Allah onlardan râzı olmuştur onlar da O’ndan râzı olmuşlardır

Allah onlardan râzı olmuştur onlar da O’ndan râzı olmuşlardır

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Mücadele Sûresi 18-22. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor

18-Allah onları hep berâber (tekrar) dirilteceği gün, size (îmân ettiklerine dâir) yemîn ettikleri gibi, O’na da yemîn edecekler ve kendilerinin bir şey (bir hakikat) üzerinde olduklarını sanacaklardır. Dikkat edin, şübhesiz ki onlar yalancıların ta kendileridir!

19-Şeytan onları hükmü altına almıştır da Allah’ı zikretmeyi kendilerine unutturmuştur. İşte onlar, şeytanın tarafdarlarıdırlar! Dikkat edin! Şeytanın tarafdarları hüsrâna uğrayanların ta kendileridir!

20-Şübhesiz ki Allah’a ve Resûlüne karşı, muhâlefet edenler yok mu, işte onlar en zelîl (en aşağı) kimseler arasındadırlar!

21-Allah, (Levh-i Mahfûz’da): “Celâlim hakkı için, ben muhakkak galib geleceğim, peygamberlerim de!” diye yazmıştır. Çünki Allah, Kavî (çok kuvvetli olan)dır, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir.

22-Allah’a ve âhiret gününe îmân eden bir topluluğun, babaları veya oğulları veya kardeşleri veya akrabâları bile olsalar, Allah’a ve Resûlüne karşı gelen kimselerle dostluk ettiklerini (göremez, onları o hâlde) bulamazsın!(*) İşte onlar ki, (Allah) kalblerine îmânı yazmış ve tarafından bir ruh (ilâhî bir yardım) ile onları kuvvetlendirmiştir. Ve onları, içlerinde ebediyen kalıcı oldukları, altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyacaktır. Allah onlardan râzı olmuştur ve (onlar da) O’ndan râzı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafdarlarıdır! Dikkat edin! Şübhesiz ki Allah’ın tarafdarları, gerçekten kurtuluşa erenlerdir!

(*)“Kâfirlerin, Müslümanlara ve ehl-i îmâna ve ehl-i Kur’ân’a düşman olmaları küfrün iktizâsındandır (gereğindendir). Çünki küfür, îmâna zıddır. Maahâzâ (bununla berâber) Kur’ân, kâfirleri ve âbâ ve ecdadlarını (baba ve dedelerini) i‘dâm-ı ebedî (sonsuz Cehennem azâbı) ile mahkûm etmiştir. Binâenaleyh Müslümanlarla ülfet ve muhabbetleri (dostluk ve sevgileri) mümkün olmayan kâfirlere muhabbet, boşa gider. Onların muhabbetiyle karşılaşılamaz. Onlardan meded beklenilemez.” (Mesnevî-i Nûriye, Habâb, 75)