Ersan Temizel'in haberi:

Op. Dr. Hakan Çoker, doğumdaki mahremiyetin sezaryen doğum tercihini artırdığını ifade ederek, "Sezaryen doğum kadındaki doğum sayısını azalttığı gibi, mahremiyet noktasında sorun yaşayan kadınlarımız ikinci ya da üçüncü çocuğu yapmama kararı alabiliyor." dedi.

Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü, Orta Anadolu Kalkınma (ORAN) Ajansı Teknik Destek Programı kapsamında 'Bilinçli ebe, sağlıklı aile' projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında 60 ebeye 4 gün sürecek eğitim verilmeye başlandı. İlk eğitim programında konuşan Kayseri İl Sağlık Müdürü Dr. Ahmet Öksüzkaya, ebelerin doğum oranları, anne ve bebek ölümlerinin engellenmesinde önemli olduklarını belirterek, bu eğitim programını düzenlediklerini ifade etti. ORAN Genel Sekreteri Mustafa Palancıoğlu’nun da katıldığı eğitim programında ilk eğitimi Doğuma Hazırlık Eğitmeni Op. Dr. Hakan Çoker yaptı.

"Doğum ilkel beynin bir fonksiyonudur” diyen Op. Dr. Hakan Çoker, aynı durumun diğer memelilerde olduğunu ifade ederek, kadının doğum yaparken izlenmemesi, ışıkların açık olmaması, hatta gürültünün olmaması ve desteklenmemesi gerektiğini aktardı. Bütün canlılar içinde doğum sırasında bunların oluşması gerektiğini dile getiren Dr. Çoker, “İnsan evinde kedi ya da köpek doğururken onun rahatsız edilmemesi için önlemler alıyor. Ama biz kadınlarımız doğum yaparken odada üç beş kişi var. Kapılar açık. İsteyen istediği gibi giriyor. Çıkıyor. Bu sağlık görevlisi olsa bile mahremiyeti etkiliyor. Bunlar mahremiyeti bozuyor. Orada odaya giriş çıkışlar kadına saygı ile olmalı hatta muayeneler kadına saygı gösterilerek yapılmalıdır. Orada, “Sizi muayene edebilir miyim? diye izin alınmalıdır. Lütfen denilerek yapılmalıdır.” dedi.

Op. Dr. Hakan Çoker, doğum sırasında az kişinin içeri girip çıkması ve tanıdık kişilerin yanında olmasının kadına destek sağlayacağını anlatarak, şu uyarılarda bulundu: “Doğumun olmasını sağlayan, kasılmaları sağlayan oksitosin adını verdiğimiz hormon var. Kadın ortam rahat olur, mahremiyet sorunu yaşamazsa o zaman hormon maksimum olarak salgılanıyor. Mahremiyeti ihlal edip, ışıkları açarsanız hormon utangaç olduğu için hemen kaçıyor. Kasılmalar olmuyor ve hemen ilerleme olmadığı için müdahaleler başlıyor. Suni sancılar, üstten itme, vakumlar şeklinde müdahaleler geliyor. Ağır bedelleri olabiliyor. Her müdahalenin anne ve bebeğe yan etkileri var. Her anne hiç ilaçsız doğum yapmak ister. Çünkü günlük hayatımızda neredeyse hormonsuz doğal besleneyim derken neden ilaçlı bir doğum yapalım.”

Müdahaleler peş peşe çok yapılmaya başlandığını anlatan Dr. Çoker, mahremiyette yaşanan sıkıntıların anneyi sezaryen doğuma ittiğini anlatarak, “Mahremiyet ihlali ve başka sorunlar annelerde çocuk doğumunu travmatik olarak hatırlatmaya neden oluyor. İlk doğumu düşünüyor ve bunu yaşadıysa sezaryene tercih ediyor. Sezaryende birçok negatifi var. Masum değil ama tercih edilmesine neden olan sebepler kaldırılmıyor. O nedenle kadınlarımıza öncesinde bilgi vermek gerekiyor. Doğumdan önce bilgi vererek, anneye bilgi aktarılarak yapacağı tercihleri belirlemesi şart. Bilinçli olduğunda personelden de bunu insanlar rahat isteyebiliyor. O nedenle ebelerle kadınlar el ele verip doğumun yeniden doğuşunu sağlamak zorundayız.” diye konuştu.

Dr. Çoker, mahremiyet ihlali ve birçok nedenle sezaryenle doğum oranların arttığına dikkat çekerek, uygun ortamlarda doğum olmamasının kadında doğum yapma sayısını azalttığını hatırlatarak, çok çocuk yapmak isteyen ailelerin bu mahremiyet ve bu hassasiyetlere nasıl ulaşacaklarını iyi araştırması gerektiğini söyledi.

Sağlık Bakanlığı’nın mahremiyet konusunda çalışmalar yaptığını belirten Dr. Çoker, doğum sırasında yatakların kapıya doğru değil duvara doğru çevrildiğini, tek kişilikli odalarda doğum yapılması yönünde çalışmaların hızlandırıldığı anlattı. Çoker, Avrupa ve Amerika’da eşlerinde doğum sırasında kadının yanında olması gibi uygulamalar yapıldığını ve kadının yatarak değil istediği pozisyonda bulunarak normal doğum yapmasına imkan verilirken, sağlık çalışanlarının da bunun eğitimini aldığını sözlerine ekledi.

Cihan