Selahattin GEZER

Selahattin GEZER

Allah'ın iki özel merhameti

Mezardan, birkaç asır önce yaşamış birinin, kısa süreliğine bu âleme geri geldiğini düşünürsek, kendi dönemine göre, büyük değişikliğe uğramış dünyayı, teknolojiyi, yenilikleri gördüğünde ne büyük şaşkınlık yaşayarak; sudan çıkmış balığa dönecektir. Hele eline cep telefonu verildiğinde, konuşanın sesini duysa, ya da televizyon karşısına oturtulsa ne dehşetli ruh haline girecektir.

Erzurum’da, televizyonun ilk yayına girdiği dönemde, köyden gezmeye gelen halamı, komşumuz çaya davet eder. Koyu sohbete daldıkları bir an da, açılan televizyonda insanları görünce irileşen gözleri ve korku dolu sesi ile anneme sokulmuş “ Kız! Buda ne? Kutunun içine namahrem adamlar dolmuş” deyip, hızla yaşmağını çekmiş.

İlim ve teknoloji olmak üzere, her alandaki tekâmül, insanın rahatça kavrayacağı şekilde bugüne gelmiş. Her yenilik, bir sonraki yeniliğe, akılları hazırlamış, yenilere heyecan duyurmuş. Tüm istidatlarını çalıştırarak bir sonraki harikalara kavuşturmuş.

Bebeklikten büyüklüğe, anlayışımız duygularımız talim görerek yükseliyor. Ana rahmine düşen İnsan adayı, bir yetişkinin şuur ve aklı ile anne karnına teşrif edilmiyor. Ana rahmindeki çocuk her şeyden habersiz, dünya seyahatini beklerken, Kaderi ilahi, ilerde gerekli olacak, vakti saatinde kullanıma girecek, program ve donanımı yükleyerek gönderiyor. Ya! Dünyaya gelirken, yerinde olan şuur ve akıl olsaydı. Her şeyi hisseder ve anlar bir durumunda olsaydık, ne büyük dehşet, şaşkınlık yaşayacaktık. Allah’ın sonsuz rahmeti ve merhameti, kulunun aklını hoplatacak, şaşkınlığı yaşatmıyor. O karanlık, daracık âleme göre, cennet ihtişamında olan dünyaya gelirken yavaş, yavaş sindirerek anlayışı duyguları gelişiyor, devreye giriyor. Var olan her şeyin, sonsuz irade ve kudret sahibine ait olduğunu ve sanatının ihtişamına duyulan hayretini secde ile gösteriyor.

Sonsuz şefkat sahibi Allah’ın, iki özel merhameti var. Biri, ana rahmine göre bizi şok edecek, dünyanın büyüklüğünü, güzelliğini zamanla anlamamız, bir diğeri aklı hayrette bırakacak, Kâinatın büyüklüğünü, ihtişamını, nizamını verdiği tefekkür kabiliyeti ile, tüm duygularını çalıştırıp, anlayışını arttırarak, cennete hazırlıyor. Ancak Miraçla bütün âlemleri gören, dualarında hayretinin artmasını isteyen, Hazreti Peygamberin ruh hali, ani değişikliğe kaldıracak özellikte.

Hazreti Üstad, "İnsan, kâinatın ekser envâına muhtaç ve alâkadardır” diyor. Bediüzzaman, Risale-i Nurlarla kurdurduğu tefekkür laboratuarında, bizleri hakikat deneyleri ile neticeye yaklaştırıyor. Bu alakadar olmanın çok hikmetlerinden biride sanırım: Kâinatta Allah’ın kudretini haykıran dil olan, galaksilere, yıldızlarla gidemeyeceğimize, görüp dokunamayacağımıza göre, tefekkürle bu muhteşem büyüklüğe ruhu ve duyguları alıştırmak olmalı. Allah, kuluna ilerde harikalar harikası, cennet gibi öyle bir ebedi hediye verecek ki; vermeden önce dünyayı ön ikram olarak sunmuş. Burası kuluna acemi eğitim yeri. Tüm duyguları istidadı gelişip, kullukla burada ruhu irileştikten sonra “Buyur!” denecek.

Ne harika merhamet, kuluna büyük hediyeyi sunmadan, verdiği küçük hediye ile onun istidatlarının gelişmesini sağlamak. Küçücük bir bedende, aklın bile eliyle tutulamayan hayal, bir anda, en uzak mesafelere galaksilere, yıldızları kıskandıracak bir süratle gidip, dokunup geri dönüyor. Bedeni küçücük bir odada, ya da kırda, taşın üzerinde otururken, eli tek çiçeği koparana kadar, hayal en uzaklardan, demetlerle yıldız toplayıp geri dönüyor. Kulluk, Allah’ı tanıma, asli vazifesi neticesinde,  cennetin, nasıl muhteşem bir güzelliği ve büyüklüğü var ki? Allah, burada kâinatı tefekkürle, ruhu aşılıyor, iştahı kabarmış şekilde ebedi âleme teşrif ettiriyor. Buradaki ikramı ve ikram sahibini ve kendini tanımamıza sebep olan elçisini memnun etmesek, oradaki darlık, buradaki genişliği arattıracaktır. Zira geniş âlemde, kâinatın sanatkârını tanımamak, ileride daracık bir yeri gerektiriyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum