Ediz SÖZÜER
Kâinat denilen büyük gösteri merkezi ve Kozmik Takvim
Kâinatın tüm tarihini 1 yıl olarak kabul edersek ve geçen zamanı 12 eşit aya bölersek, kâinatımızın büyük patlama ile doğduğu andan itibaren geçen zaman olarak kabul edilen 15 milyar yıla kıyasen insanlığın yazılı tüm tarihi, Kozmik Takvim’de Aralık ayının 31. gününün son dakikasıyla simgeleniyor.
Eğitim Programımızın ilk ana bölümü içindeki 4. Keşif’te 13. Söz’ün izah metinleri arasında Kozmik Takvim’den bahsetmiştik size hatırlarsanız. Bu takvime göre güneşimiz ve dünya eylül ortalarına kadar ortada görünmüyor. Hayat ise çok sonraları dünya sahnesinde görünmüş.
Kozmik takvimi tasvir eden şu birkaç saniyelik videoyu izlemenizi tavsiye ediyoruz. “Cosmic Calendar- Kozmik Takvim” Videosu: https://youtu.be/pRACn71cVO4
İşte bu tasvir ile Onuncu Söz-Haşir Risalesi’nin “10.Suret”inde geçen “Bir saatlik içtima için on sene kadar masraf yapılıyor” cümlesi gerçek manasını buluyor.
Gerçekten de kâinat denilen büyük gösteri merkezinde, dünya sahnesindeki misafir seyirci mahlûkatına gösterilen merasimler, törenler ve sürekli değişen film karelerine benzeyen şaşırtıcı görüntülerin ortaya çıkması ve insanın yeryüzündeki sanatlı eşyayı seyretmeye başlaması için ne kadar uzun bir zamanda, ne kadar büyük masraflar yapılmış.
Fakat hem seyircinin, hem seyredilen tüm mahlûkatın ömürleri ve bu sahnede görünme süreleri nasıl da kısa...
Âdeta görünüp kayboluyorlar...
Haftalar süren provalarla hazırlanan resmigeçitlerin 5-10 dakikada gözünüzün önünden geçip kaybolmasına nasıl da benziyor, öyle değil mi?
O hâlde bu görünen ihtişamlı manzaranın bir temsil, bir tanıtım ve esas sergiye gitmek için bir davetiye olduğunu, burada sergilenenlerin hakikî manalarının, anlamlı neticelerinin ve gerçek suretlerinin, başka bir yerde ve çok daha şaşaalı bir tarzda, ebedî ve daimî olarak kendilerini göstereceklerini düşünmemiz ve dava etmemiz kadar makûl bir şey olabilir mi?
Acaba şu dünya içindeki milyonlarca tür canlının her gün ve her saat muazzam bir hızla gelip, hayret verici bir görkemle sahnelenmesine şaşıran ve hem kendisinin, hem her canlının o sahnede geçici ve kısa süreli olarak göründükten sonra yok olup gidiyormuş gibi görünmelerinden hayal kırıklığına uğrayan, şevki ümitsizliğe, hayreti nefrete dönüşen ve kalbi hüzünle dolan her insanın; eşyanın, hayatın ve dünyanın bu tasvir ettiğimiz yeni ve güzel şekli karşısında coşkuyla “Evet, işte bu!” diye haykırması ve “Zaten, bu kadar şaşırtıcı ve muhteşem bir mekânın gerçek hakikati bundan başka türlü olamazdı, olmamalıydı, ona yakışmıyordu” diye heyecanla karşılık vermesi gerekmez mi?
(Risale-i Nur Eğitim Programı’mızın “Öldükten Sonra Dirilişin ve Ebedî Hayatın Varlığının İspatı” isimli bölümünün bir parçası ve Onuncu Söz-Haşir Risalesi’nin “10.Suret”inin izah metni olan yazımızda sunulan hakikatlerin tam olarak hissedilerek pekiştirilmesi için, eser metnini de içeren görsel destekli ders videosunu da aşağıdaki adresten izlemenizi tavsiye ediyoruz.)
Keşif Yolculukları Risale-i Nur Eğitim Programı-55 Ders Videosu: (Kâinat Denilen Büyük Gösteri Merkezi ve Kozmik Takvim)
https://youtu.be/sXrxf2TXZR8
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.