Bu pandemi süresinde gökyüzü ders meydanına döndü maşallah. Gittikçe artan ders çağrı ve taleplerine geceleri de zaman dar geliyor. Ya da çekilip sosyal medyaya atılan dersleri dinlemeye zaman yetmiyor. Her biri ayrı ayrı güzellik ve dolulukta olan yayınlar. Bu yazıda dinlediğimiz veya katkı verdiğimiz derslerden bazen aldığım notları, verilen örnek ve açıklamaları sizlerle paylaşmak istiyorum.

-Nefsin hazlarını erteleyin ama ibadet ve tefekkürünüzü ertelemeyin.

-Hiçbir günah, rahmetten büyük değildir.

-Şeytan tevbe kapısını bekler ve tövbeden vazgeçirir.

-Tövbe vaciptir ve hiç kapanmayan kapı tövbe kapısıdır.

-Takvanın hakikati, sevmek ve korkmaktır.

-Sadece ibadetlerle kurtulamayız, büyük günahlardan da kaçmak gerekir.

-Hayal, göz, kulak kirleniyor; o zaman ayaklar günaha kayıyor.

-İnsan nereye eğilirse, oraya meyleder.

-İzafet ve nispete girmeyenin hizmeti kabul olur.

-Önemlilik sıralamasında, Allah kaçıncı sırada, önemli olan odur.

-Rabbim bizi maddiyattan, menhiyattan ve süfliyattan korusun.

-Beşerin en mühim meselesi, cehennemden kurtulmaktır.

-Ahiret burada kazanılacaktır, veçhinizi Allah'a çeviriniz.

-Âmelimiz cüzi ama niyetimiz küllî, bu sayede ömrümüz kısa da olsa ebedî yaşayıp hizmet ediyor sevabını alacağız.

-Hayat-ı bâkiye buradan gidiyor. Onu alkışa, şan ve şöhrete feda mı edeceksin?

 -Bilinmenin yolu, silinmekten geçer. Varlık potasından vazgeçmeyen, sırra eremez. Yokluk havuzunda kendini eriten kazanır.

-Enaniyet kabuk gibidir. Mahiyet-i insaniyeyi İslamiyet toprağına yerleştir, kabuğu kır ve ağaca dön.

-Felsefe bir çuval cevizin hışırtısı gibidir. Hışırtısı çok ama içi boştur.

-Mezhepler kurulmamıştır mezheplere uyulmuştur.

Edep sahibi, yediği tokadın sahibini değil; sebebini sorar.

-Enaniyet, gurur, alkış, riya gibi habis şeylerden vazgeçip hizmete devam şarttır.

-Şahsıma ve nefsime ait kusurlar için birinin dediği doğru ise, ayıplarımı söylüyorsa, beni gururdan kurtarır; nefsimi terbiye etmiş olur. Yalan söylüyorsa, bazı insanlar sana tereddütle bakar, seni riyadan ve şöhretten kurtarır.

-Biz abdullezzet değil, abdullahız.

-Ömür kayıtlı, nefes sayılıdır.

-En büyük hamiyet dinî aşkla yanmak ve tutuşmaktır.

-Her gün yeni bir doğuş ve fırsattır.

-Savcı, Üstad için "yaşlandıkça artan enerjisi ile" tâbirini kullanıyor. Biz de öyle olmalıyız. Aşkla, şevkle, gayretle, heyecanla iman ve Kur'an davasına sahip çıkmalıyız.

-Şeytan kusuru Allah'a vererek yüz çevirdi. Âdem (as) tövbe ederek kurtuldu.

-İnsan iltica ve istiğfarla rahmet kapısını çalarsa, o kapı ona açılır.

-İbret, gizli hakikatleri görür. Fikret, derin bakmamızı sağlar. Ünsiyet, her şeyi mûnis gösterir.

-Cehennemden en son çıkacak mü'min, on dünya büyüklüğünde bir cennetin  sahibi olacak.

-Her şey devamın içinde. Geçici olduktan sonra, sıkıntıdan ne çıkar? Okumak da ibadet ve zikir, fikir şükür de devam ederse anlamlı olur.

-Ahirete yönelik bir nefes eksik bir âmelin yeri, ebediyen kapanmaz. Onun için sıkı gayret lazım.

-Bir "an-ı seyyaleye" cennet de cehennem de sığar.Onun için "Hazer et, batmaktan kork."

-Ahiret "faş" âlemidir. "An"lara dikkat, her saniye arşiv değerinde.

-Dört şey önemli: marifet-i İlâhiye, muhabbet-i Rabbaniye, ubudiyet-i Sübhaniye, marziyat-ı Rahmaniye."

-Gecenin âbidi olmayan, gündüzün mücahidi olamaz.

-Geceyi diriltmek mühimdir.

-Vesile maksadın önüne geçmesin.

-Bir şey elinden çıkıyorsa, o senin değildir. O hakikat de değildir. Mal, makam, şöhret gibi.

-Kulluk safiyettir, fıtriliktir.

-Gurura sapmadan, mahiyet aynasını kirletmemek gerekir.

-Elbise gibi iman da yıpranır. Daima taze tutmak, takviye etmek gerektir. -Üstad evir çevir yapmış, iman hakikatlerini anlatmış.

-İlim imandan önce farz, imandan sonra da İhlas farzdır.

-Sathî nazar zulümatlıdır. İnsan, anlamadığı şeye muhatap olmaz.

-İman şuuru inkişaf ederse; ibadet, ahlak, muamelat, hizmet gelişir.

-Birinci ve en elzem mesele, imandır. İman şek kaldırmaz.

-İman inkişaf ederse, aynadaki görüntünün netleşmesi gibi, hakikat âlemi, daha net görünür.

-Aklın istikameti önemlidir.

-En muhtaç hasta benim dersen, istifade edersin.

-Bir profesörün yanında on kadar asistan varsa, ancak onun her sözünü,hâlini muhafaza edebilir. O zaman Hazret-i Peygamberin yanında kaç tane lazım. (Eşleri kastedilerek söyleniyor.)

-Üstadın aşkı, davası, himmeti hizmetidir.

-Rahman rızkı ihata etmiş, rızık sağanak sağanak yağıyor. Rahim ise ebedî nimetlere mazhariyette görünecek. Kâfire yok, çünkü inanmıyor.

-Dünyevî cihatta yenildin mi dünyan gidiyor ama nefisle cihatta yenildin mi iki dünyan da gidiyor.

-İnsan iman şuurunda keskinleşir ve derinleşirse, riyadan kaçar ve ibadete önem verir.

-Bir farz, bir ömre bedeldir.

-Nefis avanak, tembel, gevşek, laubâli, serkeş ve umursamazdır. Bu özellikleriyle feyzi engeller.

-Senin gündeminde Allah, kaçıncı sırada ise sen de O'nun nazarında o kadar değerlisin.

-Dünyanın mizacı, bir üzüm yedirir, yüz tokat vurur.

-Bütün "an"larını en son "an"ındaymışsın gibi değerlendirmen gerekir.

-Zikrin kemali Allah'ı unutmayan bir gönül fezasıdır.

-Peygamberimiz üç defa tekrarla:"Din muamelattır!" buyurdu.

-İlk üç halife hakikat-ı akrebiyete; Hazreti Ali ise, kurbiyet-i İlâhiyeye mazhar olmuş. (4.Lema 4.nüktedan)

-Bazı aleviler Hz. Ali namazda şehit edildiği için, camiye gelmiyor ve namaz kılmıyorlar. Su içerken şehit edilseydi su içmeyecekler miydi?

-Gözlerimiz kör değil ama şöhret, gurur, kibir bazen göze perde çeker; ve insanın idrâkini kilitler.

-İnsanı gerçek sanatkâra ulaştırmayan bir sanat kof bir hayal, boş bir hülya, özü ve hakikatini yitirmiş bir kabuk ve kışırdır.

-Huzur, edeb ister. Huzurda gayre bakmak, haramdır.

-Evimize gelen on kadar misafiri birkaç gün misafir etmekte zorlanırız. Milyarlarca İnsan ve diğer canlıları, bir ömür boyu misafir edip yediren içereni tanımamak olur mu?

-Planın, ölçünün olduğu her yerde kader vardır. Kaderin olmadığı bir şey yok.

-İlimde mahiyeti olan eşya, Kudret ile hakikat âlemine çıkıyor.

-İhtiyar (seçmek) iradenin bir işidir. İnsan, gözüyle görür; iradesiyle ihtiyar eder.

-Cüz'i irademiz teakubidir, bir anda iki işi yapamaz. Cenab-ı Allah iradesiyle bütün fiilleri bir anda yapıyor.

-Amentüde önce Allah'a iman var, kadere iman nihayet hudutta.

-Bir insan, isyanını kâinatın yardımı ile yapıyor. Bu da kâinatı tahkirdir.

-Yine inkârcı, esma-i İlâhiyenin tecellileri ile, boş işler yapıyor. Mesela kumar oynuyor. Bu da tezyiftir, inkârdır. Emaneti hayvandan aşağı düşürüyor, bu da insaniyeti terzildir, rezil etmektir.

-Kötülüğün yaratılmasından küllî hayırlar çıkıyor.

-Hayrı ve salahı kabul kabiliyeti kalmazsa, kalp mühürlenir.

-Nasıl çekirdek bozulunca ondan ağaç çıkmaz, niyet bozuk olunca da ondan salih amel çıkmaz.

-Niyeti (çekirdeği) çürük ya da müşevveş olan âmelin mizanda nasibi yoktur.

-Tekrar ve mütalaada sır ve esrar gizlidir.

-Dünyada en dehşetli panik ve depresyonu, bitiş ve yıkılışı kâfirler yaşar. Mü'min kadere teslimiyetin tadını yaşar. Allah'ı bilmeyen, ahirete inanmayan insanın dayanağı, sığınağı, barınağı yoktur. Ruhundaki fırtına ve tsunamileri, yıkılış ve kopuşları kendini divaneliğe atarak ya da uyutmaya çalışarak unutmaya çalışır. Fakat ölünce yakayı ele verir.

-Muhakemesiz ve muhasebesiz hayat, hayat değildir. Ecel her an gelebilir. Ömür her an bitebilir. Her saniyemiz bir ganimet gibidir.

-Hayata birtakım iplerle bağlıyız. Her gün bu iplerin biri kopuyor. Kalp ve vicdanın, iman ve izanın, şuur ve huzurun gereği "her an ip kopacakmış gibi" yaşamaktır.

Evet dostlar, çeşitli zaman ve zeminlerde yapılan derslerden aldığın bazı notları bir gül demeti gibi derledim. Bu âciz için faydalı olduğuna inandığım için sizinle de paylaştım. Zaman zaman da yine paylaşmak istiyorum.

Selam ve dua ile.