği, etrafının duvarlarla örülmediği, İmanı, fikri, zikri, şükrü, zevki hür, gerçek Hürriyet, cumhura dayanan ve cumhurdan kıymetini ve kuvvetini alan gerçek Cumhuriyet istiyor.

Kısaca “Derin Devletin” cenderesinden çıkmak istiyor.

Millet göğsünü gere gere rahatlıkla her yerde “Müslüman’ım” demek ve İmanını inancını serbestçe yaşamak istiyor.

Millet İnandığı değerleri, İslam’ı, Kur’an’ı doğru bir şekilde öğrenmek ve bilmek istiyor.

Millet mazisinden, dininden, dilinden, değerlerinden sevdiklerinden kopmak istemiyor.

Millet tarihinin köklerine dayanıp istikbal kıtalarına uçmak istiyor.

Millet kendini var eden kimliğiyle, maddi manevi değerleriyle, İmanıyla, İslam ahlakıyla, iffetiyle, namusuyla muasır medeniyeti istiyor.

Millet  maddi manevi değerlerine sahip çıkan bunlara yeni zenginlikler  katan, en son fen ve teknoloji ve ilmi gelişmeleri öğreten eğitim-öğretim istiyor.

Millet İnançları ve değerleriyle uğraşmayan, sağlık, asayiş ve güvenliğini sağlayan, hudutlarını koruyan ve hemen her sahada serbest teşebbüse izin veren bir devlet istiyor.

Millet davul kendi boynunda tokmak başkalarının elinde değil, gölgeler altında olmayan, vesayet altında olmayan hükümetler  istiyor. 80 ihtilalinin ve 28 şubat dayatmasının cenderesinden birazcık olsun kurtulmuş olmayı başarı sayıyor.

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki herkes bilhassa inanan kesimler rahat bir nefes almaya başladı, fişlenmekten aşağılanmaktan ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmekten kurtulmaya başladı.

Hükümetin başlattığı demokratik açılımları dikkatle ve merakla beklemekteyiz. Gerçek demokrasi yolunda atılan adımları fevkalade önemsiyoruz.

Necip Milletimizin buna fevkalade ihtiyacı var ve buna layıktır.

CHP’den bu millete hayır gelmeyeceğini biz ve bizim gibiler elli senedir söylüyor.

Bazıları bizi yadırgayabilir.Ama şu son zamanlardaki demokrasi adına güzel açılımlara savaş açan güya çağdaş ve Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesine ulaştırmanın partisi olduğunu iddia eden bu partinin hala şeflik dönemlerindeki despotizmi, ilkel fikir ve inançları savunması ve demokratik açılımlara köstek olması adeta memleketin her sahada ilerlemesine takoz olması bizim bu parti hakkındaki hükmümüzün ne kadar isabetli ve gerçek olduğunu ortaya koyuyor. Bu partiye bu nedenle aferin (!) diyoruz. Bu yapınızı devam ettiriniz, bu nedenle bu Necip Millet sizi ebedi muhalefette tutacaktır. Buna inanınız.

Anadolu insanı bir çok etnik unsurlardan oluşmakta ve birlik ve beraberliğini İslamiyet çimentosuyla sağlamaktadır. Irkçı bir parti olarak siyaset yapmanın bu memlekete zarar verdiğine inananlardanız.

Diğer partilerin de gerçek demokrasiye, bu memleketin ne kadar ihtiyacı olduğunu hala tam anlamayıp, demokratik açılımlara yardımcı olmayıp, köstek olmalarını da esefle ve ibretle izliyoruz.

Bu partiler maalesef son zamanlardaki tutumlarıyla  oy alıp temsil ettikleri  kitlelerle ve Anadolu insanının inanç ve kimliğiyle ve asırlık dertleriyle  bir alakalarının olmadığı ve siyaseti iş olsun, geçim olsun, komşular alışverişte görsün diye yaptıkları anlaşılmaktadır.

Irkçı partiler; vatan ve millet için tehlikeli ve zararlı olduklarını görmemizdeki haklılığımızı son hareketleri ile onaylamış oldular. Ve bu milletin gerçek dostunu ve düşmanını tanımalarına yardımcı oldular. O nedenle bu partilere de iki katlı aferin (!) diyorum.