Senai DEMİRCİ

Senai DEMİRCİ

Carina’ya ne söyler Said Nursi?

Geçtiğimiz akşam Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu’nun galasına katıldım. Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nin sakin havasında misafirlerimizden onları buraya getiren hayat hikayelerini dinledik. Sonunda, Hint asıllı olduğunu öğrendiğimiz bir genç hanım geçti mikrofona. ABD’de yaşıyor, adı Carina. Sırf merakından, sadece aradığının nerede olduğunu bulma telaşıyla “neuroscientist” olma serüvenini anlattı. Henüz yirmili yaşlarının ortasında, Himalayalar’a kadar gittiğinden söz etti. Şu meşhur Dalai Lama ile tanışmak için evini yurdunu terk etmiş ama derslere kabul edilmemiş. Böylece Said Nursi ile tanışma faslı başlamış.

Ruhunun varoluş sancılarını teskin etmek için kapı kapı dolaşan Carina, her eşikte yeni bir ümit aramış ama elleri boş kalmış. Aradığını, (henüz tercümesinden okuduğu ve anadildeki şiirsel metnin tadını almadığı halde) Risale-i Nur’da bulduğunu kaydediyor sevinçle. Henüz yolun başında.

Habere seviniyorum. Seviniyorum da, içim eziliyor birden. Gerçeği arayan, hakikatin aşkıyla yanıp tutuşan Carina’lara, Said Nursi gibi bir ismi, uydurma maneviyat ustası, sahte kurtuluş mucidi Dalai Lama kadar “açık adres” olarak takdim edemeyişimize yanıyorum.

Galiba biz de tanımıyoruz Said Nursi’yi…

Böylesi sancılı kalplerin can kulağına söyleyeceklerimi iki gündür kendi kendime mırıldanıyorum. Sözlerime geç kalmışlığım/ız için özür dileyerek başlıyorum. “İkincisi şu” diye devam ediyorum, “Said Nursi bir ‘din adamı’ değildir. Hem zaten ‘din adamlığı’ diye bir profesyonel meslek grubu da yoktur. Her insan teki gerçeğe doğrudan muhataptır. Dileyen herkes, açık seçik, duru ve diri vahyin yağmuru altında dilediğince ve nasibince ıslanır. Yağmurun değdiği her tohum kabuğunu çatlatır, dal budak ağaç olmaya başlar. Siz niye olmayasınız?”

Sempozyumun ev sahibi İstanbul İlim ve Kültür Vakfı İcra Kurulu Başkanı Said Yüce’nin Said Nursi’ye dair sade sözlerini yorumluyorum:

“İçimize vahyin göğünden sıcacık haberler ulaştırdı Said Nursi. Vahyin-profesyonel bir uğraşı alanı olmaktan ziyade-kalbimizin saklı sancılarını dillendiren bir b/akış çağıltısı olduğunu öğretti bize. İbrahimvari “lâ uhibbu’lâfilîn”/“batan şeyler sevilmez!”  hüznünden teselliler devşirdi kalplerimize. İçimizde küllendirdiğimiz hasretleri sesi diye duyurdu peygamber sözlerini bize. ‘Kâinatın tercümesi’ diye okuttu Kur’ân’ı. Varlığın ihtişamına mukabele eden ‘hayret rehberi’ diye tanıttı Hazreti Peygamberi. Dağ yamaçlarında mütebessim sarıçiçeklerle dertleşti, solan güllerin ardından eseflenen kalbinin sızılarını kaydetti, geceler boyu nehir çağıltılarına sırdaş oldu, hapishane duvarlarındaki taşlarla neşeli sohbetler yaptı, dağ başlarında ağaçların yalnızlığını mesken eyledi, yıldızların parıltılı şiirlerini duydu, bahar bahçelerinden diriliş müjdeleri okudu.”

“Yok, yok; Carina, Himalayalar’da değil aradığın, Çam Dağı’ndaki katran ağacının tepesinde geceleri boyu yapayalnız yıldızların şiirli hutbesini dinleyen münzevinin sözlerinde. Aradığın neyse, Said Nursi’nin aradığı da o. Refakat ediyor hüzünlerine, kederlerine, sevinçlerine. İşte bu yüzden, sırf bu yüzden, Said Nursi, ‘din adamı’ değil; sadece ‘adam’dır; sadece adam. Senin gibi benim gibi. Said Nursi, ‘din âlimi’ sıfatıyla anılmayı da sevmiyor, ‘talebe’ diyor kendine; hakikatin öğrencisi. “Müfessir” de demiyor kendine Said Nursi. Tüm profesyonel tavrını ani bir kararla terk etmiş bir sade bir insan. Yağmur altında ıslanan herkes gibi acemi. Rüzgârın vuruşuyla titreyen dal uçları gibi. Hollywood marifetiyle promosyonu yapılmış sahte bilgelik patronu, sığ huzur markası değil; sahih bir duruşun hatırası, ince varoluş sancılarının tercümanı. Çiçeklerin soluşuna ağlayan adamın teki…”

İşte bu kadar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum