Çocuğun ilk öğretmeni annesi, ilkokulu da ana rahmidir

Çocuğun ilk öğretmeni annesi, ilkokulu da ana rahmidir

Hz. İsa'nın ilk öğretmeni ana rahmine düştüğü andan itibaren Hz. Meryem'di. Anne karnında çocuk annesinin her şeyine muhataptır

Şemsinur Özdemir'in haberi:
 
Anneler, çocukların eğitim ve terbiyesinde en büyük sorumluluk payını üstleniyor. Çünkü çocuklar, daha dünyaya gelmeden anne vasıtasıyla dışarıdan gelecek iyi-kötü her türlü tesire açık halde bulunuyor. 
 
Doğum sonrasında yine ilk olarak annenin duyguları, tavır ve davranışları çocuğa sembol teşkil ediyor. Bu, ilk örnek ve ilk öğretmen olma sorumluluğu her annenin evladı için küçük veya büyük mücadeleler yapmasını zorunlu kılıyor. Tarih boyunca anneliğin verdiği güçle her türlü zorluğa göğüs geren kadınların hayatları günümüz annelerine de yol gösteriyor. Hz. Fatıma ve Hz. Meryem ile ilgili kitaplar yazan hukukçu yazar Sibel Eraslan da annelerin genç kızlarına dünyayı değiştiren mukaddes kadınları tanıtmaları gerektiğini söyledi. Florya Özel Burç Koleji'nde velilere yönelik bir konferans veren Eraslan, yaşama ve özgürlük mücadeleleriyle insanlık tarihine yön vermiş Müslüman kadın kahramanların örnek hayatlarını anlattı.

'Müslüman anne olacağım' diye yola çıkan kadınların Hz. Hacer, Hz. Meryem gibi mukaddes annelerin izinden yürüdüğünü söyleyen Eraslan, "Hz. İsa'nın ilk öğretmeni ana rahmine düştüğü andan itibaren Hz. Meryem'di. Anne karnında çocuk annesinin her şeyine muhataptır. Orada beyaz kâğıdın üzerine ilk kelimeler dökülüyor. İlk okul sizin karnınızda, ilk öğretmen sizsiniz, ilk kara tahta sizin rahminizde. Çocuğu doğurup iyi okullara göndermeden önce kişisel gayretlerinizle vereceğiniz eğitim ve terbiye çok önemli. Hz. Meryem'in hikâyesi, analığın sadece evladı doğurmaktan ibaret olmadığını gösteriyor. Sadece çocuk doğurmuyorsunuz, toplumun geleceğini inşa ediyorsunuz." dedi.

Tarihin erkekler üzerinden savaşlardan ibaretmiş gibi yazıldığına dikkat çeken Sibel Eraslan, tarihe yön veren kadınların hayatlarını anlatan kitapların azlığına dikkat çekti. Eraslan şöyle konuştu: "Türkçe telif eser olarak Hz. Fatıma ile ilgili yedinci, Hz. Meryem ile ilgili dördüncü kitabı ben yazmış oldum. Aradan geçen asırları düşününce bu rakam çok az. Annelerin genç kızlarına, kız çocuklarına dünyayı değiştiren anneleri tanıtmaları gerekiyor. Hz. Meryem'in hayatını yazarken kalıpsal ayrımcılıklar gördüm. 'Sen Hıristiyanların annesini yazıyorsun' dediler. Oysa Hz. Meryem cennetle müjdelenen dört kadından biridir. Ve bütün Müslümanların hürmetle andığı bir annemizdir. Çocuklarımız Hz. Meryem ve Hz. İsa'nın nereli olduğunu bilmiyor. Sorduğum zaman Romalı diyorlar. Eğer biz tanıtmazsak bir gün Hz. Fatıma için de aynı şeyi söyleyebilirler bize. Hz. Meryem, Hz. Asiye, Hz. Aişe, Hz. Fatıma, Hz. Hacer, Hz. Zeynep gibi annelerimiz birer güneştir. Bir kere daha sevelim o annelerimizi ve onlardan feyzalalım." Zaman