Arefe gününden bir gün önce Mekke'yi adeta sel teslim aldı. Bayramdan önce bu kadar şiddetli yağmuru hiç görmemiştik. Arefe gününden önce akşam otobüslerle mutad üzere çıktık.

Arafat çadırları sular altında kalmış. Kilimler hep yaş olmuştu. Sabaha kadar hacılar biraz sıkıntı çekti. Ancak arefe sabahı çok güzel bir güneşli hava ile huzurlu bir vakfe yapıldı.

Bütün hacılar ellerinde Kur'an, cevşen ve tesbihlerle Rablerini zikretmeye başladılar.
Diyanet’in programı ve vakfe duasıyla devam edildi. Ancak Diyanet’in ses sistemi bazı bölgelerde zayıf kaldı.

Arafat vakfesinde bir güzellik daha yaşandı. Bizim bulunduğumuz bölgeyi ve Dilruba Seyehat Acentesini Nur talebeleri genellikle tercih ediyorlar. Diyanet ve başka acentalarla hacca gelen arkadaşlar da bundan haberdar oluyorlar.

Merkezimizde kurulan büyük çadırda kardeşlerimiz tanışıyor, kucaklaşıyor ve hep beraber vakfe yapıyorlar. Kur'an, Büyük Cevşen ve sair dualara hep beraber amin diyorlar.

Bu sene bambaşka bir heyecan vardı. Çünkü Üstad'ın hizmetinde bulunan ağabeylerden Mustafa Sungur ve Abdullah Yeğin de nur talebelerinin çadırına geldiler. O çadırda hep beraber vakfe ettiler.

Zaman zaman ağabeyler de dua okudular.

Bunu duyan nur talebeleri o bölgeye akın etmeye başladılar. Büyük bir kalabalık meydana geldi. Yan tarafta hanımlara ayrılan çadıra bayanların ilgisi de çoktu.

Arafatta gözyaşları kumlarla yoğruldu. Hacılar af dilediler. Kendilerine ve yakınlarına dua ettiler. Vakfede gözyaşları sel olan her biri bir veli hükmüne gelenler kucaklaşıp helalleştiler. Birbirlerini tebrik ettiler.

Akşam gün batışı ile sükunet ve intizam içinde otobüslerle Müzdelife’ye aktılar. Arefe ile Bayramı birbirine bağlayan Cuma gecesinde dualarına devam ettiler.

Sabah namazını Müzdelife sınırlarının bitiş noktasına yakın bir yerde kılıyoruz. Namazdan hemen sonra vakfemizi yapıyor, duamızı okuyoruz.

Bir saat yürümekle büyük Şeytana yetişiyoruz. Temsili olarak, şeytanımızı ve nefsimizin çirkin arzularını taşlıyoruz.

Bayram günü farz tavaf ve sa'yden sonra haccımızı tamamlıyoruz. Allah kabul buyursun.