Dursun SİVRİ
Ahmed Hüsrev Altınbaşak Ağabey’in (rh), Risale-i Nur’un yazımı ve yayımı
Ahmed Hüsrev Altınbaşak Ağabey’in (rh), Risale-i Nur’un yazımı ve yayımı
Ahmed Hüsrev Efendi (1899-1977) Isparta’nın Senirce köyünde dünyaya geldi. “Yeşil Sarıklılar” namıyla bilinen, Isparta eşrafından ve baba tarafından Hz. Ebubekir’e (ra) dayanmaktadır.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Barla’ya sürgün gelmesinden bir müddet sonra, gördüğü bir rüya üzerine O’nu ziyarete gelen Hüsrev Efendi, bu ziyaretten itibaren O’nun ilk talebelerinden biri olarak hizmet-i nuriyede önemli bir rükün olarak yerini alır.
Eskişehir, Denizli ve Afyon hapishanelerinde Üstad’la birlikte kalır ve mahkemelerde yargılanır.
Risale-i Nur’un telifi tek parti döneminin şiddetli baskı döneminde gizli olarak elle yazılması, tashihi, tasnifi dağıtımı, okunması, istifadesi, hayata geçirilmesi, iletişimi, organizasyonu içine alan külli faaliyetlerin merkezinde yer alır.
Risale-i Nur’un ilk telifi bilindiği gibi gizli ve elle yazılmaktadır. “Nur fabrikası” unvanına haiz olmuştur. Yazıda hattının güzelliği ile temayüz etmiştir. Lâhikalardaki birçok mektuba muhatap hem de mektupların yazanıdır. Yazı yanında hizmet tarzı, metod, meslek meşrep esaslarının eğitimi de lahikalarla yapılıyor. Lahika mektuplarının hedefe ulaştırılması da hizmetin esas rükünlerindendir.
Bilindiği gibi risalelerin ilk dönem telifi Osmanlıcanın da temeli olan Kur’an alfabesiyledir. Harf inkılabıyla bir gecede bir millet okuma yazma bilmeyen bir kitle haline getirildiği malum.
Tarih yeniden yazılıyor, redd-i miras üzerine kurgulanmak isteniyordu.
Alfabenin, dilin değişimi geçmişle irtibatı koparmaya yönelikti.
İşte bu dehşetli planı Bediüzzaman ve talebeleri iğne ile kuyu kazar gibi telif edilip elle çoğaltılıp dağıtılan Risale-i Nur’la bozmuştur.
Hz. Ali’nin “Ercüze” kasidesinde işaret edilen, latin alfabesi ile okuma yazma kurslarına gece gündüz cebirle gece gündüz yeni harflerin öğretileceği ihbarı gerçekleşiyordu.
Yeni nesil artık Kur’an hattını Osmanlıcayı okuyamıyordu. Peki risalelerden nasıl istifade edecekti?
1953 yılında Üstad Bediüzzaman, “Hz. Ali’den ihtar aldım, Risale-i Nur’un yeni harflerle basım izni çıktı” diyor. Önceleri elle yazılıp çoğaltılan risaleler teksir makinesi ile çoğaltılıyor, bugün bildiğimiz takım haline getiriliyor. Sadece Tahiri Mutlu ağabey Atabey’de ailesi ile 10 takım yazıyor. Teksir makinesi ile sav köyünde İbrahim Gül ağabeyin değirmeni ve evinde takım olarak basım tamamlanıyor.
Üstadımızın vefatından sonra Hüsrev ağabey Kur’an hattı ile yazma, okuma ve okutma tarzındaki hizmetine ayrı bir kulvarda devam ediyor.
Risaleleri yazmak ve yazarken öğrenmenin daha etkin bir metod olduğu ilmi bir gerçek.
Kur’an hattının muhafazasının hem maddi hem mânevi önemi tartışılmaz.
Koskoca bir medeniyetin hafızası yakın sayılmış ve silinmeye çalışılmış. Moğol istilası ve tahribatından sonra en büyük tahribat bu harf devrimi ve diğer devrimlerin sebep olduğu tahribat tarihe geçmiştir.
Risale-i Nur hizmetinde farklı kulvarlarda hizmet eden Nur talebeleri Kur’an hattı ile (Osmanlıca yazı) yazıp okuyabilmeleri fantezi değil öncelikli bir vazife telakki edilmeliydi.
Risale-i Nur üniversitesinin farklı fakülteleri mesabesinde olan grupların hangisine dahil olursa olsun bu yazı meselesini canlı tutmak gerektiğine inanıyorum.
İşte Hüsrev Ağabey ve takipçileri, hatt-ı Kur’anın muhafazasında misyonunu yerine getirmişlerdir.
Üstadımızın keşfi olan Tevafuklu Kur’an’ın Hüsrev ağabey tarzındaki basımı bugün en çok basımı ve dağıtımı yapılan mushaftır. Belki her evde aynı tarz yazım Kur’an bulunuyor…
Tevafuklu Kur’anın basımı Risale-i Nur hizmetlerinin üç temel vazifesinden biridir. Hakkıyla yerine getirilmiştir. Elhamdülillah.
İlk olarak basımı Tahir Mutlu ağabeyin koordinasyonunda hatta merhum Hamit Aytaç’a yazdırılıp bastırılmıştır. Orijinal hat peyder pey fotokopi olarak Hüsrev ağabey’den alındığını biliyorum. Yanlış beyanımız tashih edilebilir. Memnun olurum.
Şimdi bu güne gelirsek,
İrfan Mektebi Yayınları arasında çıkan “Risale-i Nur’un Mahiyeti ve İstifade Yolları” konulu bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Yazarı İdris Tüzün.
Hüsrev Ağabey hakkında detaylı bilgiye ilk defa bu kitapta karşılaştım.
Gerçekten hem üslubu hem de sistematiği olarak güzel bir çalışmanın ürünü. Hacminin küçüklüğü ile beraber gayet kapsamlı ve tafsilatlı bilgileri içeren hem metod hem tanıtım el kitabı sayılır. Gerek yeni tanıyanlar için gerekse önceden tanıyanlar için de çok faydalı olabilecek bir kaynak sayılabilir.
Risalelerden istifade etme konusunda daha önceleri Metin Karabaşoğlu’nun “Risale Okumaları”, Levent Bilgi’nin “Risale-i Nur Okuma Metodları”, Cemil Tokpınar’ın benzer isimli bir kitaplar ile ortak yönleri olmakla birlikte özgün farklı noktalar da yer almakta. Bu alanda daha başka yeni çalışmalar yapılabilir, yapılmalıdır.
Risale-i Nur gruplarının ayrışma ve gruplaşma nedenlerini burada değerlendirme yapma konusu haddime değil. Ancak şu notu düşmeden de geçemeyeceğim.
Zaman en büyük müfessir olduğunu teyid ediyor gelişmeler, şartlar, muktezay-ı hâl.
Bu yazıya konu olan kitap yeni huruf yani Latin harfleri ile yayınlanmış.
Mâlum-u ilan olan bu ifadeyi anlamsız bulabilirsiniz. Ne demek istediğimi anlarsınız.
Buradan “gördünüz mü?” diyerek haklı çıktık şeklinde hissiyatımızın yansıması sayılmasın.
Büyük resme bakalım. Kaderin payını da hesaba katalım. Bugün gelinen durum her hizmet grubunun küresel ölçekteki faaliyetleri külli mânâda pozitif değişimde Risale-i Nur damgasını görelim ve şükredelim. Elhamdülillah.
Üstad Hz. Ali’den (ra) ihtar aldım yani izin çıktı diyor. Ne zaman 1953. Önce Osmanlıca bütün mecmuaları takım olarak teksir edelim sonra yeni hurufla neşredelim buyuruyorlar. İrfan Mektebi yayınlarını, Altınbaşak Neşriyatı, Hayrat Vakfı gibi hizmet kuruluşları ile çok yönlü hizmet eden ağabey ve kardeşlerimizi, bu vesile ile bilhassa İdris Tüzün’ü tebrik ediyorum… Adı geçen kitabı herkese tavsiye ediyorum.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.