Anayasa

Türkiye’nin en parlak hukukçularından biri olan Osman Can, çeşitli kesimlerden oluşan bir grupla birlikte yirmi dört ili dolaşıp altı bin kişiyle görüşerek “toplumun anayasa taleplerini” saptadı.

Sonra da arkadaşlarıyla birlikte oturup bu talepleri “anayasa önerileri” olarak yazdı.

Sanırım ilk çıkan sonuç, bu toplumun “medyanın” sandığından çok farklı olduğu.

Özellikle “merkez medya” denen ama neyin merkezi olduğu tam bilinmeyen medyanın, toplumun çok küçük bir kesimini temsil ettiği ama bu “kesimi” toplumun bütünü sandığı anlaşılıyor.

Merkez medyanın “Atatürkçülük” ve Kemalizm takıntısı toplumun içinde hiç karşılık bulmuyor.

Sataşmak için değil sadece saptamak için örnek göstereceğim Hürriyet gazetesinin logosunun altında yazan “Türkiye Türklerindir” lafına benzer bir lafı, toplum kendi anayasasında görmek istemiyor.

Artık bu toplum Türkiye’nin yalnızca Türklere ait olmadığını görmüş, bu konuda medyanın önüne geçmiş.

Bu nedenle anayasada hiçbir “etnik” referans istemiyor.

Türkiye hepimize ait ve topluma göre buranın sahiplerinin “ırklarının” anayasada belirtilmesine gerek yok.

Merkez medyanın ve ordunun “Atatürk” düşkünlüğü de toplumda bir yankı bulmuyor.

Toplum, anayasada “insan ismi” istemiyor.

İsteyen “Atatürk ilke ve inkılâplarına” iman edebilir, isterse sabah akşam Nutuk okuyup ezberleyebilir ama bu toplum 1938 yılında hayatını kaybetmiş bir liderin kurallarıyla değil, 2011 yılının gerçekleriyle uyumlu bir yönetim biçimi ve devlet arzuluyor.

Anayasanın “Atatürkçülüğü” topluma dayatmasına karşı çıkıyor.


“Türkiye Türklerindir” diyen “Kemalist” bir azınlığın kurallarını artık kabul etmeye yanaşmıyor.

Atatürkçü darbecilerin 12 Eylül’de “asla değişemez” diye Anayasa’nın girişine yazdıkları maddeleri de “değiştirilemeyen madde olmaz” diyerek reddediyor toplum.

Çağın ve toplumun ihtiyaçlarına göre her madde değiştirilebilir.

Beş tane darbeci generalin “değiştirilmesin” komutuyla Anayasa’ya koyduğu maddelerin gerekliliği toplum tarafından reddediliyor.

Eğitimde “merkeziyetçi ve hiyerarşik” yapılar da istemiyor.


“Devlet dışı eğitim imkânları da aynı ölçüde meşru ve değerli kabul edilmelidir” görüşünü benimsiyor.

Eğitimin, tek merkezli, tek görüşlü bir “beyin yıkama” sistemi olarak kullanılmasından da toplumun rahatsız olduğunu anlıyoruz.


“Yargı ve ordu başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarında ayrımsız demokratik katılım gereği, herkesin kendi kimliği ve tercihiyle görev üstlenmesi imkânı sağlanmalıdır” diyerek, her ırktan, her dinden, her mezhepten “vatandaşın” devlet kurumlarında görev alması gerektiğini belirtiyor.


“Devler din hizmeti sunmasın” da diyor toplum.

Bütün bunlara baktığınızda, toplumu sürekli kontrol etmek ve biçimlendirmek isteyen devletin artık toplumun hayatındaki otoriter rolünü terk etmesinin talep edildiğini görüyorsunuz.

Bu “emredici” devletten sıkılmış halk.


“Bana karışma, işini yap” diyor.

Seçimlerdeki “baraj” haksızlığına da karşılar, “ya makul bir seviyeye” çekilsin ya da hepten kaldırılsın görüşünü dile getiriyorlar.

Kürt meselesinin çözümünde çok önemli bir basamak olabilecek bir istek de bu önerilerin arasında yer alıyor: “Devletin temel işleyişinin adem-i merkeziyetçilik esasına göre tanzim edilmesi şarttır.”

Merkezden yönetim anlayışı da belli ki toplumun kafasında bitmiş.

Daha böyle epeyce talep ve öneri var.

Ve, yeni bir anayasayla, çağa uygun yepyeni bir cumhuriyet kurulmasının ortak görüş olduğu anlaşılıyor.

Şimdi bütün mesele, seçimlerden sonra işbaşı yapacak olan parlamento ve bu parlamentoda çoğunluğu ele geçirmesi beklenen AKP, yeni anayasayı halkın bu taleplerine göre mi belirleyecek yoksa “devlet, ordu, merkez medya” üçgeninin taleplerine mi kulak verecek sorusu.

Ben, 2007’de Özbudun anayasasını “başörtü” kavgasına kurban eden AKP’nin, bu kez bu önerileri ciddiye alacağını, yeni anayasayı toplumun talepleri doğrultusunda belirleyeceğini umuyorum.

Toplum diyeceğini apaçık diyor çünkü.

Taraf

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum