Bıngıldağa dokunmaktan korkmayın!
Bıngıldağın sanılanın aksine son derece sağlam olduğunu belirten sağlık uzmanları, bebeği banyo yaptırırken, saçını tararken veya tutarken ebeveynlerin huzursuz olmasına gerek olmadığını belirtti.
Osman Arslan'ın haberi:
Yeni doğan bebeklerin kafasında kemiklerin birleşme noktalarının arasındaki bağ dokudan oluşan bölge bıngıldak olarak adlandırılıyor. Her bebeğin başında yumuşak bölgeler olmaktadır. Bebeğin kafasındaki kemikler karşı karşıya geldiğinde, arada oluşan boşluklar bıngıldaktır. Ancak sadece ön ve arka bıngıldak elle anlaşılabilir. Annelerin fark ettiği ve doktorların takip ettiği ise ön bıngıldak. Yumuşak dokusu nedeniyle ebeveynler bıngıldağa dokunmaktan sakınır.
Central Hospital’dan Pediatri Uzmanı Dr. Gonca Özmen, “Bıngıldak sanıldığı kadar hassas değildir, koruyucu zarı sağlamdır. Çok sert bir darbe almadıkça, hafif çarpmalardan zarar görmez. Bıngıldak kafanın diğer bölümleri gibi sert olmadığından, genellikle anneler o bölgeye dokunmaya korkarlar. Oysa ki, bıngıldağı oluşturan sağlam bağ dokusu, alttaki beyin için güvenli bir koruma sağlamaktadır. Banyo yaptırırken, saçını tararken veya tutarken ebeveynlerin huzursuz olmasına gerek yoktur. Bıngıldak bebeğin güvenliği için gerekli olmakla birlikte, kafa travmalarında koruyucu kask görevi de üstlenmektedir.” dedi.
Bebek doğarken kafatası kemiklerinin henüz tam gelişmemiş ve son şeklini almamış olduğunu ifade eden Özmen, bu esnek yapının kemiklerin üst üste gelip, kafatasına esneklik kazandırdığını söyledi. Bunun da doğum sırasında kafanın doğum kanalına girebilmesini ve doğumun kolay gerçekleşmesini sağladığını anlatan Özmen, ayrıca kafa kemiklerinin ayrık ve yumuşak olmasının beynin büyümesine de olanak tanıdığını kaydetti. Özmen, “Bıngıldak olmazsa kafa kemikleri ve beyin büyüyemez. Beynin büyümemesi, gelişim ve zeka geriliğine sebep olabilir. Beyin büyümesi ancak kafatasının büyümesiyle mümkün olabilir.” ifadelerini kullandı.
Yeni doğan bebeklerde 6 adet bıngıldak bulunduğunu belirten Özmen, “Ön bıngıldak en büyük olanıdır. Alından arkaya doğru baklava şeklinde hissedilir. Genellikle 9-18 ay arasında kapanır. Bazen kapanması 24 ayı da bulabilir. Ön bıngıldak nadir olarak doğumda kapalı olabilir veya 9 aydan erken kapanabilir. Bu durumda sütürlerin açıklığı ve baş çevresinin büyümesi dikkatle izlenmelidir. Arka bıngıldak daha küçüktür, kafanın arka kısmında olur. Genellikle 3 ay civarında kapanır.” dedi.
Vücuttaki sıvı kayıplarında bıngıldağın çöktüğünü ve sıvı kaybının ciddiyeti hakkında fikir verdiğini kaydeden Özmen, ishal ve kusma yaşayan bir bebeğin de bıngıldağında çökme meydana gelebileceğini belirtti. Bu durumun sıvı kaybının ciddi düzeyde olduğunun göstergesi olduğunu vurgulayan Özmen, “Acilen bebeğe yeterli miktarda su verilmesi gerekir. Bazen bıngıldakta şişme meydana gelebilir. Bu ise menenjitler, tümöral oluşumlar ve hidrosefali gibi durumlarda oluşur. Bazen bıngıldakta hafif damar atımı gözlenir, bu durum süt çocuklarında normaldir ve endişe edilmesine gerek yoktur. Ağlama, öksürme ve kusma sırasında bıngıldakta hafif kabarıklık gözlenmesi de normaldir. Bıngıldağın olduğundan fazla çıkıntılı durması da, kafa içi basıncının arttığına işaret eder ve doktor kontrolünü gerektirir. Erken müdahale edilmesi gereken durumlarda çocukta hastalığa dair başka bulgularda görülebilir.” diye konuştu.
Cihan