Dünyanın pek çok bölgesinde sivil halk ve çocuklar çeşitli acılar yaşamakta, can vermekte, doğdukları toprakları terk etmeye zorlanmakta, masum insanlar sorumlu olmadıkları çatışmalar yaşamaktadır. Barışın ortadan kaldırılarak, silahların kullanılması, savaşların ve işgallerin yaşanması, ağır bedeller ödenmesine sebep olmaktadır.

Tarihte büyük kanlı çatışmalara sahne olan 2 büyük savaşın ardından, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 7 Eylül 2001 tarihinde 21 Eylül'ü 'Dünya Barış Günü' olarak ilan etti.

"Dünya Barış Günü" dolayısıyla UKEAD adına yazılı bir açıklama yapan UKEAD Genel Başkan Yardımcısı Ayşegül Bayıcı, Dünya Barışı'nın Kudüs'ten yükseleceğine olan inançla yola çıktıklarını ifade etti.

Bayıcı, "Uluslararası hukuk çerçevesinde gerek Kudüs ve civarında gerekse tüm mazlum coğrafyalarda adalet, barış ve istikrar ortamının gerçekleşmesine katkıda bulunarak bireylerin ve toplumların temel hak ve özgürlüklerini korumayı şiar edinmiştir." diye konuştu.

"Filistin'de, Gazze'de, Kudüs'te, Yemen'de, Mısır'da, Suriye'de, Myanmar'da, Arakan'da, Afganistan'da, Keşmir' de, Doğu Türkistan'da dünyanın neresinde olursa olsun yapılan zulümleri, soykırımları, vahşetleri kınıyoruz." diyen Bayıcı, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

"Dünyanın dört bir yanında mazlumların uğradığı zulmün son bulmasını, dünyada adalet ve barışın kazanmasını istiyoruz. Özellikle israil hapishanelerindeki masum Filistinli mahkûmlara karşı uygulanan insanlık dışı muamelelerin ve mahkûmiyetlerin sona erdirilmesi için görevi barış tesis etmek olan Birleşmiş Milletler'e harekete geçme çağrısında bulunuyoruz. Barış ve güvenlik, sosyal ilerlemenin ve sürdürülebilir gelişmenin temel unsurlarıdır. Yaşanılabilir bir hayat için yarınlara bırakacağımız en değerli miras barıştır. Dünyada terörün, savaşların ve zulmün bir an önce son bulmasını, barışın egemen olduğu bir dünya diliyoruz."

İLKHA