Eyüp OTMAN
Bir ab-ı hayat Kâbe
Bir âb-ı hayat Kâbe, herkes O’na koşmakta,
Kana/kana içilse de, daim dolup taşmakta.
Def’aten belirdi karşımda, simsiyah Kâbe,
Dilekleri, duaları unutup, lâl olup kaldım.
Hayırlı neyse, bizim için… istedim O’ndan,
Tüm dualar kabûl olsun, gafletinde olmadan.
Kutsal Mekke: Peygamberler, Resûller mekânı,
Her yandan akın/akın, gelir dünya insanı.
Sarılmıştır etrafı, kapkara kayalarla,
Hepsi kutlu mübarek, Sevr Dağı, Hira’larla.
Kâbe Nurlu bir sütûn, yüzler O’nadır bütün,
O amud-i nuranî, dualarla bir bütün.
Siyahta bir güzellik, kara tende, Nurlu hâl,
Siyahında bir Cemâl, karasında munîs hâl.
Veche’ler O’na dönük… sana dönük… bana dönük,
Kâbe bir Nur ortada; yüzler hep, yüze dönük.
Her Milletten, her Dilden, dönüyorlar gönülden,
Vahdet bulmuş dilleri, Tekbir, Salât, tek dilden.
Kim zengin… Kim fakir… Farkı yok. Bir ridâ, bir izâr,
Kıyamet koptu sanki; herkeste bir ahu-zâr.
Selâm ve istîlâmla, başlanır tavaflara,
Sesli-sessiz yakarış, kalbolur dualara.
Kiminde vardır ihrâm, kimi millî kıyafet,
İhlâs ve gözyaşıyla, çekiyorlar ziyafet.
İbrahim Makamı ki; ne yüce makbul makam,
İsmail’le birlikte, bu yapı oldu tamam.
İnsanları buraya, davet etti hikmetle,
Her Nebî avdet etti, Etba-i Ümmetle.
Bu Amud-i Nuranî, arşa çıkar rahmetle,
Her katın sâkini var, tavaf eder edeple.
Safâ-Merve arası, telâşlı gidiş geliş,
Hâcer’in feryadı var, bir hikmetli sesleniş.
Feryadını duyan O; Meleğini gönderdi,
Kanadını vurunca, yerden sular yükseldi.
Zem-zem demeseydi O, çağlayıp taşacaktı,
Hâcer’in dur! Emriyle; başına musluk taktı.
Akıyor yıllar/yılı; bir damla eksilmiyor,
Cennettedir kaynağı, bitmiyor! Tükenmiyor.
Mü’minlere şifadır, kana/kana içilir,
Doldurup bidonlara, belde, ülke, geçilir.
Hacının ikramı; zemzem ile hurmadır,
Dostlara nasîhatı; hemen gidin… Durmadır.
Burdaki kardeşliği, tüm Dünya görmek gerek,
Kardeşlik ve barışı, İslâm’da bulmak gerek.
Burdaki Müslümanlar, bu mübarek halleri;
Memlekete gidince, hayata kılmak gerek.
Devamlı bir uğultu, bal yapan arı gibi,
Herkes Kur’ân okuyor, her günkü virdi gibi.
Tüm nehirler akıp da, birleşir o havuzda,
Mâ-i zemzem misüllû, taşıyor, çoğalıp da.
Nasip eyle Allah’ım, tekrar/tekrar geleyim,
Yolunda bir tutsağım, Resûlüne (a.s.m.) köleyim.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.