Bu köleyi kim alacak ifadesi, yalana girer mi?

Bu köleyi kim alacak ifadesi, yalana girer mi?

Hz. Nuayman’ın yaptığı şakada arkadaşını kendi kölesi olarak gösterip satması yalanla şaka olmayacağına dair hadislere ters değil midir?

Dinimiz, yalan söylemeyi haram kılmış, dünyada da ahirette de huzur, mutluluk ve kurtuluşun doğru söylemekte olduğunu bildirmiştir. Hz. Peygamber (asm) yalanla ilgili olarak  “Sizi yalan söylemekten menederim; çünkü yalan söylemek günaha, günah da cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye nihayet Allah katında kezzab diye yazılır.” (Müsned, I, 3, 5, 384, 410, 424; Buhari, Edeb, 69; Müslim, Birr, 102-105) buyurmuştur.

Hz. Peygamber (asm), “Ben de şaka yaparım, ancak sadece doğru olanı söylerim.” (Heysemi, VIII, 89) sözüyle nezih şaka ve nükteye cevaz vermiştir.

Buradan anlaşılan odur ki, şaka yaparken dahi yalan ve asılsız sözler söylenmemelidir. Bu itibarla, şaka yaparken sarf edilen sözler içinde, yalan, uydurma, başkalarıyla alay etme, din ve dini hükümlerle alay etme, başkalarını rencide etme, insanların haklarını ihlal etme gibi dinen uygun olmayacak bir tutum içerisinde bulunmamak esastır.

Hz. Peygamber (asm) dini tefekküre engel teşkil eden, vakıaya muhalif yalan söz içeren, kindarlık ve çekememezlik doğuran, vakar ve ağırbaşlılığı gideren şakaları doğru bulmaz; bu tür sakıncalar taşımayan şakaları kendisi yaptığı gibi ashabının da birbirine yapmasına mani olmazdı.

Birkaç misal vermek gerekirse:

Rasul-i Ekrem (asm) yanına on yaşında bir çocuk iken gelen ve uzun süre terbiyesi altında kalan Enes b. Malik (r.a)’a “iki kulak sahibi” diyordu. Alimler bu sözü Rasulullah (asm)’in; “Hz. Enes (r.a)i, konuşulanı dikkatle dinlemeye, anlamaya özendirmek için yapılmış bir latife” olarak yorumlarlar (bkz. Muhtasar Şemail-i Şerif Tercümesi, M. Raif Efendi, s. 172)

Hz. Enes (r.a) nakleder: Sürat-i intikali ve anlayışı kıt bir kişi Hz. Peygamber (asm)den bir binek hayvanı istedi. Peygamberimiz (asm) de: “Ben seni dişi deveden doğmuş bir hayvana bindirmek istiyorum” deyince adam: “Ben yavru hayvanı ne yapayım? O beni taşıyamaz ki!” demekten kendini alamadı. Peygamberimiz (asm), sözündeki inceliği kavrayamamış olan kişiye: “Devenin küçüğünü de büyüğünü de dişi deve doğurmaz mı? Benim kastettiğim, dişi deveden doğmuş ve insanı taşıma çağına gelmiş büyük devedir” diye açıklama yapmak durumunda kaldı. (bkz. Şemailü'r-Resul, İbn Kesir, mtc. N. Erdoğan, s. 91)

Yine Hz. Enes (r.a) nakleder: Çölden şehre geldikçe çiçek, meyve ve bitkilerden hediye getiren Zahir adlı kimseye Peygamberimiz (asm): “Zahir bizim badiyemiz!” diye takılır, “Biz de onun şehriyiz!” diye eklerdi. Çünkü Peygamberimiz (asm) de çöle dönen Zahir’e şehir ürünlerinden alır verirdi. Bir gün Zahir çölden gelmiş, pazarda mallarını satacak yer ararken Peygamberimiz (asm) takip etmiş ve onu arkasından yakalayıp elleriyle gözlerini kapatmıştı. Zahir: “Kimdir o?” derken, göz ucuyla süzünce Rasulullah (asm) olduğunu anlamıştı. Bu sırada Hz. Peygamber (asm) şaka ile: “Bu köleyi kim alacak?” diyor; Zahir: “Bana kimse kıymet biçmez Ya Rasulullah! Zira benim yüzüm çirkindir!” deyince Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurdu: “Ey Zahir, dıştan bakanlara göre öyle fazla kıymet biçilmezse de senin Allah katında değerin çok büyüktür.” (bkz. Şemailü'r-Resul, İbn Kesir, mtc. N. Erdoğan, s. 92 vd.)

Sorularla İslamiyet

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.