Bediüzzaman: Eski Said'i gömdüm!
Yeni Said döneminde Başbakanlığa, Adalet Bakanlığına ve İçişleri Bakanlığına yazdığı bir dilekçede...
Risale Haber-Haber Merkezi
Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa K. Yılmaz, Bediüzzaman Said Nursi’nin “Eski Said” dönemini yazdı.
Prof. Dr. Musa K. Yılmaz’ın yazısı:
Eski Said’in kimmeti
“Âlem-i İslama indirilen darbelerin en evvel kalbime indiğini hissediyorum” diyen bir adamı nasıl bilmek gerekiyorsa Eski Said böyle bir adamdı. O kendisini İslam’a adayan bir insandı. Bu yüzden, istikbalde İslam dünyasını etkileyecek iki önemli hadiseyi, ön sezgileriyle haber vermiş ve bu hadiselere karşı hazırlıklı olmaya çalışmıştır. Bunlardan birisi, ehl-i imanın ümitsizce bekleyişlerine rağmen Eski Said “İstikbalde büyük bir nur görüyorum” diye müjde vermiştir.(1)
Gerçekten de, bir kısım çağdaşlarının tersine Eski Said’te büyük bir ümit hâkimdi. 1911 yılında Şam Emevi camisinde okuduğu meşhur hutbesinde (Hutbe-i Şamiye), İslam dünyası ve Müslümanların geleceğiyle ilgili olarak beslediği yüksek umutları dile getirmiştir.
İstikbalde Müslümanları etkileyecek olan ikinci hadise ise, bazı dahi siyasilerin ve harika ediplerin hissettikleri gibi Eski Said de bir Hadis-i Şerifin manasından yola çıkarak ”İstikbalde çok dehşetli bir istibdat hükmedecek” diye endişelerini dile getirmiştir.
Daha sonra Yeni Said döneminde, “Eski Said’in istibdat dönemini, vukuundan elli sene önce haber verdiğni,” ifade edecektir.(2) Hatta Eski Said, gelecekte İslam dünyasını olumsuz yönde etkileyeceğini düşündüğü bu dehşetli istibdat ve yıkım hareketine karşı çareler üretmeye başlamıştır.
“Meşrutiyet-i Meşru’a” ve “Hürriyet-i Şer’iyye” ekseninde geliştirdiği düşünceler ve vurgu yaptığı konular, hep İslam’ın geleceği için hazırlanan planın parçalarıdır. Ancak Yeni Said, Eski Said’in doğru gördüğünü, fakat haber verdiği müjdenin ve istibdat uyarısının tevile muhtaç haberler olduğunu dile getirmiştir.(3)
Eski Said’in eserlerini incelediğimiz zaman, ağırlıklı olarak bu eserlerde siyasi ve içtimai derslerin işlendiğini görebiliriz. Kuşkusuz o dönemin en çok konuşulan konuları, hürriyet, adalet, müsavat, meclis-i mebusan (millet meclisi), gayri Müslimlerin statüleri ve yönetime katılmaları, ittihad-i İslam ve meşveret gibi konulardı.
Bu açıdan bakıldığında, Eski Said’in eserleri, her zaman sosyal yönü ağır basan çözümler üretmektedir. Başka bir ifadeyle, bu dönemdeki eserlerinde hâkim olan birinci gündem maddesi, genelde İslam dünyasının, özelde Osmanlı coğrafyasının insanlarının problemlerine çözüm getirme çabasıdır. Munazarat, Hutbe-i Şamiyye ve Sünuhat adlı eserleri ve diğer makaleleri bu çabanın güzel örnekleridir.
Eski Said kendi deyimiyle, daima “ağır rahnelere maruz kalan İslam”ı yeniden canlandırma ve onu eski mecrasına koyma çabası içinde olmuştur. Bu işi yaparken başvurduğu en önemli vasıtalardan birisi siyasettir. Yalnız Eski Said’in tek amacı siyaseti dine alet ve hizmetkâr yapmaktan ibarettir. Esasen amacının ne olduğunu, Yeni Said döneminde yazdığı birçok ifadelerinden anlamak mümkündür.(4)
Yeni Said döneminde Başbakanlığa, Adalet Bakanlığına ve İçişleri Bakanlığına yazdığı bir dilekçede “Bitlis vilayetinin Nurs köyünde doğan ben…” diyerek gençliğinden itibaren Ankara hükümetinin teklifi üzerine Ankara’ya gelişine kadarki hayat hikâyesini özetledikten sonra şöyle der: “Buraya kadar geçen hayatım bir vatanperverlik hali idi. Siyaset yoluyla dine hizmet hissini taşıyordum. Fakat bu andan itibaren (Ankara’ya gelişinden sonra) dünyadan tamamen yüz çevirdim ve kendi ıstılahıma göre “Eski Said”i gömdüm. Büsbütün ahiret ehli “Yeni Said” olarak dünyadan elimi çektim. “Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım” düsturuyla kendi ruhi âlemime daldım.”(5)
DİPNOTLAR:
1-Risale-i Nur Külliyatı, II, 1600.
2-A.g.e., II, 1943.
3-A.g.e., II, 1600.
4-Bkz. A.g.e., II; 1080; 1863; 1943; 1967.
5-Risale-i Nur Külliyatı, I, 1080.