Hasan TANRIVERDİ
Aile içi önemli iletişim kuralları -7
AYDA BİR OTURUM YAPIN!
Bizler, her zaman, her türlü ilişkilerin sağlıklı yürütülmesi için, istişare yapmak gerekir, diye söyleriz. Ancak, konuşmalarımızı uygulamaya dökemiyoruz. İster aile olsun, ister her hangi bir kurum olsun, sorunları oturup konuşmadıkça, birbirini dinlemedikçe, anlamadıkça, problemlere çözüm yolu bulamazsınız.
Emekli bir öğretmen arkadaşım anlattı. Önemli bir hayati konuda karar vermeleri öncesi, eşini, üç oğlunu ve bir kızını toplayıp konuyu müzakere etmek istemiş. Yaklaşık iki saat süren tartışma sonucunda, yirmi otuz senedir beraber yaşadığı çocuklarının, işin içine gelecek endişesi ve menfaatler girdiğinde, nasıl farklı hesaplar yaptıklarını görmüş ve bencillikleri karşısında hayretlere düşmüş.
O, çocuklarını hep kendi gibi düşündüğünü, ailenin daima aynı fikirde olduğunu zannediyormuş. Ama çocuklar hiçte düşündüğü gibi çıkmamışlar. Buna rağmen, sonuçta uygun bir karar da vermişler ve o kararın olumlu neticelerini de almışlar.
“Ben” dedi, “bunca zamandır, büyütüp yetiştirdiğim çocuklarımı tanıyamamışım.” Ben de sordum, “sen bir eğitimci olarak kendi yetiştirdiğin çocuğunu tanıyamamışsan, diğer insanların çocuklarını tanıma şansı nedir?”
İşte asıl mesele, eşimiz ve ailemizle birlikte, düzenli olarak en az ayda bir oturum yapmak suretiyle, birbirimizi tanıma imkânı bulur ve sorunlarımızı çözebilme becerisi kazanabiliriz. İnsanların, her yönüyle tanıdıkları kişilerle anlaşıp mutlu olma şansları daima fazladır.
SİZİN NE SÖYLEDİĞİNİZ DEĞİL, KARŞINIZDAKİNİN NE ANLADIĞI ÖNEMLİ
Çoğu zaman çocuklarımızla veya eşlerimize konuşurken, düşüncelerinin, bulunduğunuz ortamın dışında olduğunu fark edersiniz. Anlarsınız ki, boşa konuşuyorsunuz. Demek ki, o şu anda sizi dinlemeye hazır değil. Yapılacak şey, onu dinlemeye motive etmektir.
Eşleri ve çocukları, en güzel şekilde ikna etmek istiyorsanız, ellerini tutun ve gözlerinin içine bakarak konuşun. Eğer sizi dinlerken bakışları başka yerde ise, aranızda gerçek bir bağ oluşturamazsınız. Çünkü sizin ne konuştuğunuz değil, karşınızdakinin ne anladığı önemli. Onun anladığı dilden ve anlayışına göre konuşmalısınız.
Sevdiğimiz insanlarla beraber yaşamak, onlarla bir şeyler paylaşmak, onlara tahammül etmek hiçte kolay değildir. Birlikte yaşamak fedakârlık ister.
Mevlâna’nın dediği gibi “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşır.” Seviyorum demek kolay, ancak sevmek ve sevdiğini göstermek zordur. Leylâ’yı sevmek hoştur, lâkin Mecnun olmak zordur.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.