RİSALEHABER - ÖZEL

RisaleHaber.com okurlarının yakından tanıdığı yazarlarımızdan Hasan Tanrıverdi’nin 8. Kitabı “Hayatın Şifreleri” raflardaki yerini aldı. Kendisi ile yeni kitabı ile ilgili kısa bir sohbet gerçekleştirdik. 

Hocam, kitabınızla ilgili bilgi verir misiniz?

"Hayatın Şifreleri” yaşanmış olaylardan yola çıkarak kurgulanmış bir kitap. Öncelikle insanların hayatlarında çoğu zaman kendi iradelerinin dışında yüce bir iradenin devreye girdiğini görüyoruz. İşte bu kitapta bu iradenin yansımalarını nazara vermeye çalıştık.

Kitapta daha çok hangi temalar öne çıkıyor?

Her hikâyede bir ana konu işlendi. Öne çıkanlar; Dua, kader, ölüm, tefekkür ve şükür. Daha doğrusu olayların içinde kaderin cilvelerini ve hikmet perdeleriyle tezahür eden marifetullahı aralamaya çalıştık.

Meselâ: Ölümle burun buruna gelmiş, hayatla ölüm arasındaki çizgide saatlerce çırpınan bir insan ne yapar ve kendisiyle, daha doğrusu geçmişiyle nasıl yüzleşir?

Düşmekte olan bir uçağın içindesiniz. Uçak yere çakılmak üzere tüm hızıyla irtifa kaybediyor. Her şey düşüyor, yuvarlanıyor, sağa sola çarpıyor, tutunacak bir yerler arıyorsunuz. Bağrışanlar, çığlık çığlığa feryat edenler. Yanındakine sarılanlar. Siz de iki elinizi ensenizde kenetleyip, başınızı öndeki koltuğun arkasında bacaklarınızın arasına koyarak iyice düğümlendiniz. Gözlerinizi açamıyorsunuz. Hayal sinemanız, biraz sonra nereye düşeceği belli olmayan uçakta can vereceğinizi gösteriyor. Bu an, tıpkı kesilmek üzere olan bir kurbanlığın teslimiyeti gibi tam bir teslimiyet anı gibidir.

İşte tam burada, siz, “Hayatınız” konulu filmi akli gözünüz ile yani hayalen izlerken, tam bu anda ne yapardınız? Yapmaya gücünüz kalırsa veya İlahî irade size fırsat verirse, elbette son duanızı yaparsınız.

İşte bu kitapta insanları hayalen bu tip olaylara götürüp, bizatihi o hadiseyi hayal ettirip yaşatmaya çalıştık.

Kitapta hayatın içinden kaderle ilgili bölümlere de yer verdik. Kader sadece insanlar üzerine yazılmamış, hayvanların ve diğer canlıların hayatlarını da belirlemiş.

Kitabınızda yer verdiğiniz bu konudaki örneklerden biraz bahseder misiniz?

Elbette. Yumurtanın içindeki civcivin çıkış serüveni, başlı başına kaderin derin ağlarıyla örülmüş, marifetullahı bize apaçık gösteren bir hadisedir. Veya toprağa düşen buğday tanelerinin, hangi evrelerden geçerek çürüdükten sonra, yeniden filiz vermesi ve Esma’ül Hüsna’nın tecellilerine nasıl ayna olduklarını örneklemeye çalıştık.

Her canlının kendine has bir duası var; ağacın duası meyve vermek olduğu gibi, toprak altına atılan tohumların duası da filizlenip mahsul vermektir. İnsanın duasının mahiyeti de öncelikle uhrevi olmakla birlikte, kulluğun gereğidir.

Yaşadığımız hayatta çoğu kez git- gel arasında başımız döner, dengeyi kaybederiz. Tutunacak bir dal ararız kurtuluş için; işte tam o andır istemenin vakti. Madem ki vermek istemeseydi, istemeyi de vermezdi; o halde istemeliyiz ondan. Tam zamanıdır istemenin; bizi muhatap alması, içimizden kalbimizin en derin yerinden geçen hatıralarımızı, isteklerimizi duymasıydı önemli olan; isteğimizin aynısını vermemesinin hiçbir önemi yok. Önemli olan, Rabbimizin bizi unutmaması; “Allah'ı unutanlar gibi olmayın ki, Allah da onlara kendi nefislerini unutturmuştur.”

Sayın Hocam, dilerseniz geri kalanını okuyuculara bırakalım. “Hayatın Şifreleri”  kitabınız, hayırlı ve uğurlu olsun. Emeğinize sağlık. Okurlarınız ve Risale Haber adına teşekkür ediyoruz.

Ben de teşekkür ederim.
 

Kaynak: RisaleHaber.com