Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilahiyat ve İslami ilimler fakültelerinin önemli imkanlara sahip olduğuna işaret eden Ali Erbaş, sahih dini bilginin topluma ulaştırılmasının hayati önem arz ettiğini söyledi.

Erbaş, bugün İslam toplumlarında üzücü hadiselerin yaşanmasında dini kavramların tahrif ve istismar edilmesi ile yanlış din algısının etkili olduğuna dikkati çekerek, "Nitekim İslam'ın rahmet ilkelerini ve Müslümanların samimi duygularını hain emellerine alet eden FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütleri, din istismarının bir güvenlik meselesi haline geldiğinin açık göstergesidir. Diğer yandan sünnetin dindeki yerini hafife alarak Kur'an sünnet bütünlüğünü göz ardı eden, gereksiz ve faydasız tartışmalarla milletimizin zihnini meşgul eden, hikmet ve maslahatı öteleyen yaklaşımların da önemli bir sorun olduğu ortadadır." ifadelerini kullandı.

İlahiyat ve İslami ilimler fakültelerindeki hocaların irşat çalışmalarına daha çok katkı sunmasını arzu ettiğini dile getiren Ali Erbaş, camilerin mihrapları, minberleri ve kürsülerinin akademisyenlere ve öğrencilere açık olduğunu bildirdi.

"İş birliğinin sürekli ve kalıcı olması gerekiyor"

Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça ise Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilahiyat fakülteleri arasında iş birliğinin sürekli olması ve daha kalıcı çözümlerin bulunması gerektiğini ifade etti.

Son çeyrek asırda din eğitiminin bu kurumların elinden çıkarak farklı yapılara geçtiğini belirten Ağırakça, "Bu sivil toplum kuruluşları, çeşitli gruplar veya belli vakıfların etrafında toplanan bazı düşünceler, ister istemez dini kendi anlayışlarına göre sunmaya devam etmektedirler. Bundan dolayı ortaya ihtilaflar çıkıyor. Maalesef televizyonlarda, çeşitli mahfillerde din farklı anlatıldığından dolayı birbirlerine saldırılar var." değerlendirmesinde bulundu. aa