Dücane Cündioğlu ve ateizm

"Ateizm tartışmaları ilkel" diyor Cündioğlu. "Nedeni tanrının ne olduğuna değil, varlığına ve yokluğuna odaklanması. Asıl önemli olan tanrının ne olduğudur, varlığı veya yokluğu değil, onun için ateizm tartışmaları ciddi felsefi meclislere giremez" hazrete göre. Zira tanrı denilince ne anlaşıldığı hususu meçhul. Tanrı kavramı neye ve nelere tekabül ediyor belli değil.

Bizce asıl ilkel olan tanrının ne olduğu ile uğraşmak. “Allah asarıyla malumdur, zatıyla meçhuldür” çünkü. Cündioğlu tam olarak ne demek istiyor, muradı ve maksadı ne? Sahiden anlamıyoruz. Ateizmin entelektüel bir tartışma olduğu erbabının malumu zaten. Sadece ateizm değil teizm, deizm, agnostisizm havassın tartıştığı kadim mevzular. Avamın bu tarz mevzularla öteden beri işi olmaz. Her devirde avam avamdır, havas havastır.

“Ciddi felsefi meclisler” derken neyi kastediyor Cündioğlu, çok merak ediyoruz doğrusu? Demokritus’tan David Hume, Spinoza’dan Hegel’e, Nietzsche’den Sartre’ye, Swinburn’dan John Hich’e kadar ateizmi felsefi meclislerinde baş konuk etmeyen (yani tartışmayan) tek bir filozof yok. Mezkûr filozofların Cündioğlu’ndan çok daha ciddi bir felsefi meclislerinin olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek.

Rıza Tevfik yıllar önce Kamus-ı Felsefe için kaleme aldığı ateizm maddesinde ateizmi şöyle hulasa ediyordu: “Ateizm Allah’ı inkar etmek değil, avamın inançlarını paylaşmamaktır.” Bu tarif Cündioğlu’nun yaptığının tam aksine ateizmi bütün ciddi felsefi tartışmaların en başına oturtuyor. Rıza Tevfik’in ciddiyetsiz davrandığını düşünen hiçbir ciddi düşünür yok; ama tespitinin isabetsiz olduğunu düşünen ciddi düşünür sayısı çok.

Din Felsefesi tarihine birazcık aşina her meraklı okuyucu şunu gayet iyi bilir ki ateist filozoflar “tanrı yoktur” derken kutsal kitaplarda geçen, bu evreni yaratan, insanı imtihana tabi tutan, insanın doğru yolu bulması için peygamberler ve kitaplar gönderen kâdir-i mutlak şuurlu bir varlık yoktur, diyorlar. Buna doğal olarak teist ve deistlerin hiçbir şeye müdahale etmeyen muattıl ve yorgun tanrısı da dahildir.

Ateizmin inkar ettiği tanrı en yüksek felsefi bir soyutlama olan tanrı kavramı veya imgesi değil, bahsi geçen mâlum ve mâruf tanrı tasavvuru. Bunun için Voltaire’nin meşhur Felsefe Sözlüğü’ne göz atmak kâfi. Mesele bu kadar basit, açık ve net. Tanrının neliği/nasıllığı konusunda kutsal kitaplara inananların söyleyebileceği çok şey var ama bir teist veya deistin mahdut birkaç kelime dışında söyleyebileceği hiçbir şey yok. Çünkü bunlar tanrılarının ne olmadığını (nefy) söyleyebiliyorlar sadece, ne olduğunu (ispat) değil.

26 Şubat 2019 tarihinde “Tarihselcilik Eleştirisi, Us ve İmgelem Dolayımında Yorumsamanın Doğası” konulu bir konuşması olacak Cündioğlu’nun. Ateizm meselesine yaklaştığı gibi tarihselciliğe yaklaşırsa eğer, hazirûn dinleyicilerin çekeceği var. Galip ihtimalle âdeti olduğu üzere ve her konuşmasında yaptığı gibi konunun etrafında dolanacak, esasa girmeden bitirecek konuyu.

Cündioğlu’nun alamet-i farikası düşüncenin arkeolojisini yapmak, bunu yaparken de görünürde çok şey söylemek ve fakat gerçekte hiçbir şey söylememek. Mesela bir dinleyici “hocam Allah’a, cennet ve cehenneme inanıyor musunuz?” şeklinde bir soru sorsa tanıdığımız Cündioğlu’nun bu suale muhtemelen cevabı şöyle olur: “Allah, cennet, cehennem deyince ne anlıyoruz, Allah/Tanrı imgesinin tarihsel gelişimini biliyor muyuz, arifin cenneti ile avamın cenneti aynı mı, Aristo Poetika’sında der ki, Allah derken bütünlük, sonsuzluk, zamansızlık mı kastınız?..”

Bir saat konuşur kavramlar, imgeler, imgelemler, simgeler, uslar, uslamlamalar, dolayımlar, yorumsamalar, tümceler, sözcükler (son zamanlardaki bu öz Türkçe iştiyakı ise çekilir gibi değil) uçuşur havada ama bir türlü Allah’a, cennet ve cehenneme inanıp inanmadığını anlayamazsınız. Cündioğlu’nun bütün kitapları, makaleleri, konuşmaları bu kabil bir muğlaklık ve belirsizlik ile dopdolu.

Bu şuurlu bir tercih mi, yoksa hiçbir konuda henüz dört başı mamur bir kanaate varamadığı için mi, bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey Dücane Cündioğlu'nun çok şey söylediği ama aynı zamanda hiçbir şey söylemediğidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum