Dr. Şebnem Aktaran: Diyabette erken tanı çok önemli
Acıbadem Adana Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Şebnem Aktaran, diyabette erken tanı konulmasının ve tedaviye erken başlanmasının daha sonra gelişebilecek sağlık problemlerini önleyebileceğini söyledi
Acıbadem Adana Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Şebnem Aktaran, diyabette erken tanı konulmasının ve tedaviye erken başlanmasının daha sonra gelişebilecek sağlık problemlerini önleyebileceğini söyledi.
Diyabetin, vücutta pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insulin hormonu üretememesi ya da ürettiği bu hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması sonucunda geliştiğini belirten Doç. Dr. Aktaran, tüketilen besinlerden kana geçen şekerin (glikoz) hücreler tarafından kullanılamayarak kan şekerinin yükseldiğini kaydetti. Doç. Aktaran, kan şekerinin kontrol altına alınmadığı takdirde diyabetin; körlüğe, kalp ve damar hastalıklarına, inmeye (felç), böbrek yetmezliğine ve sinir sisteminde hasara yol açabildiğini anlattı.
Diyabet belirtilerinin bilinmesinin hastalığın erken devrelerinde tanı ve tedavi imkanı sağladığına dikkat çeken Aktaran, "Diyabetin başlangıç şikayetleri; günler veya haftalar içerisinde aşırı susama ve su içme, idrar yapma sıklığının ve miktarının artması, iştah artmasına rağmen zayıflama ve halsizlikle başlar. İlerleyen günlerde şekerin yükselmesi ve kanda aseton artışına bağlı olarak: iştahsızlık, bulantı, karın ağrısı, halsizliğin artışı, şuur bulanıklığı ve koma hali görülebilir." dedi.
Herkeste, her yerde, her yaşta diyabetin teşhis edilebileceğini vurgulayan Aktaran, özellikle ailesinde diyabetli olanlar, şişman kişiler, 4 kilodan daha ağır bebek doğuran kadınlar ve stres altında yaşayan kişilerde diyabetin görülme riskinin daha yüksek olduğunu ifade etti.
Aktaran, diyabetli bireyin, kan şekerini normal sınırlar içinde tutmak, hiperglisemi (kan şekeri yüksekliği) ve hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) gibi ani gelişebilecek problemleri önlemek ve ideal vücut ağırlığını korumak için kendisine önerilen beslenme programını yaşam biçimi olarak kabul etmesi gerektiğini vurguladı.
Bu nedenle bireysel özelliklerine uygun, yeterli miktarda ve uygun zamanda yemek yenmesinin önemine değinen Aktaran, "Özellikle 3 ara ve 3 ana öğün almaya özen göstermelidir. Kan şekeri kontrolü için uygun miktarda karbonhidrat içeren glisemik indeksi düşük, posa miktarı yüksek olan besinler ve bol sıvı tüketmelidir. İçeceklerine şeker eklememelidir." diye konuştu.
Diyabet tedavisinin bir ekip işi olduğuna dikkat çeken Aktaran şunları söyledi: "Ekipte hekim, diyetisyen ve diyabet hemşiresi olmalıdır. Diyabet kan şekeri kontrol altına alınmadığı takdirde vücutta hemen her organı etkileyen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Diyabetli kişi ve ailesi diyabet hakkında eğitim almalı ve kan şekerini kontrol altına almada en önemli faktör olan diyete ve tedaviye uyuma ve kontrolleri aksatmamaya özen göstermelidir. Başarılı bir diyabet tedavisi için kan şekerini kontrol altında tutmanın gerekliliklerini yerine getirmek yaşam biçimi olarak benimsenmelidir."