بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

SOĞUK/İDEALOJİK SAVAŞ YILLARI

1940'lar hem silahlı savaş hem idealojik savaş yıllarıydı. Stalin Türkiye'den Kars ve iki Boğaz'ımızı istiyordu.

Liseli Bekir bu tartışmaların ortasında buldu kendini. Bir yandan ne bulursa yutar gibi okurken; diğer yandan ateşli tartışmaların içindeydi.

İlk eşi Saliha Ovacık ile aynı sınıfta okudular. Daha sonra İstanbul'da Saliha Ovacık Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı'nı, Bekir Berk de İstanbul Hukuku bitirince evleniyorlar. Saliha Hanım 1954'te Balıkesir'de Millet Partisi'nden milletvekili adayı oluyor.

Okul idaresi Bekir'i, yasak ideolojik yayınlar okuduğu gerekçesiyle liseden uzaklaştırma cezası verir. Bekir tekrar kaydını Kabataş Erkek Lisesi'ne yaptırmak zorunda kalır.

***

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1948/1952

Liseden sonra İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirip, 25 Nisan 1952'de cübbe giyip 26 yaşında avukat oldu.

İLK GÖREV ANADOLU!

Anadolu sevdasıyla Konya/Akşehir'de avukatlığa başladı. Dostlarının ısrarıyla 1953'te İstanbul'a dönüş yaptı.

Bir yandan avukatlık yaparken diğer yandan sosyal gelişmelerin tam kalbinde yer almaya başladı.

BEKİR BERK İSTANBUL'UN ORTA YERİNDE!

İstanbul Hukuk'ta öğrenciyken arkadaşlarıyla, Komünizmle Mücadele Dergisi çıkardı.

Dergi yazarları arasında; Mehmet Kaplan, Nurettin Topçu gibi isimler vardı. Dergiyi Galata Köprüsü'den satanlar arasında Nevzat Yalçıntaş da bulunuyordu.

Tan Matbaası Baskını - 4 Aralık 1945

2. Büyük Savaş bitince ideolojik savaş iyice kızışmıştı.

Sabiha/Zekeriya Sertel'lerin Tan Gazete ve matbaası komünist yayınlarda iyice göze batmıştı.

Miliyetçi, antikomünist üniversiteli gençler, Cağaloğlu'ndaki Tan Matbaası'nı basıp ortalığı darmadağın ettiler. Öncülerden biri de Bekir Berk'ti.

18 yaşında yakalandığı verem bu sırada iyice nüksetti.

Mareşal Fevzi Çakmak Olayı - 18 Ekim 1946

Zekeriya Sertel'in fikri önderliğinde; Fevzi Çakmak'ın da kurucularından olduğu İnsan Hakları Cemiyeti adlı bir dernek kuruluyor.

Bu derneğin ilk toplantısı avukat Kenan Öner'in yazıhanesinde yapılırken, hukuk öğrencisi Bekir Berk söz alarak çarpıcı bir konuşma yapıyor.

Özetle; Z. Sertel'in öncülüğünde kurulan bu dernekte çok sevilen F. Çakmak ve Kenan Öner'in neden bulunduğunu sorguluyor...

Ardından toplantıyı terk ediyor...

19 Ekim 1946'da Mareşal Çakmak Cemiyetten istifa ederken, Kenan Öner de bu cemiyetle alakası olmadığını beyan ediyor, cemiyet doğmadan ölüyor.

Bunu tek konuşmayla gerçekleştiren yiğit ise üniversite öğrencisi Bekir Berk!
(Hak ve Hakikat Müdafii Bekir Berk-Necmettin Şahiner s; 27/ 43)

Nuri Demirağ'ın Milli Kalkınma Partisi'inde konuşan Bekir Berk! (20 Mart 1948)

Saat 16'da Milli Kalkınma Partisi genel merkezinde komünizmle savaş konferansında öğrenci Bekir Berk:

"Parolamız komünizmle savaştır. Kırılacağız, eğilmeyeceğiz. Allah yardımcımız olsun!"
(Hak ve Hakikat Müdafii B.Berk; s, 45)

Türk Kültür Ocağı başkanı ve birleşik Mililyetçiler Derneği başkanı Bekir Berk

19 Mayıs 1950'de zararlı ideolojileri protesto için, İstanbul'un hem valisi hem belediye başkanı olan F. Kerim Gökay'a bir dilekçe verdi. Vali toplantı için istenen ikinci izni de vermedi.

Bunun üzerine Bekir Berk basına verdiği bir bildiriyle vali/belediye başkanı F.Kerim Gökay'ı protesto etti.

Ayrıca Milliyetçiler Birliği adına, Cumhurbaşkanı, başbakan Menderes ve milletvekillerine Nazım Hikmet'in affedilmemesi için telgraflar çekti. (age s,49-52)

Çanakkele Şehitlerini Anma Toplantısı-18 Mart 1950

Milliyetçiler Birliği ve Türk Kültür Ocağı Başkanı Bekir Berk, Taksim/Tepebaşı Şehir Tiyatrosu Salonu'ndaki anma toplantısında ateşli bir açış konuşması yaptı.

Merhum bakan Tevfik İleri, vali ve belediye başkanı F.Kerim Gökay da anma toplantısındaydı.

Anmanın sonunda; İstiklal Marşı okunup temsili şehitlerin üzerine Türk bayrağı inerken öndeki ses "ey şehid oğlu şehid..." derken, arka tarafta ise ezan sesleri çınlıyordu...

Çılgın alkışlar biterken vali ve belediye başkanı F.Kerim Gökay hiddetle Bekir Berk'e dönüp:

"Bu ezan sesleri ne Bekir! Bu ne demek oluyor!" derken gereken cevabı da alıyordu.

Tevfik İleri ise "tebrik ederim Bekir" diyerek ayrılıyordu.

Bekir Berk bu toplantıyı unutmadığını, hiç unutamadığını belirtir.

Fevzi Çakmak'ın Olaylı Ölümü-11 Nisan 1950

Fevzi Çakmak öldüğü gün Türkiye radyoları normal yayınlarını sürdürmüştü.

Bunun üzerine cenazeden sonra 72 genç, Bekir Berk öncülüğünde İstanbul Radyosu önünde protesto yaptı.

Berk ve 72 arkadaşı o gün tutuklandı.

29 Nisan'daki duruşmada 45'i tahliye edilirken, Mayıs'ta ise tüm gençler serbest bırakıldı.

ALİ ULVİ KURUCU'YU ŞAİR YAPAN FOTOĞRAF!

2 Mayıs'ta Bekir Berk süngülü askerler eşliğinde mahkemeye çıkartılırken, önde Bekir Berk bulunmaktaydı. (Hürriyet 3 Mayıs 1950)

Medine'de yaşayan Ali Ulvi Kurucu bu durumu şöyle anlatıyor:

"Mayıs'ta bana gelen gazetede radyoevi protestolarını gördüm. Askerler arasında en önde; gözlüklü, kıravatlı, ince uzun boylu tığ gibi 1.90'ın üzerinde Bekir Berk. Duygularım galeyana geldi coştum. İlk şiirimi kaleme aldım.

Asil Genç!

Sen gönüllerde bugün, takı zaferler gibisin
Yurdun irfanlı, ağırbaşlı, temiz sahibisin!

Bütün imanlı gönüller sana hayran oluyor
Kahramanlar geçiyormuş gibi gözler doluyor!..
...
Silkin artık! Sona ersin şu asırlık uyku!..
Akif'in marşını şimşek gibi gür sesle oku!..

Genç Adam!

Sen saracaksın, kanayan her yarayı
Boğacaksın seni iğfal eden yaygarayı!..

En şanlı vazifeyle mükellef yaratıldın
Peygamber aşkıyla bu meydana atıldın!.

Afaka güneşler gibi nurlar saçacaksın
Tarihe fecirler dolu bir devir açacaksın!..

Varol!

Ebediyetle beraber yaşa parla!..
Ulvi başı gökte yüzen şahikalarla

***

Ana duasıyla Medine Ravzası'nda yükselen bu dua; birleşip göklerde aynen kabul gördü.

Bekir Berk'in mücadele ve kahramanlığı bu duanın gerçekleştiğini gösterir.

***

Başta Necip Fazıl olmak üzere dostlarının ısrarı üzerine İstanbul'da avukatlığa başladı. 1958'e kadar pekçok mazlum ve mağdur müslümanın avukatlığını yaptı.

"Mazlumların Avukatı" adıyla anılmaya başladı.

(Devam edecek)