Aileler endişe içinde!
Uzmanlar, ailelerin çocuklarını kreşe ve anaokuluna gönderip göndermeme konusunda bekleyiş içinde olduklarını söylüyor...
Özel Okul Öncesi ve Etüt Eğitim Kurumları Birliği Derneği Başkanı Nebahat Boğut, ''domuz gribi''nin velileri ve eğitim kurumlarını kaygılandırdığını ancak çocukların evde tutulmasının çözüm olmadığını bildirdi. Boğut, ''Aksine bu durum çocuklar üzerinde psikolojik sorunlara ve davranış bozukluklarına neden olacaktır'' dedi.
Boğut yaptığı açıklamada, domuz gribi nedeniyle kreş ve anaokulu öğrencisi velilerinin ''tedirginlik yaşadıklarını'' ancak ''çocuklarını kreşe ve anaokuluna gönderip göndermeme konusunda bekleyiş içinde olduklarını'' ifade etti.
Sürecin paniğe dönüşmemesi için resmi makamların konuya daha fazla eğilmeleri gerektiğini vurgulayan Boğut, ''Resmi makamlar, kaygıların azaltılması için ailelere ve okul öncesi eğitim kurumlarına sağlıklı bilgi akışı sağlamalı'' dedi.
Boğut, Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü kontrolünde bin 500 civarında, Milli Eğitim Bakanlığı kontrolünde ise bin kreş, bakımevi ve anaokulu bulunduğunu, bu eğitim kurumlarına gelen çocuk sayısının 75 bini aştığını söyledi. Boğut, resmi kuruluşların kreş, bakımevi ve anaokullarındaki çocuklarla birlikte okul öncesi eğitim kapsamında bulunan çocuk sayısının çok daha fazla olduğunu belirtti.
Grip nedeniyle derneklerine bağlı her kreş, bakımevi ve anaokulundan şu ana kadar 3-4 çocuğun eğitime ara verdiğine dikkati çeken Boğut, velilerin paniğe sevk edilmesi ya da kafa karışıklığının ortadan kaldırılmaması halinde pek çok çocuğun daha evlerine kapatılacağını kaydetti.
''ÇOCUKLAR EVLERE HAPSEDİLMEMELİ''
Boğut, okul öncesi eğitim kurumlarının tatil edilmesinden, buralarda çocukları bulunan velilerin tedirgin edilmesinden en çok çocukların zarar göreceğine işaret ederek, şunları kaydetti:
''Çocukların kreş, bakımevi ve anaokullarından alınmaları, evlerde tutulmaları çözüm değil. Aksine bu durum çocuklar üzerinde psikolojik sorunlara ve davranış bozukluklarına neden olacaktır. Aileler çocuklarını eğitimsiz, pedagojik formasyonu olmayan kişilere teslim etmek zorunda kalacaklar. Aileler çok ciddi iletişim sorunu yaşayacak. Evlere kapatılan ve enerjisini boşaltamayan çocuklar mutsuz olacak.
Dünya Çocuk Hakları Bildirgesi'nin kabulünün 50. yılının kutlandığı bu günlerde, çocukların eğitim alma, yaşıtlarıyla bir arada olma, oynama haklarının ellerinden alınması tehlikesi söz konusu. Bu, çocuklara yapılacak en büyük haksızlıktır.''
Boğut, ayrıca Türkiye'nin okul öncesi eğitim konusunda dünyanın çok gerisinde olduğunu, son yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde yapılan çalışmaları anlattı. Bu çabalar sürerken diğer taraftan okul öncesi eğitim kurumlarından çocukların alınmasına neden olabilecek haberlerle sektöre zarar verildiğini dile getiren Boğut, ''Okul öncesi eğitim kurumlarında 15-20 bin kişi istihdam ediliyor. Öngörüsüz davranışlar, halkı paniğe sevk edici yayınlar nedeniyle ekonomik kriz ortamında güçlük çeken eğitim kurumları kapanma ve onlarca insan işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Sağlık gibi hassas bir konuda herkesin daha duyarlı hareket etmesi gerekiyor'' diye konuştu.
Bugün