B. Said ÇİFTÇİ

B. Said ÇİFTÇİ

Barışla barışmak

Son yüzyılını sıksak kan ve gözyaşı damlayan zamanın çocukları olarak “Barış” ile ne kadar barışık olduğumuz ortada. Çünkü “savaş olmadan barış olmaz” fikri bize sürekli empoze edildi. Adalet gibi, barışı da ikiye ayırmak lazım; “müsbet barış”, “menfi barış”. Savaş sonucunda ulaşılan barış menfi barış olabilir. Oysa ideal olanı savaş olmadan, kan dökülmeden, sulh-u umumiyeyi (genel barışı) temin eden bir yaklaşımla edinilen barış müsbet barıştır.

Barış insanların akıl gücünün hikmet mertebesinden, savaş ise öfke duygularımızın tecavüz mertebesinden beslenmektedir. Akıllıca davranan, akl-ı selimle hareket edip hislerine mağlup olmayan insanlar barışçıldırlar. Çünkü akılcılık “sabır”lı olmayı öğütler. Sabır barışın altın anahtarıdır. Sabır, acele etmeyi, hemen yargılamayı, peşin hükümlü olmayı engeller. Böyle akıl yüklü insanların toplumları da barışçı olurlar. Böyle bir toplumu oluşturma süreci ise “barış eğitimi” ile mümkündür.

Eğitim sistemini ırkçılık, başkasını yutmakla beslenmek, ötekini sindirmek, biz-siz ayrımı yapmak ve insanları ötekileştirme üzerine kurgulayan ideolojik ülkeler mütecaviz insanlar yığını yetiştirirler. Basit, kavgacı, komşuluğu bilmez mütecaviz, otobüs sırasında kurnazlık yapma eğilimi, kaş-göz arasında uyanıklık alametleri, linç kültürü, severken öldür mantıksızlığı; tüm bunlar eğitim sisteminin, özellikle Kemalist eğitim sisteminin seksen yıl boyunca ördüğü duvarlardır zihnimizde. Çünkü yıkıcı, yok edici, öldürme anlamı taşıyan askeri terimler, eğitim gibi yapıcı ve yapılandırıcı bir uğraş alanına sokulmuştur.

Başta tarih kitapları olmak üzere, etrafı düşmanlarla çevrili bir ülkenin vatandaşı olmanın zorlukları vurgulanır kitaplarda. Dahası, askerlik özendirilir bu millete. Lojmanları, alışveriş merkezleri ve orduevleri ile bu toplumun savaşanları kutsallaştırılıp yüceltilir masum çocukların gözünde. Yetmezse biraz da Milli Güvenlik dersi koyarsınız okullara; görürler komutanın ne demek olduğunu; rütbeleri, emir komutayı... Çocuklarına bayramlarda subay elbisesi giydiren ailelerin ne kadar iç karartıcı hareket ettiklerini görmek ise işin tuzu biberi…

Ahmet Altan tam da benim bu yazıyı yazdığım günde (Çarşamba) bir yazı yazdı. Bu ülkenin yüksek kılıçlı ve yüksek kalemli bürokratik iradesi, sivil-asker 1. dünya savaşının ağır psikolojik baskısı altında hala. Adeta 1918’e-1920’lere çakılı kalmışlar. Yenilmenin, yenmeden barış olmayacağı fikr-i sabitine takılmış, bu acıyı unutamamaktan kaynaklanan bir kinle sürekli düşman üretmekle meşgul. İşte eğitim sistemi, müfredatlar ve ders kitapları tam da Altan’ın dediğini doğruluyor.

Bunun en basit örneğini herkes –hatta kendini böyle bir rejime muhalif gören herkes- kendi nefsinde görebilir: Suratlarımızı asıklaştıran, normal konuşurken bile bağırıp çağıran, depresif ruh haliyle ona buna sataşan, ya emir alıp ya emir veren, sesini yüksek çıkaranın haklı gibi durduğu bir travma haklidir, halimiz. Normal bir insan değiliz gibi. Hatta en masum takılanı ki, bir haksızlığa dur derken bile başka bir haksız davranış gösterebilen iyi niyetli barışçıllar dahi haksızlık yapmaktan kendilerini kurtaramıyorlar.

Müslüman elinden ve dilinden diğer insanların güven duyduğu kişidir. Demek ki barış elle (fiili) ve dille (sözlü) olarak ortaya çıkan şiddetin alternatifidir ki, o da elle ve dille sağlanabilir.

Barış eğitimi okullarda okutulmalıdır. Yetmez; sokaklarda, caddelerde, evlerde, her nerede topluca yaşanılıyorsa bir barış kültürü oluşturmamıza ihtiyaç vardır. Barış bir kültür haline gelinceye; savaş, kavga, kan ve gözyaşı dünyamızdan uzaklaşıncaya kadar eğitme devam… Çünkü eğitim, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan şiddetin ve şiddet kültürünün etkisinin azaltılması ya da bunun çoğalması ve şiddet karşıtı barış kültürünün oluşturulmasında temel faktördür vesselam.

NOT: 1974’lerden bu yana “Bilimi İslam ile barıştırma” çalışmalarıyla ünlü Sevgili ağabeyim Şaban Döğen’e Allah’tan rahmet diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum