Bediüzzaman: 'Tanışın diye sizi milletlere ayırdık' ayeti böyle anlaşılmalı
İslâmiyet bunu reddeder
Risale Haber-Haber Merkezi
(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Sünûhat adlı eserinden bölümler)
1 وَجَعَلْناَكُمْ شُعُوبًا وَقَباَۤئِلَ لِتَعَارَفُوا
2 أَىْ لِتَعَارَفُوا فَتَعَاوَنُوا فَتَحَۤابُّوا لاَ لِتَنَاكَرُوا فَتَعَانَدُوا فَتَعَۤادُّوا
Bir nefer takımda, bölükte, taburda, fırkada birer rabıtası, birer vazifesi olduğu gibi, herkesin heyet-i içtimaiyede müteselsil, revabıt ve vezaifi vardır. Halita şeklinde gayr-ı muayyen olsa, tearüf ve teavün olmaz.
Unsuriyetin intibahı ya müsbettir ki, şefkat-i cinsiyeyle intiaşa gelir ki, tearüfle teavüne sebeptir.
Veya menfidir ki, hırs-ı ırkî ile intibaha gelir ki, tenakürle teanüdün sebebidir.
İslâmiyet bunu reddeder.
1 : “Birbirinizi tanıyıp kaynaşasınız ve aranızdaki münasebetleri bilesiniz diye, sizi milletlere ve kabilelere ayırdık.” Hucurât Sûresi, 49:13.
2 : Yoksa, sizi kabile kabile yaptım ki, yekdiğerinize karşı inkârla yabanî bakasınız, husumet ve adavet edesiniz değildir.
Devam edecek
ÖNCEKİ BÖLÜMLER
Bu Osmanlı ülkesinde büyük bir parlak nur çıkacak
Cemaat-ı İslâmiye nazarını Kur’ân’a çevirmeli
Filân adam fenalık etti, belâsını buldu
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.