Bediüzzaman’dan Kürtlere tavsiye
Günlük Risale-i Nur dersi…
Bismillahirrahmanirrahim
Suâl: "Biz me'yus olduk; daha ne vakit bize gelecektir?"
Cevap: Yeis, aczden gelir. Yeis, mâni-i herkemâldir. Hamiyet ise, şiddet-i mevânia karşı şiddetle metânet etmektir. Halbuki şu zaman, mümteniât-ı âdiyeyi mümkün derecesine indiriyor.
Çabuk yeise inkılâp eden hamiyet, hamiyet değildir. Ben, sizi tenbellikten kurtarmak için, kabahatlerinizi gösteririm.
Ona çabuk gelmek istiyorsanız, işte mârifet ve fazîletten demiryolunu yapınız; tâ ki, meşrûtiyet, medeniyet denilen şimendifer-i kemâlâta binip ve terakkiyât tohumlarını bindirerek, kısa bir zamanda mânilerden kurtulup geçerek size selâm etsin. Siz ne kadar yolu acele ile yapsanız, o da o derece acele ile gelecektir.
Suâl: "İnşaallah, tâlihimiz varsa biz de göreceğiz. Bize tevekkül kâfi değil midir?"
Cevap: Bîçare tâlihinize siz de yardım etmelisiniz. Bağdat tarrarları gibi olmayınız. Sizin atâlet bahanesi olan şu teşebbüssüz tevekkülünüz, nizâm-ı esbâbı reddettiğinden, kâinatı tanzîm eden meşîete karşı temerrüd demektir. Şu tevekkül döner, nefsini nakzeder. (Münazarat sh.30)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
ME'YUS : Ümitsiz, kederli.
YEİS : Ümitsizlik.
ÂCZ : Güçsüzlük, kudretsizlik.
MÂNİ-İ HERKEMÂL : Her kemâl ve ilerlemenin engeli.
HAMİYET : Mukaddesatı,milletin haklarını, nâmus ve haysiyeti korumak hususlarında gösterilen gayret ve titizlik.
ŞİDDET-İ MEVÂNİ : Engellerin şiddeti.
METÂNET : Kararlılık, dayanıklılık, sağlamlık.
MÜMTENİÂT-I ÂDİYE : Adi ve imkânsız şeyler.
İNKILÂP : Bir halden diğer bir hâle geçme; değişme, köklü değişim.
MÂRİFET : Bilgi, bilme, tanıma, hüner, anlatma, övme.
FÂZÎLET : Değer; meziyet, ilim, îmân ve irfan itibâriyle olan yüksek derece.
MEŞRÛTİYET : Bir hükümdarın başkanlığı altındaki millet meclisi ile idâre edilen devlet sistemi.
ŞİMENDİFER-İ KEMÂLÂT : Kemâlât treni.
TÂLİH : Baht, kısmet, kader.
TEVEKKÜL : Neticeye rıza gösterme.
TARRAR : Yankesici.
ATÂLET : Boş durma, tenbellik, işsizlik, yılgınlık.
TEŞEBBÜS : Bir işe girişmek, sağlam bir niyetle bir şeye başlamak.
NİZÂM : Düzen, ölçü, kaide; usûl ve esasdaki uyumluluk.
ESBÂB : Sebepler.
NİZÂM-I ESBAB : Sebeplerin nizamı, düzeni.
MEŞÎET : Cenâb-ı Hakk'ın bilgisi, arzusu
TEMERRÜD : İnat etme, karşı koyma, hakkı kabulde direnmek.
NAKZ : Bozmak, kırmak, çözmek, bir hükmü yok sayma.