Hayrettin KARAMAN
Bayan'ın başörtüsü takıntısı
Ya cehalet, ya kin, ya inkılap yobazlığı veya hepsi birden bazı yazarları, çizerleri, sözde aydınları hala “suyu tersine akıtma” çabasına sürüklüyor. İnsan tabiatına ters düşse bile milletin, zorla medeniyet ve kültür değiştirmesini sağlamaya çalışanlar her şeyi bozmayı başarmışlar, ama hiçbir şeyi (iyi, doğru ve güzel) yapamamışlardır. Milletin önüne konan engelleme ve suyu çevirme kayaları zaman içinde yerinden oynamış ve su kendi mecrasında akmıştır veya su kendine uygun yeni bir mecra açmış ve oradan tabii akışına devam etmiştir.
O bayan da kendine göre âleme nizam vermeye çalışanlardan biri; yazar, tv.'de program yapar, tartışır, tartıştırır; ama bu arada bir de takıntısı vardır: Kendi takmadığı başörtüsü. Hiçbir programını baştan sona dinleyemedim, ama ne zaman bir parça dinlesem bir münasebet düşürüp başörtüsü takıntısını dile getirerek rahatlamaya çalıştığını gördüm. Geçtiğimiz hafta yine bir programına rast geldim ve iki dakika dinledim, bir İslamcı yazara karşı “Başörtüsünün din emri olmadığını, bunu Bardakoğlu'na da sorduğunu, onun da 'Din emridir' demediğini, onun “hocası” M.S. Yeprem'in de 'Din emri değildir” dediğini, başörtüsünün bir gelenek olduğunu” söyledi.
Bu Bayan'ın “din emri nedir” sorusuna doğru cevap veremeyeceği bu açıklamasından açıkça anlaşılıyor. Ama onun probleminin yalnızca bilgisizlik olmadığı ortada.
Önce ona ve benzerlerine “din emri nedir” sorusunun doğru cevabını yazayım.
İslam'a göre din emri, başta mezheplerin imamları olmak üzere muteber İslam alimlerinin tamamının veya bir kısmının, Kur'an ve Sünnet'e dayanarak, vahyi ve örnek uygulamayı yorumlayarak ortaya koydukları hükümdür. Bu hüküm, üzerinde ittifak varsa bütün Müslümanlara göre, ittifak yoksa bir kısmına göre “din emri”dir.
Kadınların başları dahil örtülmesi gereken yerlerini örtmelerinin din emri olduğunda, muteber alimlerin ittifakı vardır.
Bayan'ın adlarını andığı iki ilahiyatçının da uygulamaları böyledir; eşleri ve çocukları başlarını örtmektedirler. Bayan'a yalan isnad etmek istemem ama o iki zatın böyle demiş olmalarına da ihtimal vermiyorum; dilerim ortada bir yanlış anlama vardır.
Diyanet İşleri Başkanlığı, başlangıcından Bardakoğlu dönemine kadar (bu dönem de dahil) hiçbir zaman “başörtüsünün din emri olmadığını” söylemedi, tam aksine Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu konuda (din emri olduğu yönünde) kesin açıklaması vardır.
Meselenin dini yönü bu olmakla beraber Bayan'a ve benzerlerine bir sorum olacak:
Diyelim ki, başını örten kızlarımızın bir kısmı gelenek, siyasi sembol, moda gibi bir gerekçe ile başını örtüyor; çağdaşçı ve laikçi bayanlar da bu sebeplerle başlarını açıyorlar. Şimdi birileri çıksa ve “bu gerekçelerle baş açmak” yasaktır dese tepkileri ne olurdu?
Birileri çıkıp “siyasi sembol olarak başlarını açan bayanları –onlar bu yüzden açmıyoruz deseler bile biz böyledir diyerek- devlet dairelerinde çalıştırmayız, okullarda okutmayız” deselerdi tepkileri nasıl olurdu?
Yeni Şafak
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.