Hikmet HOCAOĞLU

Hikmet HOCAOĞLU

Dialog!

Selam kalemin ilk kelamı...

Ve bu üç kavram bir noktada buluşuyor.

Hangi noktada mı?

Tüm mevcudatın hikâye olunmasının sebebi, Kalem suresindeki nun'da gizlenmiş.

Bu harfi bilenler çanak gibi yapısını ve üstündeki noktayı bilirler, o nokta olmasa nun olmaz.

İşte o çanak; tüm kainat ve varlık âlemine, üstündeki nokta Efendimiz’e (s.a.v) teşbih edilmiş.

Başımı kaldırdığımda gördüğüm bulut bir kalem, pamuk tarlaları gibi dağılmış yarınımıza yağmur yazıyor.

Ayağımın hemen yanında karınca bir kalem, yuvasının ağzına yönümüzü yazıyor.

Gökte uçan leylek bir kalem,  kanatları mürekkep, mevsimlere açılan kanatlarla baharların haberini yazıyor.

300 yıllık şu çınar bir kalem, göbek çizgileri mürekkep, tarihi yazıyor.

Babanın çocuğuna verdiği isim bir kalem! Karakterini yazıyor.

Ve bir yazarın kâğıttaki diliydi Kalem.

Kalemin kâğıtla ilişkisi; kalbin, Sahibi ile olan ilişkisi gibi.

Ancak bir kargocu idi Kalem, yazarın kalbinden akanı kağıda boca eden…

Kalem iki nev, biri hakkın elinde ve şiarı geleceği yazıyor, biri ise kulun elinde hiç geleceği yazan gördünüz mü?

Kulun kalemi de iki nev,

Ayırması kolay;

Ehli mürekkebin ilimleri kendini taşıyor, oysa cehli mürekkebin ilimleri kendine yük...

Yüceler yücesi kalemi ilk yarattığında, peygamber efendimizi de (s.a.v) ruhunun nurundan yaratmış, ancak henüz konuşmuyordu.

Kaleme ve yazdıklarına yemin eden yüceler Yücesi kaleme emretti: Yaz dedi,

Kalem; ne yazayım dedi.

Yüceler Yücesi: Tüm yarattıklarımı ve yaratacaklarımı yaz.

Kalem Efendimizi gördü ve muhteşemliği ile sarsıldı, uzunca süre kendinden geçti, bir rivayette bin yıl sonra kendine gelince sordu.

Cevaben: Allah (c.c) bir hadisi kudside ifade buyurduğu gibi: Seni yaratmasam arşı yaratmazdım ve semâyı ve arzı yaratmazdım.

Bunun üzerine kalem; Esselamu aleyke ya Rasulallah dedi.

Ve Allah-u Teala Efendimize vekaleten:

Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatuhu demiştir.

Bu nedenle selam vermek sünnet almak farzdır.

Ebû Ümâme Suday İbni Aclân el-Bâhilî  radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İnsanların Allah katında en makbul olanları, selâma ilk başlayanlardır.”

(Ebû Dâvûd, Edeb 133)

Tirmizî’nin Ebû Ümâme radıyallahu anh’den rivayetine göre bir adam:

– Yâ Resûlallah! İki kişi birbirleriyle karşılaşınca onlardan hangisi daha önce selâm verir? diye sordu. Peygamber Efendimiz de:

– “Allah Teâlâ’ya daha yakın olan” buyurdu.  (Tirmizî, İsti’zân 6)

Bu nedenle selam dua'ların en yücesidir.

Bu nedenle günde 13 kez sağımıza (ümmeti Muhammed’e S.A.V) 13 kez solumuza (geçmişlerimize ve ruhanilere) her namazdan sonra selam veririz.

Bu nedenle selam ehlinin gireceği özel bir kapı var Cennet’te.

Bu Nun'un binler numunesinden biri de; Fatiha suresindeki "Nestain"in sonundaki nun.

Hz. Hızır'ın aşık olduğu bu sûredeki nun ile O kainatın Efendisine (s.a.v) ümmet olmuş. Rabb'imiz bizleri de dünyanın üstündeki güneş gibi, Nûn’un üstündeki noktaya tâbi ve şefaatine nâil eylesin. Âmin.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.