Cuntacıların derdi İslam ve tesettür

Cuntacıların derdi İslam ve tesettür

Haber 7 yazarı Bulut, cumtacıların asıl derdinin milleti ve orduyu dinden uzak tutmak olduğunu söyledi.

Risale Haber-Haber Merkezi

Haber 7 yazarı Mehmet Ali Bulut, cuntacıların asıl derdinin milleti ve orduyu dinden uzak tutmak olduğunu söyledi.

‘Kahraman Türk Ordusu’nun en az bin yıl İslam’ın bayraktarlığını ve taşıyıcılığını üstlendiğini hatırlatan Bulut, "Bediuzzaman’ın ifadesiyle, bu kahraman millet, Haçlı Seferlerine karşı varlığını siper ederek, beşeri iki kere küfre düşmekten korumuştur" dedi.

Bediüzzaman’ın Türk Milletine ve ordusuna bakışını gösteren sözlerinden cümleler aktaran Bulut, "Bu kadar senaya mazhar olmuş bir milletin ve onun ordusunun, İslam’a karşı tavır içinde olması nasıl kabul edilebilir? Bu ordu, bir takım cunta heveslilerine nasıl peşkeş çekilebilir ki o cuntacıların asıl derdi, bu milleti ve orduyu dinden uzak tutmak ve dini en büyük tehlike bilmektir. TSK içindeki cuntacıların yegâne gerekçeleri, milletin İslam’a olan bağlılığı ve hayatın giderek İslam’a eviriliyor olmasıdır. Bu cuntacıların tek derdi İslam ve tesettürdür. Son çıkan ıslak veya kuru belgeler de gösteriyor ki, bu TSK’cıların irtica diye yaftaladığı ve tehlike saydığı İslam’dır. Bunu yapanlar ve yapmak isteyenler asla Türk Ordusu mensubu değildir, olamaz. Türk ordusu muvahiddir. Türk ordusu ilahidir ve peygamber ocağıdır. Kim bunun aksini söylüyorsa TSK’cıdır. TSK’cılar da bir takım hayalperestlerdir ki ancak ve yalnız, ‘tağut düzeni’ne hizmet ediyorlar" şeklinde yazdı.

TSK içinde cuntacılık yapan ve eylemlerinde CHP ile paralel hareket etmeye özen gösteren kesimlerin tek derdinin "milleti, köklerinden uzaklaştırmak" olduğunu vurgulayan Bulut, "Bakmayın öyle ulusalcı, milliyetçi takıldıklarına. Onların hepsi kamuflajdır. Artık şu açık ve seçik ayan oldu ki, ordu içindeki cuntacı müzahrefat ayıklanmadıkça millete rahat yoktur. Şimdi hükümet ve millet açısından asıl yapılacak olan bu olmalı. Türkiye, hızla, ayaklarına vurulan prangaları kırmaya, kendisine giydirilen meskenet gömleğini yırtmaya, biçilen ‘batı hizmetkarlığı’ misyonundan kurtulmaya ve kendisi olmaya yürüyor. Bir dayatma rejimi baştan ayağa değişiyor. Herkes bunu görmeli ve bilmeli. Artık ya milletin dediği olacak ya milletin dediği!. Eski hal muhal. Ya yeni hal ya izmihlal! TSK dahi bu yeni hale ayak uydurmak; milletinin ordusu olmak ve onun dini ile barışmak zorundadır. Ve dahi onunla aynı paralelde hareket eden medya güruhu… Çocukları şehit olmuş anaların başındaki örtüden rahatsız olan TSK’cılar nasıl bu milletin ordusu olabilir, nasıl bu milletin medyası olabilir?" dedi.

Bulut, yazısını Bediüzzzaman Said Nursi'nin “Ey Asakir-i Muvahhidîn!” şeklindeki sözleri ile tamamladı.