İsmail TEZER
Bir Cumhuriyet Bayramında Bediüzzaman
Yıl 1935.
Günlerden 29 Ekim.
Cumhuriyetin 12. yılı, bir Cumhuriyet Bayramı...
Yer, Eskişehir hapishanesi.
Zulmen mahkûm, Bediüzzaman Said Nursî.
Üç yüz elli bin tefsirin tasdik ve ittifakına istinaden tefsir ettiği tesettür hakkındaki bir âyet dolayısıyla, haksız bir şekilde mahkûm olduğu Eskişehir hapishanesinin penceresinden, karşısındaki lise mektebinin bahçesinde kızların gülerek eğlendiklerine, dans ettiklerine, hakikatte ise elli-altmış sene sonraki elim hallerine şahit olur.
Bediüzzamanı tesettürden mahkûm edenlerin anlamadıkları veya anlamak istemedikleri istikbaldeki acı gerçeğin resmidir aynı zamanda bu manevî müşahede.
Bediüzzaman, yine zulmen mahkûm olduğu Denizli Hapishanesinde bulunduğu yıllarda, yani Cumhuriyetin 20-21. yıllarında telif ettiği Meyve Risâlesi'nin Üçüncü Meselesinde, ayrıca Gençlik Rehberi'nde İbretli Bir Hadise başlığıyla bahseder bu hatırasından.
Bu meyanda ahirzaman fitnelerinde en önemli ve dehşetli rolü, ifsat komitelerinin birinci hedefi konumundaki kadınların oynadığını ve bu cazibedar fitnenin ehl-i imanı, özellikle de gençleri bir mıknatıs gibi kendisine çektiğini söyler.
Ve öyle ki, onun dilinde, insan iradesini ortadan kaldıracak dehşettedir bu fitne...
***
Ve yıl 2008... Cumhuriyetinse 85. yılı...
Bediüzzaman'ın çizdiği tabloda değişen fazla birşey yok. Hatta menfî anlamda ilerleme var.
Büyük ölçüde ifsat komitelerinin teşvikiyle kadının ahlâkî yönden sukût ettiği, topyekün insanlığın ve özellikle de gençlerin bu yolla ifsat edildiği bir zaman dilimidir şimdi yaşadığımız
"Dünyayı dine tercih rejimi"nin sürüklediği bir helâket tablosu...
Bir bakıma ekilen zakkum tohumlarının yeşermesi
Ama yeşeren, bir onlar değil elbet. Nur tohumları da neşv ü nemâ buldu. Lâkin tahrip, tamirden kolay olduğu için, fitne olanca hızıyla yayıldı.
Şimdi, binler tahribatçıya mukabil, Risâle-i Nur gibi bir tamircinin bu derece mukavemeti ve tesirâtı pek harikadır. Eğer bu iki mütekabil kuvvetler bir seviyede olsaydı, onun tamirinde mucizevârî muvaffakiyet ve fütuhat görülecekti cümleleri, gayretimize bağlı olarak istikbal adına tesellî ve umut kaynağımız.
***
85 yıldır kutlanan Cumhuriyet, gerçek anlamında idrak edilemedi, uygulanamadı hâlâ ne yazık ki. Dine ve dindarlara baskının devam ettiği, laikliğin lâdinîlik olarak uygulandığı, isim ve resimden ibaret bir Cumhuriyet süreci, manevî yönden zayıf bir nesli meyve verdi maalesef.
Bediüzzaman, 85 yıl önce Mecliste, Cumhuriyetin ilanının arifesinde Bu inkılâb-ı azîmin temel taşları sağlam gerek" demişti. Madem şarkı intibaha getirdiniz; fıtratına muvafık bir cereyan veriniz diyerek, ancak fıtrat dini olan İslâmın, bu milleti maddî-manevî ihyâ edeceğini söylemişti. Din hayatın hayatı, hem nuru, hem esası; ihya-i din ile olur bu milletin ihyâsı" sözleri de ona aitti.
Bugün, bilhassa gençler üzerinde yapılan anketler de gösteriyor ki, toplumun manevî yönden takviyesi şarttır. Aksi halde şu an olduğu gibi, gelecek nesiller de helâket ve felâkete sürüklenecektir.
Bunu şimdiden görmek zor değil.
***
Bediüzzaman Eskişehir hapishanesinin penceresinden istikbali, bugünleri seyretmişti. "Gördüğüm hakikattir, hayal değil" diyordu.
Zaman, Bediüzzamanı teyid etti.
Lise mektebinin bahçesinde gülerek eğlenen kızlardan çoğu, tıpkı Bediüzzaman'ın manevî sinemada müşahede ettiği gibi, elli-altmış sene sonra kabirde toprak oldu, kalan kısmı da sevgi beklediği nazarlardan nefret görerek ölüme terk edildi.
Kim bilir belki onlar da kalmadı dünyada şimdi.
Bediüzzamanın "İbretli Bir Hadise" başlığıyla kayıt düştüğü o hatıra ise, hâlâ zihinlerdeki tazeliğini koruyor. İbret alınmayı bekliyor
Tabiî eğer, istikbalde kutlayacağımız Cumhuriyet bayramlarında, yine Bediüzzaman'ın Eskişehir hapishanesinin penceresinden şahit olduğu hallerin benzerlerini müşahede etmek istemiyorsak
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.