Aktivistler Bediüzzaman’ı örnek almalı
RisaleHaber’e konuşan Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Emrullah Beytar, sivil toplum aktivistlerinin Bediüzzaman’ı örnek alması gerektiğini kaydetti.
Cemil Yüzer’in haberi
Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Emrullah Beytar, adaleti temel referansı olarak kabul ettiği için Bediüzzaman’ın başarıya ulaştığını söyledi.
RisaleHaber’e konuşan Emrullah Beytar, sivil hareketlerin Bediüzzaman’ın mücadele metodunu iyi analiz etmeleri gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Hangi amaç ve değer adına olursa olsun şiddeti kendilerine araç olarak kabul eden yapıların ismi ne olursa olsun insanlığın ortak vicdanında bir gün mutlaka yargılanacağı inancındayım.
Siyasi hareketlerden ziyade sivil hareketlerin Üstadın mücadele metodunu iyi analiz etmeleri gerektiği düşüncesindeyim. Üstad Kur’an’ın dört ana vurgusundan birisinin adalet ve ibadet olduğunu söyler. Üstadın çileli hayatına baktığımızda temel referanslarından biri veya sabitelerinden birisinin adalet olduğunu görmekteyiz. Yani bir devletin ve topluluğun selameti için ferdin rızası alınmadan ferdin feda edilemeyeceği anlayışıdır. Bu anlayışın hakim olmadığı her hareket ve mücadele araç olarak şiddeti benimsememiş olsalar da neticeleri itibariyle aynıdır. Bu adalet anlayışından uzak hareketler ya bizatihi ya da neticeleri itibariyle zülüm çarkının birer dişi haline gelirler.
“Üstadın hakkı kuvvette bulma anlayışı yerine kuvveti hakta bulma anlayışını savunmuş olması ve şahsi veya grupsal menfaatler yerine umumun menfaatini öncelemiş olması ve ferdiyetçilik yerine ittihadı ve tesanüdü mücadele metodu olarak kabul etmiş olması Üstad’ı başarıya ulaştıran önemli parametreler olduğu düşüncesindeyim.”
Kuvveti hakta bulanların, hakkı kuvvette bulanların planlarını akim bırakacağını söyleyen Beytar, “Bu anlamda farklı ırk, din ve kültürlere sahip insanların bir araya gelerek oluşmuş ortak vicdanın, duyguların önüne aklı ve itidalı koyarak, genelleyici kabul ve red anlayışından uzak hak ve adalet eksenli bir duruş sergilemelidir. Kuvveti hakta bulan, kavga yerine tanışma ve dayanışmayı esas alan sivil hareketler şiddeti ve kuvveti kendi amaçlarına ulaşmak için araç olarak kullanan yapıların planlarını akim bırakabilecek en etkili metotlardan biridir. Zalim ile mazlumun, doğru ile yanlışın iç içe girmiş olduğu bu yüzyılda sivil toplumun en az yanlış ve hata ile mücadelesini sürdürebilmesi için referanslarının hak ve adalet eksenli olup, her türlü şiddeti ve ayrımcılığı reddeden araçları kullanmalıdır. Her bireyin iyi ve kötü sıfatları olabildiği gibi her toplumun içinde de iyi ve kötü insanlar olduğu gibi zulme taraf olan ve zulme karşı çıkan insanlarda vardır ve insanlık var oldukçada bu fotoğrafın değişmeyeceği düşüncesindeyim.” diye konuştu.
Emrullah Beytar, sözlerini şöyle tamamladı: “Sivil toplum hareketleri asgari müştereklerden birleşip ortak bir duruş sergilemeyi başarabildiği takdirde şiddeti kendilerine araç olarak kabul görmüş yapılar üzerinde caydırıcı bir rol oynayabilecektir. Sivil hareketler kendi tabularıyla yüzleşip, klişelerinin dışına çıkmayı başarabildiği takdirde ancak o zaman ortak bir duruş sergileyebilirler. Sivil toplumun dün ve bugünkü fotoğrafı maalesef çok ümit verici değildir. Sayıları azda olsa farklı hareketler belli konularda ortak bir vicdan tesis etmeyi başarmışsa da oran olarak sayılarının çok az olduğunu söylemek mümkündür.”